Lula, ekonomik, siyasi ve sosyal çizgilerle bölünmüş bir toplum olan Brezilya’da ciddi krizlerle karşı karşıya. Bu bölünmüşlük, telafisi zaman alacak bir miras bırakan Bolsonaro tarafından derinleştirilmişti.
Luiz Inácio Lula da Silva (bilinen adıyla Lula), 1 Ocak 2023’te göreve başlamasının ardından, Brezilya’daki resmi başkanlık ofisi olan Palácio do Planalto’ya adımını atarak mesaiye başladı. Lula’nın yemin töreninden birkaç gün önce eski başkan Jair Bolsonaro ailesiyle birlikte ticari bir uçağa binerek Miami’ye (ABD) gitmek üzere Brezilya’dan ayrıldı. Bolsonaro’nun ne zaman döneceği şu anda belli değil, ancak cezai soruşturmadan korktuğu için uzak kalacağı kesin. Bolsonaro, COVID salgınını kötü yönetmesinin yanı sıra zenginleri zenginleştiren ve yoksullar arasında açlığı arttıran politikalarıyla Brezilya’yı paramparça bir hale getirdi. Lula şimdi bu enkazla karşı karşıya ve hükümetin temel toplumsal sorunları ele alacağı yeni politikaları bekleyen milyonlarca Brezilyalıyı kurtarmak için acil gündem oluşturuyor.
Lula’nın görevdeki üçüncü dönemi için beklentilerin çok yüksek olması beklenmemeli. Lula, sağ kanadın pençesindeki bir Temsilciler Meclisi ve Senato ile karşı karşıya. Bu yeni bir olgu değil, ancak parlamentoda işleri yürüten fırsatçı blok olan centrão (merkez) şimdi Bolsonaro’nun hareketinin aşırı sağcı üyeleriyle birlikte çalışmak zorunda. Muhtemelen ABD’de kalacak liderinden mahrum olacak Bolsonarista hareketinin Brezilya’nın geleceği hakkında bir diyalog başlatmak gibi bir arzusu yok. Yalan haberler, para ve din üzerinden boğucu bir tavırla şekillenen sert bir tutumları var (Yazı elimize ulaştıktan sonra Bolsonaro taraftarları Kongre, yüksek Mahkeme ve Başkanlık Sarayı’nı basarak darbeye kalkıştı).
***
Lula’nın başkan yardımcısı Geraldo Alckmin, açlığı sona erdirmeye yönelik yeni politikalar da dahil (Lula’nın önceki başkanlığının Fome Zero ya da Sıfır Açlık politikası ile önemli bir başarısı olmuştu) Lula’nın gerekli gündemini meclisten geçirmek açısından zor bir yasama organı ile çalışmak zorunda kalacak.
Pandeminin en yoğun zamanlarında yapılan endişe verici bir araştırma, Brezilya’nın 213,6 milyon vatandaşının yarısının yiyecek yeterli gıda bulmakta zorlandığını gösterdi. Bu soruna verilecek cevabın bir parçası da Brezilya’da uzun zamandır gecikmiş olan tarım reformu yasa tasarısının kabul edilmesi olacaktır. Siyasete atılmadan önce tarım sektöründe kariyer yapmış olan Carlos Fávaro’yu Lula’nın göreve getirmesi ilginç olmakla birlikte, tarım reformu sorununun bu yönetim için temel olup olmayacağı konusunda kararsızlığa işaret ediyor.
***
Lula, açlığın Brezilya toplumundaki sınıf, cinsiyet ve ırk temelli pek çok çatlağı ortaya çıkardığı anlayışıyla bu temel sorununu ele alacaktır. Lula, açlık salgınının sadece gelir yetersizliğiyle ilgili olmadığını, bilakis açlığın eski eşitsizlikleri, Afrika kökenli insanlara ve yerli topluluklara kötü muameleleri yeniden ortaya çıkardığını açıkça belirtmiştir. Lula’nın karizmatik Sônia Guajajara tarafından yönetilecek yeni bir Yerli Halklar Bakanlığı kurmasının ve suikaste kurban giden siyasetçi Marielle Franco’nun kız kardeşi Anielle Franco’yu Irksal Eşitlik Bakanı olarak getirmesinin nedeni budur. Marína Silva’yı Çevre Bakanı ve şarkıcı Margareth Menezes’i Kültür Bakanı yapan Lula, Bolsonaro’nun savunduğu türden bir toplumsal zehirlenmeye, yani hükümetini besleyen ırkçılık ve cinsiyetçiliğe izin vermeyeceğini ve – insanlar arasında ve insanlarla doğa arasında – eşitliğin toplumsal temelinin zarar görmesine izin vermeyeceğini açıkça ortaya koydu. Sadece bu güçlü kadınların atanması bile Brezilya için yeni bir yol gösteriyor.
***
Brezilya içindeki manevra alanı sınırlı olan Lula, bu nedenle bölgede ve dünyada kendini gösterme vaadinde bulundu. Dışişleri Bakanı Mauro Vieira, Lula’nın yakın bir sırdaşı ve müttefiki olan Dilma Rousseff’in başkanlığı sırasında iki yıl boyunca aynı görevi yürütmüş deneyimli bir diplomat. Vieira, Lula’nın eski Dışişleri Bakanı ve danışmanı Celso Amorim’e yakın bir isim. Ekim ayındaki seçimlerin ilk turundan birkaç gün önce Lula bir etkinlikte yaptığı konuşmada dünya sahnesinde geçirdiği günleri yad etti. İran’a karşı tansiyonun düşürülmesinde oynadığı rolden bahsederken Ukrayna’da da böyle bir rol oynayacağını ima ettiği şüphe götürmez. Lula yakında hem Pekin’e hem de Washington’a giderek bu iki büyük ülke arasındaki gerilimi azaltmaya çalışacak. Lula’nın Maliye Bakanı Fernando Haddad’ı seçmesi önemli çünkü Haddad, Brezilya’nın Güney Amerika entegrasyonu politikasına öncülük etmesi gerektiğini ve Brezilya’nın bu entegrasyonu destekleyecek kıta çapında yeni bir dijital para birimi (sur) yaratma olasılığını açıkça ortaya koydu.
***
Küresel Güney’deki büyük ülkelerin, örneğin Ukrayna savaşında ABD’nin tutumunu taklit etmek isteyerek kendilerini göstermeye başladıkları açık. Ancak Küresel Güney’den bu yeni havayı küresel tartışmaya sokabilecek güvenilir bir lider çıkmadı. Lula muhtemelen tam da bu lider olacak.
Lula, ekonomik, siyasi ve sosyal çizgilerle bölünmüş bir toplum olan Brezilya’da ciddi krizlerle karşı karşıya. Bu bölünmüşlük, telafisi zaman alacak bir miras bırakan Bolsonaro tarafından derinleştirilmişti. Bu siyasi ve toplumsal manzara karşısında Lula’nın ajandasını aceleye getirmesini beklemek çok gerçekçi olmaz.