yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTürkiye: gidişat nereye doğru? - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Türkiye: gidişat nereye doğru? – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Onca Türkiyeleşme karşılığında, ısrarla Türkiye gelişmelerinin gerçeklerinden kaçma paradoksu daha bir acıyla hızlanıp sürüyor. Etkileri direk K. Kıbrısa yansıması artık normalin de normali haline geldi. Ayni şekilde “Yüce meclis oyunu” oynanırken, daha dün karşılaştığım bazı kesimlerin Metin beye gidip dertlerini anlatmaları durumu dahi hiç uyarıcı olmaktan uzak duruyor. Sendikacı ve bir küçük üretici birlik başkanıyla karşılaşıp konuşurken, kendilerinin TC elçiliğine gidip Metin Fevzioğluyla konuştuklarını, sorunlarını tartıştıklarını belirtiler. İlgili sendikacı daha ileri gidip, “Metin bey bizimle görüştü. Gayet normal davrandı. Oysa hükümet yetkilileri bizi görüşmeye dahi kabullenmiyorlar” lafları da herhalde gelinen Türkiyeleşme noktasının sonucudur. Üretici de ancak bekleneni Türkiyenin karşılama şansı olduğunu söylüyordu. Ama Yüce Meclisimizde bütçe tartışılıyor. Ahkam çekmeler ayuka çıkıyor. EN başta kendilerinin kendilerine dahi bakışları anormal ki toplantılar sandelye boşluklarıyla geçiyordu.

Yukrardaki güncel basit giriş dahi şunu itiraf etmenin de ötesinde kesinlik içerir. K. Kıbrısta Türkiyeleşme artık elçilik medet uma ve sorunu aktarma normaliği ile yeni yönüne çoktan oturdu. Ama, nedense yerel medya başta olmak üzere, örgütler ve partiler nedense en azından Türkiyedeki gelişmelerin ne olduğunu brakın konuşmayı, haber dahi yapmayarak “yok hükmüne” sığınıp koltuk veya çıkar bekleme sırasında gidip geliyorlar. Halbuki son Türkiye gelişmeleri ile seçimler sürecine girilmesiyle birlikte, oldukça sert denecek gündemler onca sansüre rağmen akıp gidiyor. Akıp gidiyor da devlet eksenli muhalefet ala Altılı masa malsal anlatma sürecinde olup geçiştirme ile fırsatın kucaklarına düşmesine dua etmeye devam etmesi de otoriterleşme ile muhalefetin ayni eksende buluşma çabalarıyla geçiyor.****

Türkiye seçim sürecine girdi. Kamuoyu oyunlarında her ne kadar AKP ekseni veya Cumhur itifakı ikinci sırada olsa da hala tutumlarıyla gündem belirlemeye, hamle yapmaya devam ediyor. Son birkaç olay başka normal ülkede olsa bakanlar gider hükümet devrilip Sirilanka tipi olayların dahi oluşmasına yetecekti. Ama, Türkiye gerçeğinde gerçekten ana muhalefet ve devletçi eksenin sandıkla kalınıp, gazlarına kolonya sıkarak avunmaları sonucu istenen hedefe örgütsel olarak gidilemiyor.

Şöyle bir Türkiye gelişmelerinde dolaşalım. Dolaştıkca, neden başlıktaki ifadenin konulduğunu daha iyi anlarsınız. Öncelikle Türkiyenin devletçi ekseninin hem oylarını istediği, ama nedense yaşdıklarına pek de yakın durmak istenmeyen HDP ile başlayalım. HDP üzerindeki baskı nefes almalarına dahi engel olunmaya uğraşılıyor. Her girişimde destek gelmedikçe de baskılar bir okadar artırılıyor. EN son Anayasa Mahkemesinin yapılacak hazine yardımına geçici bloke konulması da devamın nasıl geldiğinin örneğidir. Halbuki basit hukuk bilenler hemen şuna itiraz edecek: suç kararı verilmeden, kanıtlanmadan ceza verilmez. Halbuki Türkiyede hem de suç verilmesi olmadan ceza hem de önemli kaynak halindeki Hazine yardımıın bloke edilmesiye gerçekleştirildi.

