Arjantin Katar dünya kupasında çeykrek finale çıktı. Rakibi de seneler önce yenip kupayı aldığı Holanda oldu. Bu elbet, futbolu ulusal sorun haline getirip, ortak paydaşlaştıran halk için, sokaklarda kutlanması da elbet olacaktı. Olacak da fırsatın siyasete verdiği kulanım olanağı da işlemeye başladı. Arjantin Katarda çeyrek finale çıktı. Üstelik gidrek şanpiyonluk için aday olmaya hız vermeğe de başladı. Mesileri de iyi futbol oynamasıyla yeni dünya yıldız kanıtına yaklaşmayı umuyor. Bunlar halk nazarında sevinçle karşılandı. Son ele maçı sonrası da öyle oldu. Başkent Arjantin bayrakları ve kutlama sesleriyle yükseldi. Fakat, başka sesler da mahalelerden gelmesi beklenmeyen öteki gelişme idi. Bir yanda sevinç gösterileri, öte yanda protesto tepkileri de sokaklardan yükseldi. Bir anlamda Futbol ile siyaset iç içe girdi.
Arjantin tam da dünya kupasında ileriye yönelik seslerini yükseltecek ken, birden siyasi gerçekler de beklenmedik biçimde sokakta duyuldu. Arjantinin eski devlet başkanı, şimdiki başkan yardımcısı ve senato başkanı Kristina Kişmerin ceza aldığı mahkeme kararı, ülkeyi uykuya sokacak siyasi süreçten öteki uyanık alana çekti. Üstelik yaklaşan Arjantin seçimlerinde Kristina Kişmerin seçimi alma ve aday olma olasılıkları da artığı zamanda bu karar verildi. Kararın hemen okunması ve yazılı şeklinin hala olmaması ise bir telaşla alınan karar algısını artırıyordu. İdiyaların ise yirmi yıl öncesine uzanması, net kanıtların olmaması, kararı veren yargıç ve savcılar hakında bazı gizli b ilgielrin de yayılması, Kişmerin resmen yargıyı paralele devlet olarak suçlayıp bazı kanıtları net şekilde söylemesi, ülke konusunda bir “acaba şimdi de Arjantin mi” soru alana çekti.
Hatırlayalım: önce Paraguayda seçimi kazanan lider, mahkeme kararları ve parlemento onayı ile görevden alındı. Lula seçimi kazanacağı dönemde sonradan uyduruk olduğu ve CİA kararlı yargı kararıyla içeriğe atılıp seçime katılması engelendi. Ayni Brezilyada Rusefin resmen uyduruk ve yetersiz kararlarla hapse girmesi de akılın bir yerinde duruyor. Yetmedi, Peruda seçimi alan yeni sol lider de ayni çenberin içine alındı. Yargı kararıyla suçlanmaya başlanıp, sonra resmen yurt dışı çıkışı da engelenerek, daha koltukta karar almadan siyasal kelepçe yüzü kendine gösterildi. Latin AMerikadaki sıraladığımız b u gelişmelere şimdi de Arjantin mii sorusunun eklenmesi bu nedenle tesadüf değildir.
Gelenilkle son Latin Amerikada yeniden yükselen penbe sosyalist dalga ile devletin öteki kuruluşların seçilenler veya seçilmekte olanlara takındıkları tutum, hepimize yetnmişlerde olca öğrenip tartıştığımız devlet görüşlerinin nedenli doğru olduğunu da anlatıyor. Örneğin, Arjantinde başkan merkezi sol Fernandestir. Yardımcısı da yargılanan Kristinadır. Üstelik başkan dahil bu yargılamadaki yanlışları söylemekten çekinmiyor. Oysa verilen örnekle de önceki sağ lider Mkrenin İMF denetimli uygulamaları ve özellikle yol alanında önemli zarar etirme tutumları canlı dururken, birden Kişnerin yirmi yıl önceki kanıtlanmayan bazı uygulamalarla yargılanıp cezaya çaptırılması ister istemez Hükümet olmak ile eşitdir devleti yönetmenin ayni olmadığını hayat yeniden tekrarladı. Latin Amerika tipi devletlerde yönetimi alsanız da ordu ve yargı kurumlarının nasıl sizi engelediğini Brezilya, Arjantin, Peru, HOndoras, gibi ülkelerde net olarak yaşandı. Üstelik sorgulama devam edildikçe, CİA ve ingilterenin nasıl olaylarda gizli rollerinin de olduğu kanıtlanıyor. Şimdi de Arjantinde kararı veren yargıçlar ile ingilterenin bazı kesimleriyle gizli görüşmeleri de ağır ağır yerin altından çıkarılıyor. Üstelik seçime yaklaşıldığı bir anda olması da tesadüfmü denir, bilmem.
Kısaca, Arjantin seçime yaklaşırken, futbolda ileri tura çıkarken, spor sevincine birden ikili tepkielrin olduğu seslerle de sokaklar çınlıyor. Şimdi mahkeme mart ayına dek temize gidilip gidilmeğeceği kararını bekliyor. Belli ki Kişner sonrasını düşünmek zorunda kalacak. Oysa birçok kanıt tıpkı Lula gibi naylon olduğu şimdiden kanıtlandı. Ama ülke Arjantin. Latin Amerika ülkesidir. Peki K. Kıbrısta alınacak bir ders yok mu? Hele birielri hala şöyle böyle derken, yarın yargının yanlış kararı veya yeniden sık sık tekrarlanıp normal hale gelen talimatla oynamalar olursa yine kurumsal hükümetciliklemi karşılık verecek? Kapitalizmin gerçekleri yok saydırıp normal ülke gibi ve kurumsal gözlükle okursak, onca tekrara karşın kulanılmalya hazır aptalar halinden çıkamayız.