İkibin yıları başında AKP iktidar yolunu açan bazı hatırlatmalar la başlayalım. İkibin yılında Türkiyede peşpeşe gelen ekononmik krizler dalgalarının fırtınası yaşanıyordu. Siyasal yönetme biçiminde zorlamalar başlandı. İMF Türkiyeye tedavi için Kemal Dervişi gönderdi. Ayrıca, Türkiye önemli Gölcük ve Düzce depremlerini yaşadı. Hala kaç kişinin öldüğü bilgileri net deyildir. Devlet içi kırılmalar da başladı. Yeni siyasal islam probagandası karşılık bulmaya da başladı….
Dış koşullar ise şöyleydi: Dünya da önemli ekonomik krizleri yaşıyordu. Bir anlamda Neoliberalizmin tıkandığı mesajları birçok yöreden gelen krizlerle besleniyordu. Spekilatif sermaye diye önemli bir fenomen duyuluyordu. Siyasal olarak da doksanların stratejilerinin partiğe geçiş süreciydi. Ortadoğu projesi ve AB genişleme girişimi Türkiyeyi direk içine alan siyasal ltutumlardı. Bunun etkisiyle de direk ABD ve israilin de olduğu AKP kuruluşu gerçekleştirildi. Siyasal islam probagandası başlandı. Uluslararası destekler oluştu. Bunlar oluşurken de Batının en kritik dönem itifakcıları Ecevit ve Bahçeli çoğunluk olmasına karşın, hükümeti bozup resmen seçime karar aldılar. Daha gerçeği, bile b ile kaybedecekelri aşikarken. Çünkü beklenen Kemal Derviş bağları da hüküemtle de kurulamadıydı.****
Geleim günümüze; yine seçime gidiliyor. Kriz ekonomik alanda sert şekilde dalga dalga ordan buraya vuruyor. Siyasal yönetememe durumu mevcut. Kurumsal çürümenin hat safasına doğru gidiliyor. Yine, bu defa Elbistan Maraş depremiyle önemli faciya yaşandı. Yine bu depremle devletin yetersizliği daha da kötü şekliyle yaşandı. Bu defa net tedavi ilacı yok. Ama ikibinlerdeki gibi hem ekonomik, hem deprem faciyası hem de siyasal yönetememe kuralları mevcut. Bir farkla, AKP başlangıcı deyil, resmen rejim deyişimine gelinen aşamaya ulaşılma durumuna gelindi. Oluşan siyasal seçenek ise net deyildir. Muhalefet tepkisi ile siyasal seçenek tam çakışmıyor. Devlet içi çelişkiler çürümüşlük üstünden dolayı daha cılız gibidir. Ama, gericileşmenin devamı veya nefes alma ikilemli ayrışma oluştu. Sorunlarda ise yirmi hyıl öncesine göre, gericileşme ve otoriteleşme sonucu daha metalaşma ortaçağ karanlık karışımlı bir şeye geldi. Anayasa kurallarının dahi işlemediği bir döneme sokulundu.
Uluslararası koşullar da ikibinlerdeki gibi deyil. Ekonomik krizler hala devam ediyor. Hedef konulan Ortadoğu veya AB projeleri ya kağosa takıldı veya beklenen karşılığı vermeyen sonuçları doğurdu. Türkiye daha bir Ortadoğu roluna gelindi. Sistem kendini yönetemez durunda oldu. İkibinlere göre yeni olan Rusya ve Çin gibi seçeneklerin sistem içinde oluşmasıdır. ABD hegeonyasında kırılmaların yaşanmasıdır. Siyasal seçeneksizlik ile rekabet ve kriz karmaşasının yaşanmasıdır. Bu nedenle ikibindeki sistemin Erdoğan veya AKP destekli siyasal hamleleri de yok. Dış destek veya karşı durma politik duruşlar netleşmedi. Siyasal seçeneksizlikler vardır. Muhalefetin de ikibinlerdeki muhalefet gibi dış siyasal bağları da yok. Hala var olan resmi politik çizgidedir. Bunlar, uluslararası sermayenin net destekleri veya seçenekleri hala şu ana dek belirleşmedi. Baştaki Rusyanın AKP desteği de artık odenli net deyildir. Bunlar, Türkiyenin tartışırlığındaki belirsizlik ve net tutum belirlememe çizgisinin hala sürmesine neden oluyor. Uluslararası desteğin net olmaması ve sistemin yeni siyasal hedeflrinin olmaması bir yana kendilerinin krizlerim yönetememe tutumları, ikibinden farkın, kağos belirsizlikte işlerin yürümesidir. Üstelik ikibinde Türkiye uluslararası kararlara uyma hedefini konuşurken, şimdi uymamanın gayet doğal olma sonucuna gelişini de yaşamaktayız.
Yukarda özetlediğim noktaya bir ek olarak: o dönem Kemal Derviş gibi ekonomik bir bakışla Türkiyeye reçete gönderildi. Şimdi, oda yok. Bu gerçekler bize hala sorduğumuz şu sorunun yanıtını vermemize takoz koyuyor: Türkiyedeki seçimlerde uluslararası başta sermaye ve güçler hangi adayı destekliyor? Çok yönlü sistemin siyasal ekonomik krizler gölgesinde bu netleşme hala net deyildir. Şimdiki itifaklar herkesin hem işine hen de olmazları taşıyor.Yalnız, net olan Ortadoğu projesinde siyasal islam iflas etti. Ama seçenek de hala net deyildir. Türkiye devlet içi kriz ile uluslararası sistem bunalımları altında herkes Türkiye seçimlerine elbet olduğundan daha fazla önem veriyor. Sadece ilhaklaşma sömürgesel oyunun oynandığı K. Kıbrıs hariç. Buda acı deyil mi? Onun için her ilgilenen taraf Türkiyeye bazı konulardaki muhalefet tutumunu soruyor. Muhalefet ise hala seçenek sözler söylemiyor. İnanmayan, K. Kıbrısa bakışa baksın. O dahi yanıtı verir.