Bir yılı daha tamamlıyoruz. Artık günler değil, saatler kaldı. Birkaç gün sonra yeni yıla merhaba diyeceğiz. Şu anda yaşadıklarımız, yarın dün değil geçmiş yıl olacak. Tarih denilen kurama girecek. Yeni yıla girmeden, yaşamakta olduğumuz sene konusunda, özellikle yeni siyasal tarihe girecek bazı seçkiler yapmaya çalışacam. Ayni tekrarlardan çok, hamlelerle yni kurumsal akla gelmesi gereken yaşananlardan bir demet sunacam. Artık 2022 yılını tarih olarak kaydetmenin de son anlarında aklıma gelenlerle kısa makalemi döşemeye çalışacam.
Elbet, K. Kıbrıs derken, yaşanan yeni olacak koşullar da önce Türkiye destekli veya hesaplı oluşu ile dünya kamuoyu nun kabullenmesiyle gerçekleştirildiğini de akıldan çıkarmamakn önemlidir. Tekrar gibi görülen “seçimler gibi” aslında bazen yeni damıtmalarla siyasal hamlelerin de olması her an olasıdır. Nitekim bu yıl K. Kıbrısta hem parlementer hem de yerel seçimler klasik tekrarın dışında yeni siyasal mesalarla doludur. Onun iiçin şimdiden geride kalmakta olan yıldan, bazı önemli yeni siyasal kurumsallaşmalara kısaca dokunacam.****
Geride brakmakta olduğumuz 2022 yılında bildik tekrar gibi görünen ile değişimler veya Falyalı cinayeti gibi hesaplaşmalarla yeniden el değiştirme olayları birlikte savruldu. Önce yılın başında parlementer seçimler gerçekleşti. Tüm kötü göstergelere karşın yine UBP birinci parti çıktı. Yaşatılan sömürge koşulalrında bu elbet anormal değildi. Üstelik demokratik şeklinde olmayan seçime de ülkemizin ders verici demokratik seçim yalanın da söylenmesi moda halinde tekrarlandı. Fakat, önceden başlayan TC AKP operasyonları burada da üst seviyede devam edildi. Hem seçimi hem de parti kongresini kazanan Fayize şans verilmedi. Başbakanlığı da parti liderliği de kolayca bitirildi. Ayni şekilde atanmayıp seçime de girmeyen Tahsin olayı da yaşandı. Antalyaya olmadığı dışişleri bakanın olarak çağrılığ resmen talimatla koltuğa oturtuldu. Konulan önce makamcılardan bazıları sonra da direk Sucuoğlu koltuktan kolayca uzaklaştırıldı. Hem partide kurultayda en az oy alan hem de Jetden adapasa dek sgandalı makamcı olmasına karşın Üstel baş makama oturtuldu. Bunlar olurken de elerindeki birçok yetki daha alınıp direk Fuat beye bağlanıldı. Şikayet kapısı da elçilik yolu daha bir kulanılır hale getirildi.
İkinci seçim ise daha bir anormal koşullarda gerçekleşti. Bunu ben değil bizat Yüksek seçim kurulu kararlarında da var. Emsal kararla yapılacak seçimin yasal olmama durumu açıklandı. Uzlaşı ise şu: kimse şikayet etmeden seçimin yapılma orta yol denilen yasa çiğneme kuralı uygulandı. Tabi ki yeni belediyeler yasasının kağosu da malum. Bu konuda dileyen benim kısa dönem öncesi makalelerimi okuya bilir.
Böylelikle sömürge koşullarında yerşeştiği sanılan kuralar dahi yerlebir edildi. El koyma ve talimatla yönetmenin yeni üst düzeyine geçildi. Bunlar elbet önümüzdeki yıl belediyeler kağosu ile idare etme kuralıyla nasıl yol alacağımızın da işaretleriyle anlayacağız. Çünkü yaşananlar net. Karşı çıkan yok. Ana muhalefet dahi olayı salt ikidebir dayak yiyip koltuk değiştiren “hükümete” yükleyip sırasını beklemeye devam ediyor. Tekrarlanan seçim süreçlerini yeniden yazmayacam. Zaten, onlar olmazsa olmazlarımızdır.***
Siyasal alanda bunlar olurken, birden mafya ağındaki şidet burada da Falyalıyı vurdu. İşaretlerini bizat AKP sözcüsü Öner Çelik dört yıl önce verdiydi. Biz K. Kıbrıstaki eli elibeş milyar doları obnlara yedirtmeğiz diyordu. Mafya hesaplaşmasının öylesine yükseldiği bu yılda K. Kıbrısta da Halil Falyalı cinayetiyle de yerini aldı. Bir farkla, başta yönetim medyası ve siyasileri olmak üzere, pek de ses verilmedi. Oysa dünya bu alandaki hesaplaşmaları epey konuştu. Bazı konuşanlarımız ise nerede ise Adalı ile Falyalı cinayetleri aynılaştırıp mafya niteliği ulusaln kılıfla değiştirmeğe uğraştılar. Serhat beyin bu konudaki rolü tartışılmazdır.
Böylelikle hem kara para mafya hem de siyasal partielrle kulandıkları işbirlikçi yetkiler bu yıl değişime uğradı. Birçok şikayet de makamcıdan çok elçilik kapısına doğru hızlandı. Etzacıların ilaç yokluğu, ihracatçıların sorunları, Ticaret odasının beklentileri hepsi elçilik odalarlındaki toplantılara konu edildi. Siyasilerimiz ise yandaş atamanın dışında nerede ise yetkielri kalmadı. Sadece birilerine ani para kazandırmak için alıp da kısa zaman içinde mahkeme kararına dek kazanma kirli politikaları gerçekleştirdiler. En son isgele imar yasasındaki günlük değişimle onlarca milyon doların kasalara girmesi gibi.****
Küliğe siyasal simgesine bilmem dokunmak gerekirmi: vakıflarla din işleri dayresindeki yeni rolerle ganimet paylaşımlı, Osmanlı tipi fetih mülkleştirme hamlelerine diyecek söz kaldımı. Bunlar pek de konuşulmadı. Elektrik kurumundaki ihalesiz yakıtla nelerin götürüldüğü, yakıtın kullanımından tutun alım şekline dek resmen akıtılan yüzlerle ifade edilen milyonluk dolarlar da servet aktarımlı rant kara ilişkilerin yeni yöntemlerinden irkaçı oluyordu. Birn de belediyeelr yasasındaki harita rezaleti var. K. Kıbrıs Türkiye kontrolunda olmayan yerleşimler dahi buradaki belediyelerin idari alanları olarak konulması da resmen dikatin nedenli silikleştiğinin basit kanıtıdır.****
Ümüvers,te rezasite rezaşetşeri, yığılan yeni nifuslar bunlar artık anormal değil. Yöntemleri de konuşulmaz. Sadece artan suç sayısıyla lafazanlık gerçekleştirilir.Bir de konuşturulmayan Karpazdaki yeni alan paylaşımı var. Askeri bölge, bazılarına yerleşim yeri ve yeni rant alanı olarak Karpaz çaktırılmadan hazırlandı. Boşuna değil Hamit beye onca destek verildi.
Kısaca, gördüğünüz gibi, K. Kıbrıs yıl içinde yeni kurumsal hamleler oluşturdu. Türkiye ekseninde daha Türkiyeleşme merkezli hamleler yapıldı. Yetkiler alınırken, talimatlar daha sert oldu. Tepki de odenli ters orantılı cılız. Mafya kavgalarının ayak değil silah sesleriyle yaşanıpn liderleri dahi bulan günlerin normalleşmesine dek ulaşıldı. Bunlar yasa dışı olmanın, Türkiyenin ilhaklaşma Yeni Osmanlı politika gerçeklerinin adımlarıdır. Benzerinin Kuzey Suriyede idlip ve Afrinde de yaşandığını akıldan çıkarmayalım.
Sömürge koşulları yanında ilahkaşma fırsatıyla da siyasal hamleler oluyor. Olmaz demeğin. İsrailin Filistin topraklarında veya Golanda yaptıkları, Fasın Batı Sahra gerçekelerinde bunlar yaşandı ve dünya ses çıkarmadı. Fırsat ve zaman bu nedenle önemlidir. Adı konmadan yapılan politika gerçeğini de akıldan hiç çıkarmayalım. HerHerhalde son dönemde yaşananlara federal yapı veya uluslarası parametre diyecek değilsiniz.
Sonuçta bir yılı daha saatler kala kapatıyoruz. Bunlar senelik gelişme ile tarihselleşecekler. Biz dersmi alırız yoksa devam mı deriz, bunu tek tek kişiler değil örgütlü ses çıkarmakla ancak tersine işletilir. Hele fon paralılarınn önemli konularda seslerinin hiç çıkmaması da paranın gücünün susturma tekniği olarak da hayata kazıldı. Bakalım önümüzdeki yıl bize nasıl bir dünya yazdırtacak.