yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYeniden ısınan Fransa - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yeniden ısınan Fransa – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yeni yıla Fransa epey hızlı girdi. Önce Sarı Yelekliler yeniden sokağa çıktı. Pahalılık ve enerji politikalarını protesto yaptılar. Fazla katılım olmasa da orta sınıfın temsilcisi gibi protestolaştırmaları önemliydi. Peşinden Emeklilik yasası gündeme geldi. Sendikalar ayağa kalktı. Uyarılar yaptılar. Şaka etmediklerini kanıtlama adına da yaklaşık iki milyonun katılımı ile bu hafta içinde hem protesto hem de gösteriler yaptılar. Olaylar çıktı. Örgütlü sendikal güç siyasal partilerin hala önünde olması ise ilk muhalif gösterge olarak da karşımıza çıktı. Önümüzdeki hafta yine grev ve protestolara devam edileceği haberleri geliyor.

Makron, olmayan partisiyle ve örgütsüz görünümüne rağmen Fransız sermayesinin desteği ile mrkezi sağın çökmesi sonucu hem aday oldu hem de parlementer seçimi kazandıydı. Bu Fransız mucizesi dedirtecek durumdu. Dengeyi kurmaya çalıştı. Ancak, kendini destekleyen sermaye lehine de çekinmeden kararlar alıp yasalaştırdı. Geçen yıl yine seçime girdi. Bu defa iktidarda olma gerçeği vardı. Bir tahmini hava durumu ddüşüncesi tutmazdı. Nitekim solun resmen zaıflığı sonucu karşıtının da faşist parti olma neticesinde seçimi kötünün iyisi olarak saraya girdi. Fakat, parlemento seçiminde toparlanan sol yeni Uyanış hareketi sonucu çoğunluğu sağlayamadı. Bir anlamda ikili yapı ortaya serildi. Ancak, Makron bir daha aday olamazdı. Dilediğini gerçekleştirmedeki dikat da gerekmezdi. Kendini Makron yapıp saraya gönderen sermayeye teşekkürünü kanıtlaması gerekirdi. Öyle lafla olmazdı. Hemen koları sınadı. Nasıl olsa parlemento gibi önemli engeli de aşması gerekirdi.

Makron bir daha seçilemezdi. Onun için daha rahat dı. Halkın tepkilerini bir dereceye kadar görmeme duruşunu sergileye bilirdi. Üstelik şoven kesimin de desteği için Ukrayna politikasında NATOCU olarak Amerikancı teslimiyetçiliğe de çoktan, koşarak katıldı. Fransada sendikal hareket güçlü olsa da Ukrayna savaşında görüldü ki ayni düzeyde barışçıl hareketler güçlü deyildir. Buda önemli genel siyasal handikaptı. Halbuki ayni örgütlülük savş karşıtlığında olsa, birçok konuda en başta AB politikasında da yer bulma şansı artacaktı. Fransa, sadece Fransa deyil. Hem Nato üyesi hem de AB sisteminin önemli ikinci merkezidir. Bunlar, Fransanın önemini daha da artırmaktadır.

Yıl başında Sarı yelekliler soağa çıktı. Enerji ve eflasyona karşı protestolar gerçekleştirdiler. Orta sınıf ve sağ özneli bu hareket fazla katılıma ulaşamadı. Ardından emekli yaşını iki yıl daha uzatacak yasa gündeme geldi. Bu defa Fransa sendikaları sokağa çıktı. Oldukça sert yanıt veriyorlardı. Masada direndiler. Sokağa inip iki milyon destekli eylem ve gerev yaptılar. Makronun önemli direnç noktası, bir daha aday olmama gerçeğidir. Onun için tepkileri daha karşılama şansı daa var. Daha sert ve direnç göstermesi, dayatması mümkün. Parlementoda ne olur, bilmem. Ama, Fransız sendikaları hem de Avrupanın en güçlü ülkesinde eylem yapmaya başladılar. Önümüzdeki günlerde genel grev ve gösterilere devam edeceklerini açıkladılar.

Ülke yeniden sosyal çalkantılara geçti. Ukrayna savaşıyla Anti Rus politikasındaki duruş ezberi bozuldu. Sınıfsal yön yeniden ayağa kalktı. Muhalefet hareketlweri de bu tepkilere sahip çıkmaya çalışıyor. Hat da önderliği almaya uğraşıyorlar. Onlara göre de fırsatdır. Ancak, klasik Fransa sendikacılık gücü kendine dokununca nasıl ayağa kaltığını yeniden tekrarladı. Eklemeden olmaz: öğrenci gençlik hareketi de Fransada yeniden var olduğunu kanıtlıyor. Sendikalara destek veriyor. Okuları boşaltıp sokağa indi. Fransa demokrasisi veya hoşgörülük masalı da çöküyor. Polis birden egemen sınıf yanında devlet baskılı aygıt olarak görevini aldı. Şidet kulandı. Çatışmalar gerçekleşti. Bunlar bize günümküz dünyasında pek alışılmayan Avrupa sendikal hareket bakımından yeniden önemli dersi vermektedir.

Kısaca, Fransa yeniden ısınıyor. Makron ikinci ve son döneminde kendini yaratan burjuvazinin ihdiyaçlarını yerine getirmeye başladı. Sendikalar ise direnişe geçti. Bunlar sınıf mücadelesi bakımından önemli. Fakat, gerçeği de yerine koyarak önemsemek de kaçınılmazdır. Fransadaki sendikal tepkiler elde etikleri hakları koruma adına gerçekleşiyor. Yeni haklar veya sistemi deyiştirme çizgisinde henüz deyildir. Bu çelişki nereye gider, siyasal önderlik ile dirençlerin gelişmesi belirleyecek. Hani bizim burada durmadan sendikalara sövenler var ya veya sendikal siyasal duruş sergilememede direnen hareketler gerçeğimize bakarak, Fransa örneğini biraz da dünyanın hep böyle olmadığını ve sendikal direncin ne olduğunu da göstermek için bu makale ele alındı.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
311AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin