Ankara şarkılarını çok duyduk. Belli ki daha da duyacağız. Atmışlar olaylarında korsasn yayın yapan Anamurdaki Kıbrısın sesi ratyosunda geceleri Ankaradan mektupla “Ankara Ankara güzel Ankara” marşını duyuyorduk. Yine ilkokuldan öğrendiğimiz ve daha sonra Kemalistlerin sık sık söyledikleri Ankaranın taşına bak ezgisiyle de dağarcık dolmaya başladı. Gençlik döneminde ise daha da mesajlı çok yönlü “Ankkaradan Abim geldi” şarkısını dinlemeye başladık. Zaman ilerliyor ve yaşlandıkça sanki siyasal statikleme ile gericileşme de yön bulmaya hız veriyordu. Şimdi ise Ankaradan başka sesler geliyor. EN sonuncusu daha bir acıtan mesajlı içeriktedir.
Yeniden sahnenin önünde Fuat bey. Fuat bey Kıbrısla alakalı en üst yetkili yerindedir. Mesaj bir başkaydı. K. Kıbrıstaki şakşakçılar hemen sevindi. Hele da makamcı birden kendini “Müslüman rüzgârına kapılmış” halde buldu. Osmanlı hegemonyasından ve İslamcı Türkçülük acemi söylemli işbirlikçi politik figürü olarak oldukça heycanlı sözler yağdırıyordu. Fuat bey ise beynindekini artık rahat söylüyordu. Üstelik kamyonlar dolusu eğitim mavzemelerinin de K. Kıbrısa gönderme süreci başlıyordu. KIbrısın adını da kuzey coğrafyası eldeki konumu Kıbrıs Türk devleti olarak ilan ediyordu. Ne Tatarın nede Üstelin haberi dahi yok. Meclis mi; oda kim?
Fuat Oktay yeniden Kuzey Kıbrısla alakalı konuştu ve kamyonlarla da mavzemeler gönderdi. Nazım bey teslimiyetin heycanıyla coşuyordu. KKısa zaman önce de buraya okul öncesi öğretmeler “müşdesini” Metin bey verdiydi. Bir Resimde aradağın önemli karelerin hepsi olayı tamamlıyordu. K. Kıbrısta neden haberimiz veya bize söyletmiyorlar sorgusu dahi yok. Hele de hem gelen mavzemelerin ifade şekli hem de söylenen yeni ismin anlamı ile siyasal gelecek durumlar yankı bulmadı. Hat da krevadını takıp sanal medyada yazı yazmaya çalışan Tufan bu defa iyice zırvaladı. Öyle zırvaladı ki Annan planı ile şimdiki Fuat beyi özdeşleştirip kendine hak bulmaya uğraştı. Böylesi muhaliflik de can sağlığı. Hamasiler ise alıştı: Türkiye hangi lafı derse onu kendilerine sormasa da sormuş gibi savunmaya geçerler. Bilmedikleri ve gereken birkimleri de olmadığı için her söylenene “yarapi şükür” demeye uğraşıyorlar. Ama gerçek sanılan deyil resmen gerçektir. Siz sanırımla kendinize yontsanız da yine gerçek daha keskin acıtıcılıkla gelip kendini hisetirir.******
Fuat bey hem de kamyonlar dolusu mavzemelerle siyasal hedefini söyledi. Tekrarda yarar var; son yazıalrımda hep uyardım: Türkiyeleşme sürecini doğru okumamız şart. Sanmayla gerçekler ötelenemez. Üstelik son aylarda Türkiye seçim dönemine girdi. Rejim deyişimli gelişmeler sonuçta K. KIbrısa da yansıyacak. Öyle de olmaya başladı. Açık kart oynanıyor. Oysa özellikle foncu veya yeni işbirlikçiler hala federasyon kelimeli bir anlam aramaktadırlar. Tufan bey son olayda olduğu gibi Annan planı paranoyalaştırma ile Fuat beyin direk mesajına federal sanma mengenesinde koltuk beklemeye devam ediyor.
Kartlar net oynanıyor. Federalcılar siyasal boşaltımla resmen sanıyorumla oyalanıyor. Gelinen sonuç da malum. Türkiye rejim deyişim denkleminde. Kıbrısı da etkileyeceği kesin. İlhaklaşma adımları epey hızlı şekilde atılıyor. Boşuna dyeil atamalar ve yeni siyasal tutumlar deyişmeleri tesedüf olamazdı. Ama hala birileri seçim sonrası federal ve çözüm için hamleler bekliyor. K. Kıbrıstaki sürecin federasyon deyil ilhaklaşma olduğunu hala anlamak istemiyorlar. Fonlar, toplantılara katılma, gezmeler le federasyon ilerlemiyor. Herhalde son Fuat beyin açıklamasında Annan planlı demokrasi federasyonu çıkaranlar varsa, demek ki kaybetmenin de sanıyorumun ötesindeyiz. Asıl kart Türkiye seçimleri ve sonrasındaki rejim tutumları Kuzey kIbrısın gidişatının nereye evrileceğine de net görüş kazandıracak. Yine de unutmayalım: seçimelr var. AKP için en kuvetli kartlardan birisi de dış politika. İnanç ile milliyetçilik devlet sentezi de dış hamlelerde önemlidir. Hala uluslararası parametre diyenlere Filistinden Batı sahrayan dönüp bir daha bakmalarını öneririm.