Kıvılcım yakılışı gibi oldu. Öldürülen Amini, bir anda dünyanın ayaklanma simgesi haline geldi. Önce iran genç kadınları sokağa çıktı. Kıvılcım, alevlenmeğe doğru kayıyordu. Kısıtlı sınırdan genele doğru yayıldı. Kentler protestolarla doluyordu. Dünyadan da karşılık alıyordu. Dünyada başta kadın öörgütleri konuyu kendi alanlarına taşıdılar. Fakat, hala öfke sokakta özellikle belirli kesim sınırındaydı. Sadece öteki protestolardan farkı, ülke geneline doğru yayılmasıydı. Rejim hemen baskıya geçti. Klasiksuçlama ile tutuklamalar oldu. Tam da olay alevlenirken, dünyada saç kesme protestolarıyla dayanışma yayıldı. Bunlar iranda alışılan hareketler düzeyinde idi hala. Üstelik siyasal önderlik de yoktu. Belucistan gibi bölgelerdeki sert eylemler ise pek de karşılık bulmuyordu.. Fırsatı ise kulanmak isteyenin olmaması da mümkün değildi. Özellikle iran karşıtı ABD ve öteki batı bu fırsatı kulanma, probagandalaştırmaya girişti. Karşılık ise iran rejimi de olayların dış düşman ve şeytan Amerikanın işi olduğunu söylemekten geri durmadı.
Günler haftalara doğru çoğaldı. Beklenen ek destekler de oluşmaya başladı. Çünkü, tam örgütlü olmasa da eylemler sokakta sürüyordu. Ünüversiteler eylemlere kendi yöntemleriyle katılmaya başladı. Boykot ve gösterilerde ünüversite öğrencileri yerlerini alıyordu. Gidrek olaya liseli öğrencielr de eklendi. Fabrikalarda grevler gerçekleştirildi. Eylemler yayılıyor ve karşılığında baskılar da artıyordu. Fakat, hala kalkışmanın siyasal önderlik ayağı yoktu. Sis duvarının birisi ise aşılıyordu. Yönetime direk protestolar ve Hameneye ölüm sloganları da yayılıyordu. İran böylesi geniş eylemlere tanık oluyordu…
Önemli bazı hatırlatmalar da gerekir: iran hem anti Amerikancı hem de kapitalist bir ülkedir. Sistemin şer eksinene koyduğu mollalar rejimiyle yönetiliyor. Anti Amerikancı ile kapitalist ikileme, gerici rejim noktası da konulunca, olaylardaki birçok olasılıktaki son nokta da önemlidir. Hele eskiden yapılan siyasal devrime dek gelinip, molalara iktidarın teslimi deneğimi, mutlaka akılda tutulmalıdır. İranda Şahı devirdikten sonra, mollalar rejimine doğru iktidar dengeleri değişirken, Humeyi örtülme ile kadınlara yöneldi. 79 yılında yine kadınlar ayaklandı. Protestolar yapıldı. Halkın Fedayilerinin Humeyni karşıtı kesimi dışında da destek bulmadı. Buda yaşanan tarihin hatırlatığı siyasal öneml ders ti…..
İranda sokaklar ısınıyor. Eylemler ülkeye doğrudan yayılıyor. Bazı beyaz yakalıların da sokağan indiği görüldü. Önceki yazımdaki braktığım yerden farklı olan, kadınların protestolarına değişik kesimlerin de katılmaya başlamasıdır. Ancak, tekrarda yarar var: hala onca yükselen protesto dalgasına rağmen, siyasal önderlik yok. Bunun yokluğu ise iktidara yönelip yerine hangi seçeneğin olduğunun belirginleşmemesi demek sonucudur. Ayrıca orta siyasal eylem olmaması ise karşıta karşı tutumlar ve taleplerin de değişken olmasını da hep tehlikeli şekilde hatırlatıyor. En kritik yerde veya direk Amerikan İngiltere müdahalesindeki eylemlerin etkilenerek sönme tehlikesi de önceki olaylardan dolayı her an muhtemel gelişme olarak bir yerde tutulması gerekir. Develt ise kendi aygıtlarıyla olaya karşı harekete geçti. Kendi geleceğini kurtarma peşinde. Şu geniş dalgaya rağmen siyasal önderlik eksiği sonuçta siyasal sonuç alınıp devrim gerçekleşmesi de zor. Fakat, bir fay hattı daha kırıldı. En azından protestolar süreklileşme deneğimi ile yönetimin gidrek bazı tıkanma tutumları derslerle ve soakakla kanıtlandı.
Burada bize ilginç bir soru da gelmesi gerekir: neden buraya İranlılar durmadan ev alıyor. Sterlinlik milhon veren kesimin iran fakiri olduğunu düşünmemek şart. Bunlar irandaki rejimden kaçan kesimlerdir. Ayrıca, tüm iran protestolarında ünüversiteler direk destek moduna giriyor. Oysa K. KIbrıstaki ünüversitelerin yapısal özellikleri nedeniyle genelde iç protestolarında katılımı ya cılız veya hiç derecesindedir. Sanırım, iran hareketliliği gerek kadın gerek ünüversite bakışının bizde sorgulanma aciliğini de yaratıyor. Bunu da ekleyelim.
Son bir not: irandan Şiliye eğer kadınlar öne çıkıyorsa, uğradıkları baskılar kadar, örgütlü olmalarının ve genel sınıfsal seçeneksizliğin olmasının da zorunlu sonucudur. Örgütlü olan kaçınılmaz olarak kendi gerçeğini de haykırma şansının önceliği olur. Bunlar son iran eylemleriyle aklıma gelen önemli düşüncemdir. Ayrıca unutmayalım: iran bölgesel bir güçtür. Amerikanın tasfiye tetmek istediği ülkedir. Anti Amerikan ve kapitalist devlet yapısına sahiptir. Emperyalizme karşı ve gerici mollalı kurumsallaşmasına da sahip. Böylesi çelişkili sistemsel bölgesel devletdir. Kırılma veya yeni rejim direk Ortadoğuyu da altüst edecek düzeydedir.