Bir hırsız, hırsızlık yapmanı kıskanır mı? Ya da bir yalancı doğru söyleyeni kıskanır mı? Örnekleri çoğaltabiliriz. Kıskanma duygusu aslında hayvani bir duygudur. Kendine ait olanı başkasıyla paylaşmak istemez
Keşke iyi olan her şey kıskanılsa ve kötülükler böylece ortadan kalksa.
Kıskanmayı önlenin en önemli yolu paylaşmayı öğrenmektir. Bu öğrenilebilen bir davranıştır. Eğitim burada önem kazanır. Toplumun istediği ve doğru bulduğu bu davranış için kıskanma duygusundan arınmak gerekir.
Birlikte üretip birlikte paylaşmak en güzeli ve en hakça olandır. Bunun dışında olan yani birinin ürettiğine üretimde katkısı olmayanın sahip çıkması da sömürüdür.
Ne yazık ki içinde yaşadığımız düzen işte böyle bir düzendir. Bu sömürü sayesinde bir avuç insan zenginleşir. Çalışarak artı değer üreten hak ettiği payı alamaz. Yaşadığımız sitem tam da budur işte.
Söz kıskanmadan açılmışken şunu da ilave etmekte yarar var:
Devlet yönetimindeki kişilerin eğitimleri, ahlakları dürüstüler hakka ve kanunlara saygısı devletin yönetim şeklini de belirler.
Devlet yönetiminde demokrasinin yerinde otokrasinin olması yöneten kişinin kendi tercihidir. Bu sayede iktidarını ve insanlar üzerindeki egemenliğini sağlar. Bu egemenliğini korumak için de en çok tercih ettikleri yöntem baskı ve yıldırmadır.
Şimdi gözünüzde canlanan bu yönetim şekli Türkiye’de uygulanan tek adam rejimidir.
Türkiye’de 6 Şubat depreminde tespit edilen ö sayısı 45 binin üzerindedir. Enkazdan çıkarılmayan veya kayıt altında olmayanlar da eklenince bu sayı 100 bine doğru gidecek. Tek istifa yok. Sorumluluk alan yok. Aksine başarı öyküsü yazmaktadırlar.
“Dindar ve kindar” nesil yetiştirmek için iktidara gelen bu siyasi partiden 1 kişi istifa etmedi. Oysa Çanakkale Köprüsünün yapımını üstlenen şirketin mühendisi bir halat koptu diye intihar etmişti. Japonların peygamberi yok, Din kitapları yok. Ama onurları var. Ne peygambere ne de de din kitaplarına ihtiyaçları var.
Türkiye’nin komşusu Yunanistan. Ortodoks’turlar. Din kitapları İncil, peygamberleri İsa. Köklü bir kültürleri var. Bunu sürdürmektedirler.
Geçtiğimiz gün Yunanistan’da yaşanan tren kazasında 40 kişiden fazla insan öldü. Olay olduktan bir gün geçmedi. Ulaştırma bakanı sorumluluk duygusuyla görevinden istifa etti. Bu istifa ölenleri geri getirmeyecek ancak bakanın davranışı ahlaki bir davranıştır ve takdir edildi.
Yazımın başında kötüler iyileri kıskanmaz diye yazmıştım. Türkiye’de depremden sonra sorumluluk duygusuyla istifa eden bir kişi yok. İşte bu da iddiamın kanıtı olsun.