Yunanistan ülkesinin adını sık sık kulandığımız gerçek. Özellikle siyasal “düşmanlık” çizgisinde dilimize dolamada üstümüze yok. Ancak, hem “düşman” hem de gezip de görülen yer olarak, Yunanistanda olnaları da izlemek konusunda doğrusu odenli ayni derecede durmuyoruz. Hat da nerede ise resmi sövgüler ve gezinti izlenimleri dışında bir de dinlenilen müzik duygusalık ögesinde orada olanlara pek de önem vermiyoruz. Bu koşulları da düşünerek, kısa bir Yunanistam haftalık görünüm makalesine yoğunlaşmayı uygun gördüm.****
İsdiklal caddesindeki palamayı geçen hafta sonu, Pazar gününde yaşadık. Peki diyeceksiniz, nereden çıktı bu konu ile Yunanistan alakası? Stelyo Berberakisin bugünkü T.24 sitesindeki yazısından yakaladım. İstanbuldaki patlama esnasında yararılardan biri de Yunanlıydı. Yunanlı turistin açıklamasına göre, “hastahanede kendisine ayrım gösterilmeyerek yardım” edildiğini söyledi. Devamında da tekrardan Türkiyeye gideceği mesajını verdi. Böylelikle Türkiye Yunanistan ilişkilerinde önemli barışçıl mesaj olarak da örnekleştirildi. Ayni anda Endonezyadan Erdoğan Yunanistan için “bir gecede ansızın geliriz” derken, içişleri bakanı Soylu de parmak işaretiyle Yunanistanı suçlayıp tehtitler yağdırıyordu. Tabi ki kanıtlanmadan olan tehtitler olduğunu de eklemeden olmazdı. Bunlar adeta bize Türkiye Yunanistan ekseninin çok yönlü resmini çekmeğe yetip artıyor. Hele de hem Türkiye hem de Yunanistandaki seçimler süreci yanında türkiyede Erdoğan Soylu çelişkili mesajlar ve aynisi Yunanistanda liderlik mücadelesindeki dışişleri bakanı ile mMisotakis ikilemi benzerlik ve düşmanlık ihdiyacı kuralarının nasıl işletildiğinin örneklemi halinde karşımıza dikildi.***
Berberakisin de yazısından yararlanarak girişe koyduğum örnek, adeta Kıbrısın iki garantörünün, müdahalelerle neleri yaptıkları ve her ikisinin de Nato üyesi olma gerçeklerindeki Marksis genel ilkeği de yazmamı dayagtıyor: Son Tahlilde ortak olunan Emperyalist kapitalist gerçeklik ilkesi.
Ben bunları okurken hafta içi yazmayı düşündüğün makale konusu da yeniden aklıma takıldı. Yunanistan ve hat da Kıbrıs için yakın tarih önemi oldukça önemlidir. 17 Kasım 73 tarihindeki direniş, hem oluş hem de sonuçları bakımından önemlidir. Ayaklanıp, cuntaya karşı direnen öğrenci hareketi sokaklara yayıldı. Cunta askeri güçle Teknik ünüversiteye tankla girer. Önemli sayıda katliyam gerçekleşir. Bu tarih Yunanistanda önemli direniş tarihi olur. Üstelik bu katliyam üzerinden 17 Kasım örgütü de doğar.
Direniş sonrası Yunanistan askeri cuntası sıkışır. Yapılan ABD ile istişarelerle de Kıbrıstaki Makariyosa karşı darbe de gündeme gelir. Yunanistan 17 Kasımdirenişiyle cunta artık sayılı günlere doğru giderken, Makariyos Kıbrıs anlaşmasını imzalamadı. Bununla da kalınmayarak Sovetlere gider. Onun da suyu ısındı. Aradaki bazı gelişmeler ve 74 yılındaki Mayıs ayındaki dışişleri bakanları krizi sonrası hem Cuntanın ayakta tutulma veya nefes alma hamlesi hem de Kıbrıs tezinin de zemini oluştuğu inancıyla Yunanistanın Kıbrısa darbe yapması onaylandı. Sonuçta gerçekleşip Makariyosun öldürülmeme başarısızlığı sonrası da Türkiye askeri müdahale etirilerek ada fiylen ikiye ayrıldı.**
Yunanistan solu ABD ve cuntayı hiç afetmedi. Kıbrıs dosyasında bunları açık belgelerle de belgelediler. Cuntacılar yargılanıp hapse atıldı. Af etmeye yeltelenleri de sokakta engelediler. Amerika ise yaşanan gerçekler ve sönddürülememesi sonucu Klinton99 yılındaki Yunanistan ziyaretinde özür diledi. Yine de Yunanistan solu konuyu hep gündemde tutu. 17 Kasım katliyamını da her yıl anarak sokakta yaşatmaya çalıştı.
Eklemeden olmaz: Yunanistandaki Kıbrıs dosyası tartışmalarını BBC Türkçeye haberleştiren Yunanistan gazetecilerinden birisi de Stelyo Berberakisti. Böylelikle sizi Kıbrısla alakalı yakın tarihli direniş anımsatmasıyla bazı bilgileri yeniden hatırlatım. Hatırlamak ve tanık olunanları geliştirmek önemlidir. Aksi taktirde bizde artık sık sık görülmeye başlanan resmi tarih dışındakilerin dahi unutkanlığa ve fon tırtıklama sonucu Amerika ve ingilterenin Kıbrıs rollerini yok etme çabaları oldukça artı. Buda öteki madalyon yüzüdür.
Kısaca, Yunanistanı tek ayaklı değil dört ayaklı sandalye üstüne oturarak öğrenmek önemlidir. Geleneksel solun birikimi oldukça önemlidir. Orada bazı acıların gündemde tutulup fırsatı buldukça sorgulama ise bazı bilmediğimizi sandığımız direk bizi de etkileyen gerçekleri de yakalamak mümkündür.