Ercan hava alanı maymun oyununu gayet güzel oynuyorduk. Öyle oynuyorduk ki yeni hava alanının “ha açıldı ha açılacak” modundaydık. Gün veya ay sayırken yeniden saymaya dönüyorduk. Birçok bildiğimiz ta başlangıçtaki yanlışları adeta duymama, görmeme ve bilmeme modunda durmamız da gayet güzel duygusal duruşumuzdu. Artık Nisana gün sayıyorduk. Şirketin de durmadan vergilerinin afedileceği sızıntı haberleri yayılıyordu.
Derken kervan durdu. Mahkeme hem de anayasa yargısı tokat gibi şok dalgası yaydı. Ercan hava alanı mütahitinin yasal kurallara uymadığı ve yetersiz mütahit belgesini açıklıyordu. Açıklıyordu da epey yol katedildi. Bir Besmele çekip makamda işe başlayan makamcımızın hem de ihaleye ters olmasına rrağmenn yaptığı anlaşma da etrafa yayıldı. Yetmedi, kimileri de sonrasındaki başka cici sevilen Şahin makamcımızın yaptıkları ve Ombusmanın bunu yayınlamasına rağmen görevine devam edip, ilgili kuruma küfüerler yağdırtığı dönem de beyinden birden canlandı. Şok dalgaları hemen karşılığını verdi. Verdi de işin üstüne gidilirse, iş Türkiyeye dek gideceği de kesin. Hele de yargı kararı tam da “alan yeniden açılacak ken” veya vergielrin afı olacak ken gelmesi işleri iyice karıştırdı. Ama net olan yargının Anayasal gerçeği ve bu konuda direk bakanların olayda tavırn tercihi koymalarıdır. Zarar ve yasadışılık eklenince de dağ gibi gerçek karşımıza geldi. Maymunlar nasıl dayansın da sağır kör ve dilsizi oynasın?
Daha bu yutulmadan öteki de sanki kardeşmiş gibi yanına eklendi. Bilinen bir yılık hikaye Sayıştay raporunda ortaya yeniden serildi. Fakat tam K. Kıbrıs politik sahnesi gibi. Çünkü en başta meclis muhalefet medyaları başta olmak üzere Sayıştalığı raporu göndermiyorsun veya yayınlamıorsun diye suçlarken, raporun yaklaşık 3 ay önce meclis komisyonuna gönderildiği ortaya da serildi. Daha da söylenmesi gereken, komisyonun başkanının da muhalefet CTP li vekil olmasıdır. Halbuki başta CTP organı bu konuda ısrarcı şekilde raporun yayınlanmasıjnı istiyordu. Üstelik raporun hazır olduğu, ama seçim denilip ertelendiği de bilinen başka gerçekti.
Yayınlanan Elektrik kurumu yakıt ihaleleri ise klasik bizliktir. Yasalara uymama, Türkiyeleşme eksenli seçkiler hepsi var. K. Kıbrısın sömürgesel ilhaklaşma şeklinden yerel işbirlikçi paylaşım biçimine dek her olgu resmen sanki “buyurun KKTC” şekliyle belgelerle içerikte mevcut. Herşey yaparım abi şirketinden tutun ihale iptalinden yandaşa yüksek fiyatdan kıyak çekmeler ne ararsanız var. Sanki mübarekler eksik brakmayalım amacındaydılar. aKurumun yönetimi, konuyla alakalı makamcılar, hepsinin yanlışlar veya bile bile uygulamanın birliktelikleri sıralatıldı. Bedelini de yüksek elektrik faturasıyla da yurtaşlar ödedi elbet. Kulanılan yetkilerle iptal etme, yandaşa kıyak çekip daha yüksek fiyat ve kalitesi belli olmayan yakıtla bize K. Kıbrıs yapılanış hikayesi ve gelecek hedefi net şekilde işaret edildi. Kurumu yağmalamadan AKSA hedefli gidişatı Sayıştay raporunda öncekiler gibi yeniden yaşatıldı. Ama sonuç şu: dileyen dilediği olguyu alıp kulanma şansı da var. Kimi makamcı Sunat ve Ünaalı, Kimi de sayıştay raporunun elde olup söylenmeme tutumlarını kulanıp kolayca eleştiri yoğunlaştıracakn birilerini kolayca bulduk. Biraz geçmişle de oynansa, hemen öteki partiyi de kolayca raslayacaktır. Ha, Türkiye hep merkezde, AKSA ise artık her yerden çıkıyor.
Görüldüğü gibi 3 Maymunu oynamak kolaydır. Hele de ahali de memnun mesut olursa veya çıkar aşkına gözü de kör olursa işler yolundadır. Bilinen gerçekler vardır. Normaleşir. Kimse dokunmaz. Hele bol yanlış varsa, dilediğini de alıp kulanır. Örneğin Cefer bey Ercandaki yasa dışılığa gürlerken, Girne hastahanesi konusunda eleştirdiği tutuma sarıldığını da unutmadık. Hat da dilerse Jet sgandalındaki Kimlerdir sorusuna yaşadıklarıyla da kolay yanıt verir. Ama, Ercanda gürlerken, Küliğede veya Girne hastahabesinde tam tersi role girip oda kl3 Maymunu oynadı. Aynen elektrik kurumunda olduğu gibi. Orada öylesine yağma oldu ki nereden tutarsan birielri çıkar. Ahmet Amcadan başlayıp Sunat atuna ve en son Üstele kolayca gelirsin. Sadece Aksa sorununa başlarsak mevcut parlementer partilerin hepsini deyişik dönemde işin içinde buluruz.
Ercan işinde ise kocaman çekten başlayıp kazanılan davadaki Besleme çekip imzalayan makamcıya varan zengin oyunlar kolayca öğrenilir. Hele Ombusman kararına şahince meclis kürsüsünden küfreden Şahinin nasıl yeniden makam aldığı da tarihseldir. Ama her kirlilikte kazananlar kendilerini “kurtardı”. Maymunn oynuna dalıpn da şok gelince de toplaya bilirsen topla. Ancak, şok dalgasıyla uyanış veya bilgilerin saçılışı oldu. Ya ahali: bu durum karşısında en azından tutumu ne oldu? Sayıştay raporunda sayılanların bir yıln önce hem de günü gününe bilgielrle öğrenildi. Tutum ne oldu? Buda sosyolojik siyasal düşünüş sorgusuna girer.