Serhat incirlinin gazeteci olduğunu herkes bilir. Gazeteciliğe bağlı gazeteci, televizyon prokram yapımcısı ve buna ek olarak ünüversitelerdde meslek teknik üzerine dersler verdiği de gerçektir. Bu mesleki çizgide ordan oraya giderken, elbet başına da gelmeyenler kalmazken, onun da kıvraklık dereceleri bazen sapmaya dek gidiyordu. Onun görevden alınma haberini bizat kendi Yeni Düzen gazetesi köşesinden okudum. Pazarın gecesinde olduğu için, ertesi günkü tepkileri de bekledim. Aslında, Serhat herkesin yaşamaya aday olduğu gerçeğin bir tekrarına tanık oluyordu. Bir farkla, daha kibar ve utanmazca. Serhat görevden alındığını DAÜ vakıflar yönetim kurulu başkanının yazısından değil, maaşının yatmamasıyla farkına vardı. Bu vakıf başkanı Erdal Özgenç bey Serhat o Mağusa belediye başkanlığına aday olurkan, hakında, “iyi insandır” lafını dahi sesini kibarlaştırarak söylediydi. Daha lafın tükrüğü kurumadı. Erdal bey ona nedenli iyi insan olduğunu da kanıtlayarak Mağusa sokaklarında daha demokratik kent çağrılı propagandayla bazı kesimlerden oy istemeğe çoktan çıktı.
Serhat incirli, Avrupaya gittiydi. Orada kendine has bazı açıklamalar ve anlatılar da yaptı. Tam ülkesine gelip havasını atacak ken, işten altılma şeklkine başka esrumanla karşıllaştı: Maaşı yatırılmadı. Elbet DAÜ kurumunun uyguladığı veya genel ünüversitelerin normal davranışlarından farklı bir şey değildi. Yeter ki ta baştan ilgili gerçekle karşılaşıp haber yapıp sorgulamak isteseydik. Şimdi de Serhat karşılaştı. Meğerlim birisi daha varmış. Bunun dahi bilgisi hala etrafta yok. Serhat, kendi basın gücüyle konuyu ancak duyurma şansı olduğu için duyruldu. Unutmadım: Zeki Beşiktepeli de işten şutlandı. Kimse doğrudürüs yazmadı. Oda Afrika saldırısını kınadığı için işten durdurulduydu. Ratyo Mayısta prokrama ben getirtip orada açıklamasam, kimse habersiz durup geçiştirecekti. Şimdi de Serhat olayını duyuyoruz. Serhatın bir de kendini aynada sınaması gerekir: Erdal beye kendisi ısrarla “iyi insan” diyordu. Zaten K. Kıbrısın en tuhaf kültürleşmiş olgularından biri de bu: “iyi insan”. Hırsıza yolsuza, nicesine” hep iyi insan etiketini takmayı gayet iyi becerir.
Serhatın görevden alınmasında elbet herkes şu ismi de söyler: Ersin Tatar. Ersin beyle Serhatın aşkı bir başkadır. Üstelik Serhat Ersini “Avrupa görmüş” diye seçimde destekledi. Londrada epey macerası da oldu. İyi insanları, Avrupa görmüş deyerlendirmeleri şimdi Serhatın DAÜ görevden alınma kişileri olup çıktılar.
Tüm bunlara diyecek önemli eleştirel gerçeğim var: Serhat kim isterse olsun, neden görevden alınıyor sorusunu da aşacak sorgu şu: Gazeteci ve akademisyen gerçeklikelri var. Ünüversiteler ve basın ikili kurumlar demokrasilerine özgürlüklerine gam vurmayacak şekilde neden hala kınamıyor?
*****
Böylesi bizlik örnekle karşılaşırken, Serhatın önce dostu sonra onu yok etmeğe varan tutumuyla Ersin bey Londradaydı. Fakat belli ki tarihi de şaşırtarak aldı! Çünkü, Lefkede hafta sonu Hurma fesdivali vardı. Tatarın tam da hamasi şahlanmayla hurmalara saldırma zamanını değerlendirme anıydı. Maliye bakanıyken ve ben de onun memuruyken, Tatar sırf AKP kanıtlanma işbirliği için Umreye gider. Umre sonrası sendikacıları görüşmeye çağırır. Giden sendikacılara gösterişli şekilde Umreden getirdiği hurmalardan ikram eder. Demek ki Tatarın fesdival ve hurmaya karşı da ilgisi bir başkaydı.
Adını resmi temaslar koydu. Fakat, İngiltere makamlarından resmi temasının dahi olmadığı başka bir gerçek. Kapılarının önünden dahi geçmedi. Ama bol harcılahlı, epey katılımcı heyet le ingiltereye gidildi. Bazı Türk kesimlerle birşeyler denendi. Onun da pek tutmaması da işin tuzu biberi oldu. Ama, Ersin Tatar Londraya giderken, Zorlu bey de sarayın keyfini çıkardı. Bir de Serhatın kitapı derlenip ünüversiteden şutlanması ile kaçırılan Lefke hurmalarının paradoksuyla yeni saray küliğe hayatı devam etmektedir.****
Birisi daha ingiltereye büyük heyetlerle uçtu. Elini taşın altından kaldırtıp, fondaki paraları toplayıp adına da turizm fesdivaline katılım koyup Fikri bey de uçtu. Öyle uçtu ki esas güneyden gelip parasız ve teşviksiz turislere de sorun çıkarmaya devam etmeği de ihmal etmeden yaptı. Öyle ya: Burası Kuzey Kıbrıs. Yasa dışılıkta dersler veriyor. İşbirlikçilik ile etiket dahi sıfırlama örnekleriyle ünlüdür. Şimdi Londra sokakları bu zenginliklerin uluslararası temasın öğreticiliği ile dolu dolu yaşatılıp, paralar ceplere inip en lüks otel sefaları gerçekleştirilip geldiler. Serhata da eyvallah uyarısı da yapılarak.