YKP Örgütlenme Sekreteri Halil Karapaşaoğlu Özgür Gazete ve Avrupa gazetesindeki tarikat yapılanmaları haberlerini değerlendirdi. Açıklama şöyle:
Geçtiğimiz günlerde yayın organlarımızdan Özgür Gazete ve Avrupa Gazetesi, Türkiye’nin alt yönetimi olan Kıbrıs’ın kuzeyinde yoğun bir şekilde faaliyet gösteren tarikat yapılanmalarına dikkat çekmiştir. Çocuklara, tarikatlar tarafından eğitimler verilmekte, çocuklar tarikat evlerinde kalmaktadır. Mağusa’da tarikatlardan biri cihat çağrısında bulunmaktadır. Lefke’den İskele’ye kadar işgal bölgelerinin her tarafında dini yapılar örgütlenmektedir.
AKP hükümetinden önce “Türklük” bilincini arttırmak için eğitim, ekonomi, kültür, medya alanlarında çalışmalar yürüten Türk Devleti, AKP’nin iktidara gelmesinden sonra Kıbrıs’ın kuzeyinde Türklük bilincinin arttırılma çalışmalarının yanında “Sünni Müslümanlık” bilincinin arttırılması için çalışmalarını, medyadan kültür alanlarına kadar geniş bir yelpazenin içinde sömürge valiliğinin koordinasyonuyla yoğunlaştırmıştır.
Bu çalışmalar çerçevesinde camilerin sayıları arttırılmış, Türkiye’den imamlar işgal bölgelerine getirilmiş, camilerde kuran kursları düzenlenmiş, çocuklara kuran kurslarına katılmaları için hediyeler verilerek teşvikler yapılmış, ilahiyat koleji açılmış, müftülük makamı Kıbrıslı Türklerin elinden alınıp, doğrudan başına yerleşik biri getirilmiştir. Bazı üniversiteler ilahiyat fakülteleri açmış, buralarda tam burslar verilmiş, çocukların Türkiye’de gerek dini gerekse milli bilinç düzeylerini arttırmak için özel geziler düzenlenmiştir.
Hükümet, sosyal hizmetler dairesi ve eğitim bakanlığı neden bu tarikatların önüne geçemiyor? Neden cihat çağrısı yapanlara alt yönetimde kimse dokunamıyor? CTP başkanı Tufan Erhürman’ın konuyla ilgili söyleyecek hiç mi lafı yoktur?
Kıbrıs’ın kuzeyi BM ve AB tarafından tanımlandığı ve kendisinin de onayladığı şekliyle Türkiye’nin yerel alt yönetimdir. Kıbrıs’ın kuzeyi Türk ordusu ve Türk sömürge valiliği tarafından kontrol edilmektedir. Kendi anayurdumuz Kıbrıs’taki bütün gerici yapılanmalardan Türk devleti sorumludur. Buradaki hiçbir kurum ve kuruluşun bu gerici saldırılara karşı “Dur!” deme yetkisi yoktur. Bu gerici saldırılara karşı “Dur!” diyecek iradeleri de yoktur.
Kıbrıslı Türkler’in kültürü, gelenek ve görenekleri, yaşam biçimi, inanç hürriyeti tehlike altındadır. Bütün bu saldırıların önünün açılmasında, “Türklük Sözleşmesinin” yanında “Müslümanlık Sözleşmesinin” Türk devletinin kontrol ettiği bölgelerde yayılmasına sebep olanlar, başta UBP ve CTP hükümetleridir.
Kıbrıslı işçi ve emekçi kardeşlerimiz… Türk kolonyalizminin saldırılarını yoğunlaştırdığı böylesi zamanlarda, kendi öz savunma mekanizmalarınızı kurmak için kendi siyasal görüşlerinize en yakın devrimci örgütlerde örgütlenin. Cihat çağrılarının sokaklarımızda yankı bulduğu bu günlerde, Kıbrıs’ın kurtuluşu için, direniş mekanizmalarının inşası için devrimci örgütlerinize sahip çıkın. Sendikalarınızdan direnişe geçmeleri için baskılarınızı arttırın.
Yeni Kıbrıs Partisi gerek milli gerekse dini anlamda Türk kolonyalizminin dayatmalarına karşı her türlü direniş ittifakının içinde olacaktır. Kıbrıslı yurtseverler kendi iç hesaplaşmalarını bir an önce bitirmeli, işgalciye karşı birleşmelidir. Anayurdumuz Kıbrıs ve Kıbrıslı işçi ve emekçiler bölünemeyecek kadar küçük ve azdırlar. YKP olarak işgale ve yobaz saldırılara karşı işçileri, gençleri, kadınları, LGBTİ+ bireyleri, köylüleri ve bütün yurtsever insanlarımızı direnmeye, direnişi örgütlemeye çağırıyoruz.