yaklaşımlarÖzkan YıkıcıArada kaçırdıklarımız - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Arada kaçırdıklarımız – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Haftamız oldukça yüklü idi. Hem güncel gelişmeler hem de yakın tarih dönemleri çakışması içinde yerel havalar da yalanlarla gerçekleri karmakarışık yapıp yaşanıyor. Mümkün olduğu kadar yakalamaya çalıştım. Fakat, arada internet kesintileri de eklenince, işin vıcığına doğru gider gibi oldum. Yine de arada kaçırılan bazı gelişmeleri önemli olanları kısaca geçiş yapmaya çalışacam. Öyle tören göstermelik abartı geçişleri değil elbet.

****

Öncelikle hiç konu bizde edilmeyen genel birkaç bilgi verelim. Polonyaya iki füze düştü. Batı korosu hemen Rusyayı suçladı. Bazı faşist devletler hemen Natoyu toplantıya çağırdı. Fakat, liderlerin bir kısmı Endonezyada G.20 toplantısındaydı. Teknolojik araştırma sonucu olayın Rusyadan değil de Ukraynadan ateşlnenen füzeler olduğu anlaşılınca, mavlayan kediler sustu. ENdonezyanın Bali adasındaki Neto liderleri de Baydının talebiyle toplandılar. Fakat, Türkiye çağrılmadı. Oysa Balide Erdoğan da vardı. Nato dışı Japonya dahi çağrıldı. Erdoğan buna kızma veya başka duygularla karşılık verme yerine “toplantının önemli olmadığı” bahanesine sığındı. Türkiyenin önemli ülke olup önemli toplantılarına çağrıldığını belirti.. Türkiye medyasında pek de ses çıkmadı. K. Kıbrıs ise önemli gerilim yaratacak Polonyaya düşen füzeler konusuna “aman ha, Türkiyeden net tavır gelmedi” korkusuyla hiç konuşmadılar. Polonyanın Nato üyesi oluşu direk savaşın genişleme tehtitlertini de işaret etmesi bakımından aksine, oldukça önemliydi.

*****

Son alınan önemli haber de ıraktan: ABD Erbildeki konsolosluğuna gönderdiği talimatla, Iraktaki Amerikan vatandaşlarının ülkeği terk etmesini istiyordu. Nedeni ise “Türkiyenin ırakta hareket yapma olasılığını gösteriyordu”. Elbet Türkiyenin ırak topraklarında hem de içlerinde üstleri olduğu kesin. Bunu dahi bizde bilen yok. Ayrıca ABD ırakta kurulan yeni yönetimden pek de memnun değildir. İran kartını oynama olasılığı ise iranın da en yakın ıraktaki Amerikalılara karşı karşılık verdiği de bilinen pratik tutumdur. Onun için tüm bu toplamda, bir de bu uyarıyla resmen bu bölgenin bizat Amerika tarafından karıştırılma işaretlerinin artmasını da getirmesi normaldır. Zaten, ABD iran karşılıklı bazı müdahaleler özellikle Kuzey fedral kürdistan topraklarında zaman zaman füzelerle yaşanmaktadır.

****

Kasım ayı başındaki B.M. oylamasıyla da dış dünyayı tamamlayım. Oylamanın nedeni Nazizme karşı mücadele talebiydi. Faşizme ve nazizme karşı mücadele tjtumunu içeren taslak tasviye içerikliydi. 22 Ülke ret ediyordu. ABD, Almanya, Holanda gibi kendilerine gelişmiş ülke diyen devletler bu karara karşı hayır ooyu kulandı. Dünya siyasetinde yükselen faşizim ve devlet yönetimine gelmeleriyle siyasal duruşun nereye gelmesi bakımından önemli belgedir. Hindistan ve italyayı da elbet unutmamak önemlidir. Onun için Ukrayna savaşıyla birlikte taraflaştırılan, normal hale sokulan sokak faşizmi sonuçta kınanmama veya ortak mücadele birliğine sokulamadığı da anlaşılmaktadır****

Bunlar dünyada kaçırılan birkaç önemli gelişme olurken, Türkiyedeki isdikla cadesi bonba patlaması olayında acıların yanında siyasal tutumlar ve açıklanan bilgiler bakımından oldukça paradoksal özelliklerle doludur. Gerçi, K. Kıbrısta bunlar hiç önemsenmedi. Hem de Fuat beyin kükreyerek tehtitlerine hem de son olarak Başaran Düzgünün de Türkiyeye sokulmamasına rağmen konuşulmadı. Hala Türkiye gerçeklerinden kaçarak, dokunulmama zırhına inanç sürmeğe devam ediyor.

Oysa, özellikle Süleyman Soylunun açıklamaları, konuyla alakalı bilgiler yanında korkular ve olasılıklar da adeta karmakarışık bir savurganlığa dönüştü. Soylu ABD Elçisinin taziyelerin ret edip onu suçladı. Erdoğan ise Endonezyada görüşmek için takla atığı Baydınla görüşünce, taziyetlerine teşekkür ediyordu. Hele saldırıyı yapan kadın konusundaki bilgiler darmadağın savruk şeklinde. Kimisi Afrinden kimisi Mengüçten kimisi de KObaniyi işaret ediyor. Yine kimine göre dört ay kimine göre bir yıl Türkiyede kaldı. Yine kameralarda bazen tek bazen üç çiçekle görüldü. Daha bir darmadağınıklık ise yakalanıp sorgulanan kişilerin hiç biri Kürt olmamasıdır. Söylenen Kuzey Suriye bölgelerinde Türkiyenin yoğun askeri gücünün ve yandaş cihatçıların olduğu olgusu hep dıştalanmaya çalışılındı. En son önemli durum da yakalanan kadının açıklaması: Kadını öylesi bir kişilikle tanıtılar ki “istihbaratçılıktan başlayıp, ajan yetiştirme biçimi ve eğitilme kuralları sıralandı. Oysa yaşananlar ve hemen sonra anlatım şekileriyle tanımlama oldukça paradokslarlar doluydu. Süleyman beyin açıklamaları ise birbirini tutmuyor. Ama yandaşlarına hitap bakımından konsolide etmede hala başarılı.

****

Hiç bizde konuşulmayan iki tarihi olguyla konuyu kapatalım: Türkiyede Seyit Rızanın idam yıl dönümü 15 kasım 1938 yılı bazı Türkiye aydınlar tarafından hatırlandı. Alıştığımız bir gerçeğin madalyonun öteki yüzü de belirtildi. Erdal Eren yaşı büyütülerek asıldı. Seyit Rıza ise yaşı küçülterek idam edildi. Hem de karar açıklanmadan önce hızla asıldı. Türkiye artık Dersimle yüzleşmeden nereye dek kaçar ben de bilemem. Seyit Rıza Erzincana görüşmek için giderken, Elazıda yakalanıp hızla yargılanıp idam edildi. Yaşı da Küçülterek. Nasıl ki Eren, yaşı büyülterek asılma travması konuşulurken tarih Rızanın da yaşının küçültülmesiyle asılma ibretliği bir gün eleştirel güncel normalikle konuşulacaktır.

****

Son olarak: Filistinin bağımsızlık ilanının 15 Kasımda hem de izim siyasal darbeyle birlikte yapıldığını kaç kişinin aklında? Dünden günümüze Filistin hikayesindeki ilan kıyas artık canlanacak bir zamanlık Filistin konusunda konuşulup değerlendirilecektir.

Görüyorsunuz: kaçırılan çok ama olanak az. Dileğim, yazdığım birkaç satırla sizi dünyadan yerele dek getirmeği başarmamdır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin