5 sene önceki 22 Ocak 2018 linçinin fotoğrafları geçiyor gözümün önünden…
En önde tek tip eşofman giyen saldırganlar vardı, yani paramiliterler, “kayıp 9 saldırgan” diyelim biz onlara… Ve yerleşimci hemşeri dernekleri… Kenarda da sarıklı sakallılar vardı Sivas Madımak’tan fırlamışçasına…
5 sene sonra bugün o sarıklılar gibi bir Din İşleri Başkanı atandı Ankara’dan Kıbrıs’ın işgal bölgesine. Ahmet Ünsal’ın “Cübbeli Ahmet”in İsmailağa Cemaati’ne mensup olduğunu ve Diyanet’in fetva kitabının hatalı olduğunu söyleyip kendi cemaatinin kitaplarını önerdiğini yazdı “Bugün Kıbrıs”.
5 sene önce 26 Ocak 2018’de, 22 Ocak linçinden 4 gün sonra gerçekleşen “yağmur altındaki romantik yürüyüş”ün sonucu Ahmet Ünsal’dır. O gün vermediğimiz mücadelelerin bugün sonuçlarıyla karşı karşıyayız!
Tarih gadzottur. Size sonsuz şans vermez, verdiği şansları ya kullanırsınız ya da kullanamadığınız şanslar faşist terör olarak çıkar karşınıza. Her faşist yükseliş yenilmiş ya da ihanete uğramış bir mücadelenin sonucudur. Bizim tarihimizde de bu ihanetin adı 26 Ocak’tır.
5 senedir Ankara’dan darbe üstüne darbe yedik. O darbelerin zeminini 26 Ocak ihaneti hazırladı. 26 Ocak’la hesaplaşmadan kimse mücadeleden bahsetmesin…
Kum atsanız yere düşmezdi 26 Ocak’ta. 26 Ocak ihanetiyle kumlar yer değiştirdi, kum gibi kitleler evlere çekildi…
Sömürge Bakanı Fuat Oktay’ın atadığı Din İşleri Sömürge Komiseri Ahmet Ünsal 26 Ocak ve sonrasında verilmeyen mücadelenin eseridir. 26 Ocak ihaneti “bağışıklık sistemi”ni çökertti toplumumuzun. İlk darbeyi sendikalardan yedik, ikinci darbeyi Kıdemli Yargıç Tacan Reynar’ı yüzüstü bırakan hukukçular ve Barolar Birliği’nden yedik, üçüncü darbeyi de 22 Ocak linçi sırasında kan akmasını engelleyen tek onurlu komutan Ali Savaş Altan’a başta Mustafa Akıncı’nın sırtını dönmesiyle yedik…
Bu kadar darbeyle iyi bile ayakta kaldık!
26 Ocak 2018 yürüyüşünü Sendikal Platform TC Elçiliği ile pazarlık yaparak gerçekleştirmişti ahalinin öfkesini bastırmak için… Bunu da o günlerde “Yenidüzen” gazetesi ifşa etmişti. Sonuçta sarı yağmurluklu sendika bürokrasisi set çekti Kıbrıslıların öfkesine o gün…
10 bini aşkın insan yağmurun altında sel oldu aktı. 10 bini aşkın insan o gün CTP’nin ipini tuttuğu sendika bürokrasisinin ihanetine uğradı. O günden sonra faşizme karşı mücadele ve “Temmuz 2000” mitinginden bu yana aldığımız dersler konusunda onlarca yazı yazdım, uyardım. Yaptığım bütün uyarılar çıktı: İhanet ettiğiniz kitleleri bir daha toparlayamayacaksınız, dedim. Sansürcü zihniyetle, “Polisten izin alınan sloganlarla buraya kadar” dedim. Ve “Sendikal Platform’un cenaze töreni” dedim… 26 Ocak ihanetinden sonra 6 Eylül’de hayat pahalılığı mitingi yapmaya teşebbüs etti Sendikal Platform. 10 bin kişiden geriye 500 kişi ya kalmıştı ya kalmamıştı…
26 Ocak ihanetidir Ersin Tatar’a koltuğun koşullarını hazırlayan. Ne ettinizse kendi kendinize ettiniz…
Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Lefkoşa’nın ortasında Sivas Madımak katliam provası yapıldı, sendikalarımız ise Sömürge Valiliği’yle pazarlığa oturdu. Bu kadar mı alçalabildiniz? O gün oturduğunuz pazarlık masasında “slogan yasağı”nı konuşurken UBP’ye çekilen Beyaz Ev ve Kurultay ayarlarını, Mustafa Akıncı’nın devrilmesini ve eşit egemen devlet safsatasını kabul ettiniz…
Sarı yağmurluklu sendika bürokrasisinin ışıl ışıl parladığı bir 26 Ocak 2018 fotoğrafı vardır. Benim gözümde o fotoğraf ihanet belgesidir. Çoğu insan için “yağmur altında ne güzel yürüdük be!” romantizmidir o fotoğraf.
Tarih size bir defa şans verir, bilemediniz iki defa. Bu fırsatları çarçur ettiğinizde tarih size İsmailağa Cemaati’nden Ahmet Ünsal’ı verir.
26 Ocak 2018’den sonra İşgal Rejimi freni patlamış kamyon gibi ezdi geçti bizi. 16 Ocak 2023’te 45 örgütün düzenlediği “çakma 26 Ocak yürüyüşü”yle yeni bir gericilik dönemine kapıyı araladık…
Aynı şeyleri yapıp, farklı sonuç beklemeyin!
(18 Ocak 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)