Yetmiyor, yakında kObani davası var. Sonuç alınması da muhtemel. Ceza ise daha başlanmadan kamuoyu yaratmayla çoktan ilan edildi. Ayrıca, HDP kapatma davası da var. Bunlar bir anlamda seçime giderken otoriterleşme döneminde en çok sokakta olan ve Batı Türkiyenin görmezden gelinen HDP oylarının en azından sandıktan uzak tutularak muhalefetin de çoğunluğu bulmamasında olduğu anlaşılıyor. Zaten, HDP daha seçimleri kazandığı yerel belediyelerin koltuğuna oturmadan uyduruk kararlarla kayumla elinde alındığı ve batı muhalefetinin ses vermediği paradoksuyla da yaşanarak deneyimleştirildi.***

Tartışılmaya başlanan egemen blok içi bir cinayet de gündeme düştü. Eski Ülkü Ocakları başkanı Sinan Ateş öldürüldü. Öyle bir cinayet ki siyasal ve mafya kuramlarını kolayca içiçe koyma bulgularıyla bezendi. Bu cinayetin oluşturulan siyaset mafya ticaret ekseninin yeri geldiğinde egemen bloku da vurduğu gerçeği kanıtlandı. Defalarca böylesi cinayetler oldu. Olmaya da devam edeceğini, bilen bilir. Ülkücü hareket içi böylesi cinayetler arada bir olur. Hat da zamanında Türkeşin “davadan döneni vurun” emri de nedense pek akla gelmiyor. Bu egemen blok içi çelişkilerin yanında nasıl bir ortaklık bağının kurallarını da anlatması açısından önemli ders verici durumdur. Sinan Ateşin öldrülmesi direk siyasal veya taşınan kültürle birlikte tartışılma yerine, mahsumlukla olayın içindeki yapının normalmış gibi algılatılması da önemli kusur olarak ilk söylenecek sözdür. Hele ülkücüler içinde böyle bir şey görünmedi yalanı oldukça abartılan kandırmacadan başka bir şey değildir.

Fakat, başta şahlanan Kılıçtaroğlu nedense demokrat aydın veya Kürt cinayetlerinde göstermediği ses yükseltmesini hem de Atatürkcülük ve kuvay milliyi katmasıyla resmen nereye dek geldiğinin ilanından başbka bir şey değildir.***

Bir de pek gündem olmayan insani ve siyasal mafya karışımlı olay var. Murat Ağırelin CUmhuriyetde ilaç rezaleti olarak yayınladığı ve Halk TV de anlatığı ilaç sgandalı vardır. İnsan sağlığı ile nasıl oynandığı, mafya, rant ve politikacının nasıl saydamlaşan örgütler ağı ördüğünün çok acı yaşananıdır. Ancak, nedense makamcılardan ses çıkmadı. Hele altılı masa neferleri de millet aşkı ve demokrasi havariliklerine bu önemli gelişmeyi konu etmediler. Kanser ilacında dahi yapılan tahrip veya sahte ilaç konusu olmasına karşın, fazla tepki olmadı. Buda sosyal politika veya denetimli demokrasi kuramlarının yererde değil, yer altına göçtüğünün gelinen noktasıdır.

Not, K. Kıbrıs da zaman zaman bu ilaç rezaletinde adı geçti. Şirketler vurgulandı. Kişiler söylendi. Türkiyede beklenen tepki olmadığı bir yana, K. Kıbrıs yine “kardeşin duymaz el oğlu duyar” nakaratına takıldı. Ama, Türkiye bu gelişmelerle seçime doğru gidiyor. Bu seçimişn normal koşullarda olmayacağı veya demokratik denmeyeceği, şimdiden kesin. Ama izleyip bilmek de geçleceği yorumlamada önemlidir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin