Sizi fazla geriye getirmeyecem. Yaklaşık beş yıl öncesine taşımaya çalışacam. Kuzey Kıbrısta seçimler bitti. Herkes müsadeli makam kapma sırasına girdi. Beklenen neticeler alınmasa da toplama parti HP üçüncü parti olarak anahtar olmaya adaydı. Vekiler daha yemin etmedi. Ancak birkaç gün sonra yemin edip koltuk yarışına gireceklerdi. Krevatlar takılıp bazen elçiliğe bazen öteki bartilere ve bazen da izin alınırsa Ankaraya mesajlar çakılıyordu.
Türkiyede ise yeni Cumhuriyet itifakıyla birlikte seçimlere doğru gidiliyordu. Dış politik ihtiyaç oldukça önemliydi. MHP ile AKP itifakı artık tek adam sisteminde yol alıyordu. İşler böylesine yılın ilk günlerinde ısınırken, bir yer ismi duyulmaya başlandı: “Afrin”! Türkiye ısrarla Afrina girme izni istiyordu. Afrin Suriye toprağı idi. Orada nifusun önemli kısmı da Kürt kökenliydi. Anti Kürt içeleştirme düşmanlıkla yeni toprak elde etme idolojisi saydamlaştırlıp probaganda aygıtına takılıyordu. Afrine girmek, hem Kuzey Suriyede kalıclaşma bakımından bir yer daha katılacak, Kürtlere karşı karşıtlığı de iç politikada kulanılacaktı. Bu durum elbet önemliydi. Suriye ise bölgenin elinde kalmasını tek başına karar verecek durumda deyildi. Rusyanın kontrolundaki yer olarak genel güç eksenindeydi. Bu nedenle Afrin operasyonu hem Rusya hem de Amerikanın iznine bağlıydı. Rusya Türkiye ile yakınlaşma ve Kürtlere bir uyarı verme bakımından Afrin operesayonuna sıcak bakmaya başladı. ABD ise resmen müttefiki ve NATo üyesi olan Türkiyenin Kuzey Suriyede gelişlemesiyle birlikte, kendine de Doğu Fıratda Kürtlerin oluşacak korkusu sonucu ülkeye girme şansı yaratılacağı inancıyla ışık yaktı.
Sonuçta, bundan beş yıl önce, bu koşularda ADB fırsatı, Rusyanın izniyle birlikte Türkiye Afrine girdi. Oradaki Kürtlere karşı operasyonu ggenişleti. Bu tarih yazılırken de Türkiye ile K. Kıbrısın da koşullarını yazdım. Kürtler ikilemler yaşadı. Güvendikleri Rusya gölgesi kendielrini teslim etmekten çekinmedi. Hat da Afrin merkezinde deyişik güçlerin de uyarısıyla geri çekildiler. Artık Türkiye Rusyanın kontrolundaki Afrini ele geçirdiler. Kürtler ise çaresizlikler ve Türkiyenin “geliorum” işaretleri üzerine bölgeye ABD askerlerinin gelmesini kabulendi. Türkiye Afrini de ele geçirip idliple birleştirirken, ABD da Kürtlerin çaresizliğini kulanıp Doğu Fırata geliyordu. Bir anlamda NATO Kuzey Suriyeye yerleşiyordu. Türkiye ise anti kürt kartı ile Suriyeden elde etiği topraklar sonucu i Zaten boşuna bazen uyarmıyorum: K. Kıbrısta yaşamanın da penceresi vardır. Kıbrıstan bakarken de önemli derslerimizle daha deyişik yorum yapma şansımız da bundandır. Çünkü yaşadık ve çok az olsa da öğrendik.ç politikada yapılan seçimde gayet güzel kulandı. Çünkü, muhalefet ve özellikle batı Türkiyedeki tüm muhalif kesimler Afrin hareketine karşı çıkmak bir yana desteklediler….
***
K. Kıbrısta pek alışılmamış gelişmeler oldu. Akıncının barışçıl demeci Türkiye egemen blokunda hat da Kemalistler dahi tepki gördü. Bir anlamda Akıncının siyasal saray ipi çekildi. Afrika gazetesindeki yazılan mahşet ise kısa zaman içinde Erdoğanın Bursa buyruğu ile linç girişimine uğradı. Meclise aşiret bayrağı dahi çekildi. Bunlar K. Kıbrısın aslında günümüze gelinen yol haritasını da işaret ediyuordu.****
Aradan beş yıln geçti. Kimse Afrinde olanları konuşmak istemedi. Brakın Kuzey Kıbrısı, Türkiyenin en başta Millet itifakı dahi ne demeç veriuor nede bölgeye gidip inceleme yapıyor. Sanki Afrin bir arap yerleşim merkezi olarak çoktan kabulenmiş gibiydi.
Peki, Afrinde beş yılda neler oldu? Öncelikle, nifusun önemli Kürt kısmı kaçtı veya sürüldü. Yaklaşık dörtyüzbin kürt Afrindan sürüldü. Yerine ayni nifus sayısına yakın araplar yerleştirildi. Postadan dayrelere Türkçe dili kulanılmaya başlandı. Eğitimde de Türkçe öğretilmeye yönelindi. Zeytin gibi ekonomik ürünler de talan edildi. Mülkiyet yapısı darmadağın etme gerçekleştirildi. Yeni bir Afrini yaratılar. Kimse Afrinin gelişmelerine tavır dahi koymadı.
Afrin yeni siyasal altüstler de yaşamaktadır. En son Elnusra Türkiyenin kontrolundaki Afrinin denetimini ele geçirdi. Şimdi Afrinde Elnusra kontrolü vardır. TTabi ki Türk Askerleri orada genel yönetme durumunda olduğu da unutulmasın. ELnusra ise dünyada terörist örgüt olarak kabullenilmektedir. Şimdi Türkiye korumasında idlip ve Afrinin Elnusra kontrolunda olması gerçeği ile karşı karşıyayız. Daha önemli olan, Türkiyenin kontrolundaki Kuzey Suriyede cihatçıların güçlendirilme durumu yaşanmaktadır. Oysa haritada hala Afrin Türkiye deyil Suriye toprağı olarak kayıtlıdır.
****
Toparlayacak olursak: beş yıl önce girişilen Afrin hareketi, şimdi banbaşka bir Afrin oluşturdu. Afrinle Kürtler çoğunluğu nifusal olarak kaybettiler. Yerlerine cihatçı ve en son Elnusra gelip yerleşti. Türkçeden TL noktasına Türkiyeleşme de kurallaştırıldı. K. Kıbrısta ise bir Akıncı serüveni ile Afrika linç hareketi tarihe kazıldı. Hala Afrikaya karşın linç hareketinin önemli kişileri yargılanmadı. Ama, beş yıl olsa da çoktan Afrin yakın tarihi unutuldu. Sonuçları ise salt Afrin deyil Türkiye, Suriye, Rusya ve ABD çeşitlemeleriyle sarsıla srsıla gitmeye devam ediyor. Kürtler ise hem Türkiyede hem de Suriyede bir analamda deyişik güçler denkleminde rakamsal yer aramaya devam ediyor. Ama, sanırım Afrin uygulamaları bize hiç yabancı gelmemesi gerekir.