YKP Örgütlenme Sekreteri Halil Karapaşaoğlu, Maria Skoullou’nun Kormacit bölgesinde muhtar adayı olmasının engellenmesini değerlendirdi. Açıklama şöyle:
Kıbrıslı Maronit Maria Skoullou, Kormacit bölgesinde muhtar adayı olmak için KKTC Dışişleri Bakanlığına başvuru yaptı. Maria’nın başvurusu; “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi güdümünde bir adaylık olduğu ve olası bir güvenlik zaafiyetine fırsat verilmemesi” gerekçe gösterilerek KKTC Dışişleri Bakanlığı tarafından reddedildi. Kuzeyde yaşayan Kıbrıslı Maronitler 1974 yılından 2005 yılına kadar 31 yıl boyunca kendi muhtarlarını bile seçememekteydi. 2005 yılından itibaren muhtarlarını seçmeye başladılar. Ancak Kıbrıslı Maronitlerin belediye başkanlığı, belediye meclisi, parlamento ve KKTC Cumhurbaşkanlığı gibi seçimlerde seçme ve seçilme hakları yoktur. Karpaz’da yaşayan Kıbrıslı Rumların ise muhtarları dâhil yukarıda bahsedilen hiçbir seçimde, seçme ve seçilme hakları yoktur. Yüzyıllarca bu coğrafyada yaşamış olan bu ülkenin kültürünü, bu ülkenin siyasetini iyi bilen bu ülkenin insanı olan Maronitlerin ve Rumların etnik kökenlerinden dolayı KKTC seçim sisteminin içinde yerleri yoktur. Türk Devleti ve onun yerli işbirlikçileri Maronitlerin ve Rumların etnik kökenlerinden dolayı insan haklarından yararlanmasını engellemektedir. Türk Devleti ve yerli işbirlikçileri Maronitlere ve Rumlara ırkçılık yapmaktadır.
Bu ülkeyle hiçbir ilişkisi olmayan Yerleşimci Kolonyalizmin bir sonucu olarak 1975 yılında Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden Kıbrıs’a getirilen yerleşimciler, getirilmelerinin üzerinden 1 yıl sonra seçme ve seçilme haklarına sahip olmuş, 1976 yılında gerçekleşen Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin seçimlerinde oy kullanmışlardır.
Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan Maronitlere ve Rumlara KKTC makamları tarafından mavi kimlik kartı verilerek etnik kökenlerinden dolayı ayrıştırılmış ve ötekileştirilmiştirler. 1975 yılından itibaren Türkiye’den Kıbrıs’a binlerce Türk veya Türkleştirilmiş insan getirilmekte ve Türk Kolonyalizmi getirdiği insanlara işgal bölgelerinde çeşitli imtiyazlar tanımaktadır. Onların kuzeyde yaşaması için çeşitli teşvikler, krediler sağlanmaktadır.
Türkiye’nin alt yönetimi olan Kıbrıs’ın kuzeyinde, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK)’nın kuruluş tarihi olan 1976’dan bugüne 46 yıldır GKK’nın başına, Türk Devleti tarafından Kıbrıslı Türk bir komutanın gelmesi engellenmiştir. KKTC Merkez Bankası’nın kurulduğu 1983 yılından bugüne 39 yıldır Türk Devleti, Kıbrıslı Türk bir bürokratın merkez bankasını başkanlığına getirilmesine izin vermemiştir. Etnik kökeninden dolayı Kıbrıslı Türkler de Türk Devleti tarafından ayrımcılığa ve ırkçılığa maruz kalmaktadır.
Kuzeyde kalan Kıbrıslı Rumların, Maronitlerin ve Türklerin yaşam hakları ellerinden alınarak, insan hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakılarak kuzeyde yaşam koşulları ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Onların yerine bu ülkeyle hiçbir ilişkisi olmayan Türklük bilinciyle yetiştirilmiş insanlar getiriliyor. Bu insanlara vatandaşlıklar dağıtılarak Kıbrıslılar adına siyasi alanlarda konuşma yetkisi veriliyor. Muhtarlıklardan tutun da bakanlıklara kadar dağıtılan bu temsiliyetler sayesinde Kıbrıslıların yaşam alanları yerleşimciler tarafından Türklük bilinci ve Türk ırkçılığı üzerinden şekillendiriliyor. Bu insanlar Türkiye’nin Kıbrıs’taki çıkarlarını savunuyorlar. Türk dış politikasının bir aracı olarak Kıbrıs’ta varlıklarını sürdürüyorlar. Uluslararası temsiliyeti olan, Kıbrıslılara ait olan Kıbrıs Müftülüğü dâhil Türkiye’den atanan yerleşimciler tarafından gasp edilmiştir.
Kıbrıslı Maronitlerin, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin KKTC’nin çeşitli mekanizmalarında etnik kökenlerinden dolayı ayrımcılığa uğraması Türk Devleti’nin kuzeyde uyguladığı kurumsal ırkçılığın bir sonucudur. Kolonyalizm ırkçılıktır! KKTC Türk ırkçılığı üzerine kurulmuştur. Türklük sözleşmesinin dışında kalan, bu sözleşmeyi hiçbir şekilde kabul etmeyen Türk ırkından olmayan kişiler veya toplulukların yaşama ve temsil edilme hakları Türk Devleti tarafından gasp edilmiştir.
Türkiye Kıbrıs’ın toprak bütünlüğüne, Kıbrıslıların kültürüne, yaşam biçimine seçme ve seçilme haklarına, Kıbrıslıların tümünün Kıbrıs’ın kuzeyinde temsil edilmelerine saygı duymak zorundadır. Türkiye’nin Kıbrıslılara karşı uyguladığı ırkçı politikalara başta BM olmak üzere; AB, ABD ve İngiltere yıllardır seyirci kalmaktadır.
Yeni Kıbrıs Partisi işgal koşulları ortadan kalkıncaya kadar Kıbrıs’ın toprak bütünlüğünü savunmaya devam edecektir. İşgal ortadan kalkıncaya kadar Kıbrıslıların işgal topraklarında sesi olmaya devam edecektir. Kıbrıs’ın kuzeyinde Kıbrıslılara uygulanan sistematik ve kurumsal ırkçılık kabul edilemez. YKP Kıbrıslı Maronit Maria Skoullou ile dayanışmaktadır. YKP; Maronitler, Türkler, Latinler, Ermeniler ve Rumlar olmak üzere Kıbrıslı işçi ve emekçilerin sesini işgal bölgelerinde duyurmaya, haklarını savunmaya devam edecektir.
Yaşasın Kıbrıslı işçi ve emekçilerin birlik ve bütünlüğü!
Bu memleket bizimdir. Biz Yöneteceğiz!