yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBrezilyada faşist tortular - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Brezilyada faşist tortular – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Seçimlerle başlayan, seçimlerin kabul edilip edilmeyeceği ile süren, seçimler sonlandıktan sonra sancısız geçiş korkuları yaşanan Brezilyada Lulanın koltuğa oturmasıyla her şeyin sonlandığı ve normal hale dönüldüğü sanıldı. Oysa pek de anlaşılmak istenmeyen faşist karekterisliklerin gerçekliği kendini tortu halinde olsa da gösterdi

Geçen hafta Salı günü anormal denecek devir yaşandı. Lula sayara geçerken, devretmesi gereken eski başkan Belsanaro çoktan Amerikaya kaçtıydı. Anormal denecek ama iyi şekilde Lula saraya geçti. İşlrein yolunda olacağı sanıldı. Sanmak ile gerçek yeniden kıyasla karşımıza geldi. Her şey normalleşti denilirken birden hafta sonu Pazar günü parlemento, yüksek mahkeme ve saray işkal hareketleri gerçekleştirildi. Polis ve ordu zorla bunları engeledi. Bu beklenmemiş ama idolojik aslına uygun durum herkesin kafasına birçok vurgu yapmasına, anımsamaların gerçekleştirilmesi gerekir. Belli ki hala olmadı.

Olan, Belsanaro “beni ancak tanrı indirir” siyasal mesajını hayata koymaya ısrarla devam etmektedir. Seçimlerin gerçekleştirilmemesi veya hile oyunlarıyla epey uğraştı. Yapılan seçimi kabullenmene duruşuna girişti. İşbirlikçileri ve onların uğruna birçok işi gerçekleştirdiği için “ordudan, sermayeden ve ABD den” yardım bekledi. Darbeyi bizat genelkurmayın kapısında talep yaptı. Olmuyordu. Belsanaro bir türlü faşizmin sermaye itifaklı saydamlaşmasını kendi lehine çeviremiyordu. Sonuçta devretmeme adına Brezilyadan kaçtı. Herkes rahat nefes alırken, nefes daha ciyerden dışarı vurmadan, 3 devlet kuruluşunun işkali girişimi gerçekleştirdi. Lula belli ki aldığı derslerin kendini kolama bölümlerini başarıyla geçti. Ancak Faşizmin tortular hala Brezilyada mevcut. Hele de her an lehine dönecek parlemento sayısı ile yargı erki yerinde durmaktadır.***

Brezilya örneği salt Brezilya değil, genel dünyaya önemli dersler biriktirmektedir. Öte yandan sosyalist hareketlerin yokluğunda kavramların nasıl boşaltılacağını da haykırıldı. Neoliberalizim ile birlikte tam aksi sosyalis hareketlerin de yenilmeleri ardından seçeneksizleşme duruşunda olmaları sonucu, net kuramların dahi ya boşaltılarak veya saptırtırarak kulanımda kabullenildiği de yaşandı. En net kanıt Brezilya idi. Marksis hareketlerin yenilmesinin oluşturduğu siyasal boşluk, sonuçta sermaye kuramlarının da boşalgtılarak yeni algısalaştırmaların da koşulunu güçlendirdi. Nitekim, son dönemde direk  faşist olan liderliklere “popilizim, posmoderincilik” simgesi konulup onların anlamsızlaştırıp, norlmış gibye getirdi. Son yıllarda dünyada yükselen faşizim ve bazı faşist yapıların hükümet veya başkanlığı kazanması da gereken tehliken sinyalinin alınmamasına neden olundu. Popilis veya otoriterleşmem denilip resmen faşizmin özü uykusuna geçirildi. Faşizmin normalmışcasına gelinmesinde sosalist hareketlrin güçsüzlüğü ve idolojik tartışmanın ötelenmesinin önemli katgısı vardır.

Bu yakın tarih dersi alınmadığı için de faşist karakterisliklerin söylenmeyerek idolojik siyasal tehlikenin de anlaşılmamasına yardımcı olundu. Trump ve Belsanaro gibi faşist ama popilist simgesiyle örtülen liderlr alışılmamış tutumları normalmışcasına pratiğe geçirdiler. Bugün Brezilyadaki parlemento anayasa ve Başkanlık sarayı saldırılarıyla karşılaşırken, kısa zaman önce Trumpun da taraftarlarını ateşleyerek senatoyu bastıklarını nedense kolay kolay aklımıza getirmedik. Medya sistemsel sözcü olma sonucu da faşist idolojik gerçeği popilizim veya posmoderincilikle örterek önemsetmeme deyerine sarılındı.

Son Belsanaro hamlesi ve Brezilyadaki faşist tortular Neoliberal süreçteki solun yokluğund a kuramların yaşadığı erozyonun kanıtlarıdır. Üstelik isim koymada da olanı deyil de resmi ekseninn talebi olan kelimeler de seçildi. Böylelikle faşis rejimin ne olduğu, devlet biçiminin hangi amaçlı gerçekleştirildiği de çoktan akıldan çıkarıldı.****

Brezilya bize bir kitaplık nders yazdırtı. Ilımlı sol Lula ile faşist Belsanaro romanı oldu. Siyasal duruşlardan tutun kulanılan yöntemler hiç de yabancısı olmadığımız pratiklerdir. Bir farkla, seçeneksizliğin tek eksenliliğin yaratığı idolojik kültürleşme sonucu olayın özü tam açıklanmıyor. Tam bir Neoliberal aşmazın siyasal gerçekliğini Brezilyada son baskınlarla yeniden yaşadık. Şimdi Lulanın bu tutumlar karşısında, oluşturduğu itifak ekseninden muhalefet yelpazeli güç denklemine uzanan karmaşada nasıl  onay alacağı önemlidir. Daha yakınındaki Peru örneği yaşanıyorken, Şilide en ilerici anayasanın ret edilme gerçekleri birer derstir. Amerikanın onay sınırı da başka önmeli denkleme eklenen güçtür. Bunların toplamında Brezilya ılımlı sol Lula ile faşizmin tortuları arasında ordan oraya epey yol katedeceğine benziyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
358AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin