yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTürkiyeyi, izliyor musunuz? - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Türkiyeyi, izliyor musunuz? – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Özellikle koltukçular ve çevreleri, her ağız açışlarında Türkiye kelimesine gönderme yapmadan edemiyorlar. Son seçim sürecinde hem de adı yerel belediye olsa da yine klasik idolojik duruşla işe başladılar: “bu seçimler Türkiye yanlıları ile karşıtları arasında olacak” ayrışmasını hemen kondurtular. Zarten talimatla geldikleri malumken, bir de söyleyccek sözleri de kalmalyınca, suçlama ile karşıt yaratarak politika yapmaya hız verdiler. Elbet, ayni şekilde, Fevzioğlunun hızlı girişle yaptığı görüşmeler, adı koordinasyon veya eski adıyla Yardım heyeti de toplantılarla hitapnameler yapması da nedenli Türkiyeleşen geerçeğimizi anlatmaya herhalde yetiyor. Üstelik, kıstas hep Türkiye bağımlılığı ile teşekkürler konulurken, tüm yalan ve beceriksizlikleri örtmeye ne yazık hala yetiyor. Bu nedenle Ünal bey yine klasik hamleyle Jet hızıyla tpkı karanginadaki jet sgaddalımı aratacak şekilde,

Seçim ayrışmasını ortaya öoydu: “Türkiye yanlıları ile federasyoncular”!

Böylesi Türkiyeleşme gerçeği ve direk karar ve para dağıtılmları dahi kontrol altında olma durumuna rağmen, şu soruyu sormadan edemiyorum: Türkiye onca içeleşme ve kontrol ile ayrışma mekanizması işletilirken, acaba Türkiyede olanları da izleyen var mı? Daha ileri gidecem, bol meda ve Türkiyeleşme ile ayrıştırılmaya çalışılan sanal parti tutumlarına rağmen, hangi Türkiye gerçeği ile alakalı olunduğu da belirtilme zahmeti varmı? CHP son vizyon açıklamasaı, muhalefet altılı masanın prokramları, oradaki gelişmelerle nelerin iyi nelerin kötü olduğu hiç olmaz sa haber olarak yapılıp kamuoyuna muhteşem birçok medyamız vurgulama ihdiyacı duyuyormu? Buraya gelip nutuk çekenlerin, türkiyedeki yeri ve nasıl yarın kurguladıkları bilgileri veriliyormu. Türkiyenin dış politikasının ne olduğu, Kuzey Suriye ve ırak, Somali gibi ülkelerin yanında Libyada yaptıkları hakında ne kadar bilgi var. Elbet malumdur. Fakat, yeri geldiğinde kendine akademisyen diyen bazılarının nasıl yalan sıkıp resmi bakışı desteklemeye çalıştığına da tanık oluyoruz.

Basit Türkiye gündeminden bir haberler sorguyu açalım: Türkiyede birçok gelişme olurken, seçim sürecine gidilip gelecek rejim belirleme şansı oynanırken, şu habere ne demeli: Altı yaşında bir kızın hem de vakıf aşkanının kızı olarak evlendirildiği bilgisine diyecek sözünüz, yer verecek sayfanız neden hala yok sorusunu sorsam, ayıp gelirmi. Hep Türkiye örneği ile destek ve ayrışmai idolojisi kulanılırken, Oradaki vahfın başkanının kendi rızasıyla Yusuf Güçerin kendi evladını altı yaşından tarikatdan irine vermesine diyecek söz olmamazmı? Timur Soykanın hafta başında bonba gibi yaptığı haber ve ardından korkunç haberin tüm engelemelere rağmen gündeme oturması, K. Kıbrısta da en azından haber olma önemi neden yok kuşkusuna düşmek zormuydu. Elbet zor. Çünkü şimdiden yerel seçimlerle dahi Türkiye yanlılı kriter ayrışmasıyla adeta siyaset kuşatılıp daraltıldı. Oysa son dönemde Türkiyede tarikatların aldığı güç ve kültürel siyasal gerçekler oldukça korkunç olaylar karşımıza çıkardı. Altı yaşında kızın evlendirilmesi ve benzer başka haber le eski MHP ilçe başkanının yaptığı taciz sonrası “rızadır” denilip afedilmesi haberleri peşpeşe gelse de hala resmi siyasetin net tavrının olmaması tesadüf olamazdı.

Ama, K. Kıbrısı ilgilendirmez. Onca Türkiyeleşme gerçeği, buraya hala direk her kararın yetkisi kulanılmasına karşın, hala Türkiye gelişmelerinin izlenmesi müsaadeli sınırla duvarlaştı. Sadece karşıta veriştirme ile yetiniliyor. kKOltuğa oturmak isterseniz, bu yönteme bağlı olacaksınız. Bu yüzden bazı muhalif parti liderleri de Türkiyeye çizdiği sınırlar dışında dokunmama tutumuna sarılarak beklenti yaratılıyor. Ama, son timur Soykanın ortaya çıkardığı ve yanında başka gelişmelerle epey düdüşündüren durumlar, aynen burada da uzatmalı yapılarla da yaşanmayacağına kimse garanti veremez. Bir zamanlar bir köyde Şeryat mahkemesi kuruldu. Bunu muhalefetn liderine söylerler. Muhalefet lideri de yanıt olarak “ben bu şeryatcı kesimden de oy isteyecem” yanıtını vermesi tesadüf değildi. Beklenti ve kabule hazır olmanın esas duruşunun itirafıydı. İlginç olan, özellikle tarikatlarla alakalı taciz ve yolsuzluk olaylarında Ensardan günümüzdeki kız çocuğu evlendirme durumuna dek olan konularda TC ana muhalefet ve altılı masanın da fazla tepki vermemesi de düşündürücüdür. Nitekim, yayınlanan ister altılı masa açıklamalarında veya CHP vizyonunda bu tip örgütlere karşı siyasal tutum yok. Bunlar tarikatların aldığı güç sonucu çekinilme olduğu veya bazılarının faydalanmalarının etkisi olduğunu da gösteriyor. Onun için, işler çok zor. Altı yaşındaki çocuğun evlendirilmesi hem de liderin kızı olmasına karşın, gösterilen gelişme duruşları K. Kıbrısta da sesizlik, beni kuşkulandırması da anormal olmayacak. Güç ve kabullenme veya sesizlik sürdükçe, gidişat hızlanarark devam edeceği de kesin. Buda çıkarlacak en basit sonuçtur.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin