Bir haftadır Özgür Gazete ve Pınar Barut merkezi Türkiye’de olan cemaat-tarikat örgütlenmelerinin Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki SEVKAD ağını yazıyor.
Kutlu Adalı’nın öldürüldüğü 1996 yılından beridir Kıbrıs’ın işgal bölgesinde varlığını sürdüren TC Sömürge Valiliği bağlantılı ESKAD’ın gömlek değiştirmiş şeklidir SEVKAD.
Kıbrıs’ta tarikat örgütlenmeleri 1996’da başlamadı. Öncesinde RABITA geldi buraya, kapıyı da onlara Baba Denktaş açtı. Türkiye’de gördüğünüz İslamcı odakların hemen hemen hepsi İlim Yayma Cemiyeti ve RABITA’dan çıkar. Zaten bir örümcek ağı gibi düşündüğünüzde birbirlerinin parçası ve devamıdırlar.
Bu ağın parçası olan Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal ve Nevzat Yalçıntaş gibi sembol isimler 1987-1991 arası TC Sömürge Valiliği’nde misafir de edildiler.
ABD emperyalizmi ve Suudi Arabistan Petrol Şirketi ARAMCO’nun finanse ettiği RABITA Örgütü’nden Rauf Denktaş’ın 627 bin 110 dolar yardım aldığını bizzat Uğur Mumcu RABITA kitabında yazar.
İhlas ve Faisal İslam Bankası isimlerini duymuşsunuzdur. İşte onlar da bu dönemde girer Kıbrıs’a…
1987’de ‘İslam Kalkınma Stratejisi’ toplantısı Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yapılır. “KKTC’nin ancak Şeriat’a dayalı bir sistemle kalkınacağı” vurgulanır. İslam Kalkınma Bankası’nda müşavirlik yapan Nevzat Yalçıntaş ve Korkut Özal’ın yolu da bu dönemde düşer adamıza…
AKP kurucularının içinden çıktığı Milli Türk Talebe Birliği, Fethullah Gülen’in içinden çıktığı Komünizmle Mücadele Derneği, Tayyip Erdoğan’ın “öğrencisi ve üyesi olmaktan gurur duyuyorum” dediği İlim Yayma Cemiyeti gibi birçok yapılanma birbirinin içinden çıkmıştır ve ilişkilerinden beslenmiştir. Bugünlerde Türkiye’de adı en çok geçen TÜRGEV de aynı sülaledendir ve Kıbrıs’taki ESKAD gibi 1996’da kuruldu.
İşte Özgür Gazete’nin ucunu tuttuğu örümcek ağının bir ilmiği olan SEVKAD bu sülalenin parçasıdır.
“Kutlu Adalı’yı öldüren UZİ’nin şeceresi” başlıklı yazı serisinde defalarca tekrar ettiğim gibi:
Kontrgerilla yeri gelir laik görünür, yeri gelir şeriatçı olur, yeri gelir mafya olur, yeri gelir banker, sanayici, müteahhit, muteber işadamı olur. Kontrgerilla konjonktüre uyar!
Kontrgerillanın bir adı Türk İntikam Tugayı, diğer adı Şeriatçı İntikam Tugayı; bir adı Osmanlı Türk İntikam Tugayı, diğeri Türk İslam Birliği Komandoları…
Kontrgerilla konjonktüre uyar, hem laik, hem İslamcı, hem Osmanlıcı olur!
Özel Harp Dairesi yeri gelir “Sevgi ve Kardeşlik”i kullanır, yeri gelir “İyilik”i…
Canavarın niteliğinin farkında değilseniz, bunu sadece bir laiklik meselesi sanarak arkasındaki sömürgeci devlet aygıtını göremezsiniz.
Pınar Barut ve Özgür Gazete tam yılanın kuyruğundan tutmuşken, ortaya yerleşimci Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal çıkarak bir fetva verdi,
-“Bir kadın kocasının yatak davetine icabet etmek zorundadır” gibi lakırdılarla tarikat gündeminin üzerine bir örtü attı.
Özel Harp Dairesi’ni tebrik ederim! Çok iyi bir psikolojik harp yürütüyorlar. Hem sindiriyorlar hem susturuyorlar hem unutturuyorlar.
Kıbrıslılar gibi her zaman meselelerin esasını konuşmaktan kaçınan bir ahali, önünde duran tarikat ağına bakmamak için başka tarafa bakarken, bir imam yetişti imdada, gündeme öküz gibi çöktü!
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde Kuran kursları ve imam hatip açarak bu çorbaya tuzluğu boşaltan C. Türk Partisi on gündür cemaat ve tarikatlar hakkında konuşmadan nasıl durumu atlatırız derken, yetişti yerleşimci Din İşleri Başkanı imdada…
Devekuşu ve dut yemiş bülbül Tufan Erhürman çok önemli bir tespitte bulunarak, “bu ifadeler herhangi birisi tarafından değil, devlet adına görev icra eden Din İşleri Başkanı tarafından kullanılmıştır” dedi!
Bu İslamcı örgütlenme ağının tam ortasındaki MÜSİAD Kıbrıs Merkezi’nin kurdelesini kesen C. Türk Partili Özdil Nami bile, “Görevden alınmalı, yasal işleme tabi tutulmalı” dedi.
Kıbrıs’ın işgal bölgesine Ankara tarafından atanmış yerleşimci Din İşleri Başkanı ile Türkiye merkezli cemaat-tarikat ağının Kıbrıs’taki yerleşimci nüfus içindeki faaliyetlerinin senfonik bir bütünlüğü vardır.
Sömürge Valiliği’ndeki orkestra şefine bakın…
(12 Ocak 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)