İsrail’de kısa zaman içinde, beşinci erken seçimini de gerçekleştirdi. Kısa dönem dışında hep Başbakan olan Netanyahu, yine aşırı faşist partiler blokuyla birlikte seçimi kazandı. Netanyahu resmen yeniden başbakan oldu. Dünyada yükselen gerici ve faşist eylemlerin belkide ilk gürleyen seslerini de israilde duyduğumuzu düşünürsek, seçim sonucunun en başta Ortadoğu anlamını da düşünmeden edemiyorum. Netanyahunun ayni zamanda yolsuzluklar nedeniyle yargılandığını da eklersek, sık sık kulanılan bizlik yalanın da nedenli dünyada karşılık bulduğunu da anlamamıza belki yeter. İsraili örnek demokrasi devleti olarak gösterirken, nedense başbakanlarının hala bitmeyen yolsuzluk yargılanması ile son seçimlerde faşist bloğun kazasnma gerçekleriyle yeniden değerlendirmemenin de kısgacından kurtulmamız gerektiği kesindir.
İsrail devleti kendi niteliklerini hep gösterdi. Nitekim, son seçimlerden önce Gazle bölgesinin vurulması ve Batı şeryada bazı Filistinlilerin vurulmasıyla nasıl bir dünyanın İsrail resmini çekmeye yetip artıyor. Ancak, kurumsalaşan devletlerin önemli özeliklerini de bu ülkede yaşamaktayız. Kısa zaman içinde hem de durmadan beş kez seçim yapmasına karşın, oluşan boşluk sonucu devletin öteki kurumları işlemeye devam etti. Sistemin kurumsal işleğişi de sürdürüldü. Bu nedenle seçimlerin eleştirisini yapanlar için İsrail önemli bir yönetim kurumsal örnek olarak da ele alınma gerçeğinden kaçamayız.
Son dönem dışında öteki gidilen erken seçimlerde Netanyahu genelikle başbakan olarak katıldı. Son erken seçimde ise karşı blok seçimi kazandı. Ömrü sadece aylarla sınırlı oldu. Geniş blok denilerek kurdurtulan ve işbirlikçi Filistin Arap partilerinin dahi eklendiği blok, kendi içindeki geniş havız sonucu resmen dağıldı. Dağılma sonrası da yargılanmasının bitmesi umut edilen Netanyahu yeniden aylar sonra koltuğuna döndü. Bu defa hem daha fazla sandalye hem de faşist partilerin gücünün de artırılmasıyla yetkin hale gelerek kazandı. Bu şartlar elbet karşılığını da bulacak. Filistin üzerindeki baskılar artarılacak. Amerikan eylimlerine göre Arap devletleriyle daha sıkı ilişkiye yönelecek. İrana karşı daha tahrip eden tutumlar gelişecek. Örneğin, bazı İranlı kişilere suikaslar duyarsak, şaşırmayacağız. EN önemlisi Suriye semalarında atılan füzelerin haberlerini pek duymasak da gerçekleşecek. Yeni Amerikan bölge stratejik hareket noktasına göre de kendine has çıkar sağlama adına faaliyetlerini koordine edecektir.
Filistinliler ise bildik hikaye ile yeniden hyazılıma devam denilecek. Kimse, Batı Şeryada yerleşimlerini duracağını eklemesin. Gazlenin aplukası kaldırılıp, nefes alınması kararını rüyasında görmesin. Ama, saldırılar sürecek ve onlarca ölünün haber değeri dahi olmayacak. Birileri şu lafazanlığı da elbet yapacak: “B.M. parametrelere göre, Filistinlilerin hakları” diyecek. Ama tutmayacak.
Kısaca, dün seçimi kaybedip, yargılanırken hapse gideceği beklentisine takılınırken, şimdi daha güçlü faşist kesimlerle Metanahu yeniden başbakanlık koltuğuna oturdu. Bölgemiz için pek de iyi bir haber değildir. Hele de Akdeniz hegemonyasının da yoğunlaştığı anda.
yazarın tüm yazıları:
Özkan YıkıcıNetanyahu, yeniden geri döndü – Özkan Yıkıcı
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin