Seksenlerde size birisi Yeşiler hareketinin savaşı destekleyeceğini söylese, Gülerdiniz. Söyleleyenin acaba delirip veya şaka yaptığını belirtirdiniz. Çünkü, en başta Almanya Yeşiler hareketi ki partiye de dönüştüydü, barış hareketi ve çevreciler temelinde örgütlenen bir hareket idi. Sert muhalefeti ve barış temeli çıkışları vardı. Natonun Avrupaya kısa menzili füzelerine karşıydı. Gösteriler yapıyordu. Savaşlara her yerde direk tavır koydu. Çevresel ve barış olgularını birlikte sosyal muhalefet hareketi şeklinde yansıtıyordu. Yenilen sosyalizmin ve sağa hızla kayarak neoliberalaşen sosyaldemokratların adeta sistem içi olsa da yerini Yeşiler hareketi dolduruyordu. Almanya Yeşiler hareketi bu nedenle tartışılıyordu. Demokratik işleyişi, barışçıl yönü ve mücadele direnci, senpati ve giderek destekleri de artı.
Böylesi bir hareket şimdi adeta savaşın bayrağını taşıma yarışında. Ukrayna savaşıyla birlikte Almanyada en başta savunucu tavır koyucu Yeşiler oldu. Öyle oldu ki biraz direnç gösteren Sosyaldemokrat ortak hükümet arkadaşını dahi zorlayarak savaş eksenine çekmeği başardılar. Daha da pek konuşulmayan tutumları var: Alman Yeşiler bakanı Etopyaya gidip “biz size buğday verelim, siz de Rusyaya karşı bizi destekleyin” pazarlığını yaptılar. Bir anlamda açlıkla mücadeleği dahi savaşa destekle endekseleyen bir Yeşiler partisi gerçeği karşımızda duruyor. Sürpriz mi derseniz, bana göre biraz yanılma dense daha iyi olur.
Yine hatırlatacasm: Seksenlerde Yeşiler hareketleri tartışılırken, hat da sosyal muhalefet eksenine oturmaları nedeniyle bazılarınca ilerde sosyalist çizgiye kayılarak yeni dinamik olacağı görüşleri savunulurken, ben önemli bir can alıcı noktadan eleştiriyordum. Doğruydu: o dönem yenilgi halindeki sosyalist hareket ile Sosyalist itici dinamiği gidince klasik sağa teslim olan Sosyal demokratlar vardı. Yeşiler bu boşlukta eylemleriyle resmen alternatifti. Bir farkla iktidara yönelmeyen ve yapılanları engeleme çizgisinde olma reyalitesi verdı.
Önemli neden ise şu: genelikle o dönem Yeşiler hareketinin temel siyasal dinamik güçleri sosyalizmi terkeden aydınlar ve mücadeleci kesimlerdi. Bir anlamda sosyalizimden uzaklaşıp sistem içi muhalefete çekilen kesimlerin örgütlenme şekliydi. Elbet, sosyalizimden ayrılıp da sisteme gelince, sınıfsal özden uzaklaşıp sonra muhalif olgularla yeni vitrin oluşturmaları gerekiyordu. Buda çevre ve barış hareketleri oldu. Bu durum Yeşilerin her alanında kendini gösterdi. Yönetim şekli, siyasete bakış ve mücadele biçimlerinde hep yansıdı. Karşı çıkma direnci ile sistem içi kalmanın ince dengesini iyi kurdular.
****
Zaman geçti. Yeşiler salt muhalefetle olamayacağını kavrıyor ve iktidar eksenine de girdiler. Bu arada sosyalizmin gerilemesi etkilerini yaydıkça, sol görüşlerden de uzaklaşma da genişledi. Öyle genişledi ki sınıfsal özler hep ötelendi. Sosyalizmin gerilemesi eşitdir sistemin seçeneksizliğini de yaratı. Yeşiler hareketine bu arada fonlu veya sistemsel tek bakışlı çevreciler de genişleyince, baştaki muhalif dinamik de kayboldu. Yeşiler iktidar deneyimlerine giriştikçe, teslimiyet ardı. Sermaye ile itifaklra oluştu. Barış hareketi silinirken, çevre konusu bu defa sermaye ile denklemleştirildi. İkibinlerdeki sosyaldemokrat döneminde de Yeşiler sermaye ile işbirlikçi pencereler açarak artık fonlu ve klasik çizgili noktaya geldiler.
Son dönemde Almanya kualisyonda 3 parti var. Sosyaldemokratlı ve Yeşili belirleyic hükümete karşın Ukrayna savaşında adeta savaş yanlısının ötesine geçildi. Dahası, Ukrayna krizinin tetiklenmesinde Almanyanın rolü ve özellikle Yeşşlerin katgısı imkar edilemez derecede. Nitekim, en son Almanyanın Leopar tanklarının Ukraynaya verilmesini Yeşiler aeşli şekilde savundu. Ukrayna cepesine gidilip faşistler gibi gövde gösterisi yaptılar. Sınıfsal bağımsız öz ile sistemsel başlangıcın sermaye teslimiyet ortaklığına gelişinin kısa resmini adeta Yeşilerle yaşadık. Bu nedenle başlangıçtaki muhalefet çizgisiyle örnekleştirilen Almanya Yeşiler partisi, şimdi çevre ve barıştan sermaye uydulu savaş çizgisine gelişin de simgesi haline sokkuldu.