Öncelikle bir özür okuyucuma borçluyum. Önceki yazımda Peruyla alakalı yazdığım yazıda devrilen Peru başkanının adını Kristiyan olarak yazdım. Bu isim yanlıştır. Kastilyo ismini yazmam gerekirdi. Pek nadir olan isme takılıp başka isim yazma yanılgım ne azık Peru başkan simgesinde gerçekleşti. Özür dilerim. İsim Kastilyo olacaktı, Kristiyan değil.*****
Bazı haberler okunup geçilir. Bazısı da akılda kalır. Bazen, öyle haber gelir ki üstünden laf etmeniz de gerekir gibidir. Üstelik, Benim değil de bazılarının konu hakında yazması önemlidir. Hafta iinde ingiltrede ölen NUredin Seferoğlu haberi bana birçok düşünce yeşerti. İngilterede Kıbrıs sürgünü olması, bir dönem burada bazı kesimlerin isimlendirilip belirli yere koyuşları gibi yaşananlar, ister istemez, acaba birielri konunun özüyle bir yazı yazar mı beklentim olması da anormal değildir. Serhatın yazısını okudum. Başkalarından da bekledim. Seferoğlunun Kıbrıstan bir anlamda kaçarak siyasal mülteci gibi yaşanmasında adamızın tarihsel gerçekleri vardır. Seferoğlunun ingilterede yaşarken Komonist olmalya devam etmekle yetinmeyerek birçok konuda rolü da oldu. Özellikle yetmişlerdeki Sovyet yanlısı kesimler alanında oldukça etkiliydi. Kuzey Güney diyaloklarında da rol aldı. Nedense bizde yapılan ve aslında olumlu olan tutumlar konuşulmaktan hep kaçınılır. Hele de yandaşları bu konuda epey sabıkalıdır.
Sefereoğlunun özünde ilginç paradoksal düşünceler de hayata geçti. Kıbrıs İngiltere sömürgesiyken, Burada KIbrısla alakalı siyasal fay hatlarıyla oynanırken, özellikle58 yılından vaşlayan Türkler içinde teşkilatın aykırı kişileri öldürmesi, önemli dönemeçtir. Kıbrısın ortak vatan savunan sol kesimlerden öldürülenler oldu. Bazısı da öldürülmemek için ingiltereye gider. Anlayacağınız, sömürgedekiler öldürülmemek için sömürge efendiye gidiyordu. İngiltere bu dönemde öldürülen ve türkün türkü veya rumun rumu katletme alanında sorgu falan yapmaması da başka bir gerçekliktir. Nuredin Seferoğlu bu koşularda kaçtı. Çünkü bazı arkadaşları ya öldürüldü veya baskıyla itirafçı olduydu.
Ayni dönemin öteki gerçeği de şu: İngiltere kıbrısta etikcilik veye başka işlerde kulandığı işbirlikçilerini de ingiltereye çekti. Bunlar da ingiltereye gidip yaşamaya devam etiler. Bu paradoksal gerçeklik nedense birlikte pek derinlere inen durumla sorgulanmadı. Yüzleşme ise hiç olmadı. İngiltere bir anlamda Kıbrısta oynadı, dans yaparak dilediğini de resmen katlettirerek aslında adayı enosis taksim tezine de hazırlıyordu. Bu süreç epey zaman sürdü. Dikaete gelmeyen öteki nokta: nedense hep Anavatanlar denilirken dahi gidişler hep Birleşik Kralığa olması da herhalde tesadüf değildir. Siyasal gerçeklik ve başka gerekçeler bunu hazırlıyordu.****
Seferoğlunu yetmişlerde sık sık duyduk. Öteki ilerici kesimlerde epey adı vurgulanıyordu. İngilterede oluşu ve bağlantılar konusunda Sovyetn yanlısı sola epey yardımcı olduğu kesin. Nedense ölümünde bazısının birkaç cümle yazmamasının bu yaşananla beklediğim gerçeği oluştuydu. Unutuldu. Hatırlayan ise malum. Özellikle kimsenin pek hatırlamak istmediği ve Sovyet yanlılarının Sovyetlerin dağılmasıyla bağlı partilerdeki kayış pek de konuşulma taraftarı olan yok. Oysa o dönem en azından AKEL ve CTP farklı eksenlere oturdu. Nitekim Seferoğlunun da etkisi adı Kuzeyde duyulmamaya başlandı. Tesadüfen sorduğum birkaç tanıdık ise bilmezlik ve duymazlığa sığındılar. Sonuçta Nuredin Seferoğlu hayata gözlerini yumdu. Kendi savunduklarıyla bedelini ödeyerek can verdi.
B,r başka olay da nedense sözü geçen 58 dönemindeki önemli sol kişiliklerin Bodamya köyünden olmasıdır. Bodamya köylü önemli sayıda sol kişi ingiltereye veya güneyde kaldı. Ayni şekilde Bodamyalı sağcı tetikçiler de oldu. Nitekim Seksenlerde sık sık gidip siyasal çalışma yaptığım Akçayda Bozlinin büfesinde değişik görüşlü Bodamyalı yaşlı insanlara rasladım. Buda Kıbrıs tarihi bakımından önemli ek bilgidir.
Seferoğlu hayata gözlerini yumdu. Yetmişler döneminde veya doksana gelinceye dek olan dilimde gerçekleşse çok söz edilecekti. Şimdilik fazla kelam eden yok. Ama Kıbrıs mücadelesinde sömürgeciliğe karşı ismi geçen, kendini katlet,rmemek için sömürge efendisine gitmek zorunda kalan bir insan olarak tarih deşildikçe daha yazılacak çok bilgi olacaktır. Tekrar edelim: 58 yılında katledilmekten kaçan aydın ve sosyalistler, neden Türkiye veya başka ülkelere dğeil de ingiltereye gidiyordu. Ayrıca ingilterenin birçok tetikçisini de kendine çektiği de kesin. Bu gerçeklik günümüzde ekonomik ve öteki durumlar da eklenekrek Kıbrıslılar anavatan dedikleri yerlerde değil de sömürge ve karşıt diye vurguladıkları ülkede yaşamaktadır. Tarihin cilvesi de böyle gerçekleşir. Siyasal ufkun genişliği ile bunlar ancak anlaşılır.
