Belli ki son dönem epey K. Kıbrısa gelgitler gerçekleşecek. İster direk resmi isterse dolaylı ve bazen gizletilme çabaları da birlikte işleyecek şekilde yaşanacak. Nitekim, hafta sonu ansızın yeniden sık sık olmaya başlayan Fuat bey yine adamıza geldi. Üstelik Mağusaya gidip orada açıklamalar yaptı, iftara katıldı ve sanki prens gibi de karşılandı. Mesajlar net. Fakat, anlamak isteyen anlamadıkça da hep saptırma ve şerbetleştirilen hamisilikle içilmeye devam edilecek gibidir. Fakat gelgitler sadece liderler veya temsilcileriyle deyil, araçlar ve ileride kötü mesajlı cihazlar da artık gayet basit görünüme sokularak geldi. Gösterilerde kulanılacağı kesin akrep ve biber gazı atan tüfekler, artık K. Kıbrısta erini şimdilik gösteri şeklinde aldı. Elbet bunları kimin kulanacağı da sır deyildir. Kısaca, Türkiyede girilen seçim süreci adeta adamıza da geliş gidişi hızlandırdı. Bir de ekinde “giderayak yapılacak şeyleri de” yaptırmaya başlandı. Sık sık yeni yasalar bunun en hafif getirisidir.****
Türkiyede girilen seçim süreci, rejim dyeişimle özdeşleşmesi gibi önemli sonucu olması, ister istemez K. Kıbrısı da kısgacına aldı. Üstelik K. Kıbrısta TC seçiminde kulanılacak oylar da var. Düşündürücü ollan, önceki önemli kavşaklarda, K. Kıbrısta kulanılan oyların resmi devlet yönetiminin istemediği sonuçlar vermesidir. Buraya yerleştirilen, gerektiğinde desteklenen insanlar destek vermemesi bir oyun ihdiyacı olacak seçimde önemsenmesi de kaçınılmazdı. Nitekim, Fuat bey ile Mevlüt bey adaya sık sık gelmeye başladı. Öteki makamcılar da geliyor. Kendilerine göre de anlaşmalar yapıyor. Gelecek K. Kıbrıs yapılanışının da mesajları eksik kalmıyor. En son Fuat bey gelince en yankı bulan “müjdesi” Mağusaya da ilahiyat kolejinin yapılacağıdır. Üstelik bazı yatırımların da Karpaz işaretli olması tesadüf deyildi. Elbet, onu dinleyen ve iftar katılımcısı da olan işbirlikçiler bu konuda memnun görünmek zorundaydı. Görselde dahi katıldıkları dini ve iftar konularında ne derecede acemi oldukalrını da mizahi şekilde gösterdiler. Fuat bey ise gayet sakindi. Dilediğini de salamakta sakınca yoktu. Sorgulayacak gazeteci yoktu. Makamcılarımız ise bilmedikleri protokoleri imzalammakta hiç tereddütlü veya soru soracak durumda dyeildi. Maksat koltuk korunsun ve biraz dağıtacak para almaktı. Yarın konu tartışılırken protokol bilgisizlikleri net şekilde savunma refleksinde karşımıza gelecek. Bilmediklerini de bazı konulardaki saçmalamalarıyla da kavrayacağız.
Fuat bey adaya geldi. Protoklu açıkladı. Giderayak acaba kaybedersek endişesiyle bazı konuları acele bitirme peşinde olduğu da anlaşılıyor. AKSa sözleşmesi v e bazı yatırım anlaşmaları. Burada bazı Annan lafazanlarına hatırlatalım: unutuğunuza kesin eminim! Annan planında Türkiye bazı konularda ısrarlıydı. Kazara ilerde sorunda yasalaşma olursa kalıcı kalmak için ilkeler koydurtu. Rumlar da yutu. Neydi bunlardan biri: Türkiyenin K. Kıbrısla yapılan anlaşmaların uluslararası belge olarak kabulü. LAYni şekilde şirketlerin yaptığı anlaşmaların da yasal kabulüyle çıkarlarına dokunmama talepleri de vardı. Bunalrı ben zamanında söylerken, birçok kesim “ne isterse olsun, yeter ki barış gelsin” denilip söz edilmekten kaçınıldı. İşte giderayak Fuat beyin imzalatığı ve Aksanın da içinde olduğu anlaşmalar kazara AKP gitse de yerine gelenin dokunulmayacağı bir konuma sokulmak isteniyor. Hatırlayın, otomatik uzatma ilkesi varken dahi daha uzun zaman ve yeni olgularla AKSAyı işaraet eden yasa şu anda mecliste. Buna daha da yasalık ve gelecek garantisi kazandırma adına da protokole konuldu. Hem de Türkiye bazı alımlarını ödeme koşulunu da katarak. Bir anlamda AKSA parasını şu veya bu şekilde alacaktır.
Belli ki adamıza sık sık gelişler devam edecek. Kimisi makamcı kimisi normal vatandaş gibi. Metin bey organizyosyonu ile yasal teknik birikimi bu akışta önemli rol acağı da tartışmasızdır. AKP yetkilileri gelirken buraya yeni taşlar da örecek. Fuat beyin Mağusa ilahiyat koleji, Güvercinlikteki Sanayi bölgesi, Derinya çevresindeki TOKİ konutları Karpazdaki sağlık merkezi ve sayresi ise Mağusa Karpaz yöresinin yeni ilhaklaşma dönemindeki yerleşim gerçekleridir. Makamcılarımız ise koltuğu korudukları için memnun. Eğer 3 URO komisyonluğu gibi konular sorgulanmadıysa daha nefes alır halde bu rahatlık batacaktır. Hiç K. Kıbrıstaki itibarın bozulması lüks tüketimli harcamaların engelenmesi daraltılması lafını duydunuz mu? Tatar ise kendine has gündemiyle katgısını da ekşitmedi: örneğin hava alanından hemen Mağusaya gidip hem de iftara katılma davranışı dahi yalakanın yakılan yağın en üst drecesindeki tortulara benzemekteydi..
Tüm bunlar olurken, hep devre dışı brakılan ana muhalefet lideri, krevatını takıp birkaç laf yaptı. Meyerlim sokak da denildi. Halbuki zaten kendileri ödenli koptular ki adaya kim gelse onlara artık bakmıyor. Onlar da ilgilenmiyor. Türkiye partielrinden kaçı buradaki muhalefetle ilişkisi var sorusunu hepimiz biliyoruz. Ama, onca geliş gidişlere karşın Türkiye probaganda algılarında Kıbrıs sorunu yok. Çünkü K. Kıbrıstan kendine has bir seçenek sesi veya ilişki kurulma hamlesi yok. Buda öteki gerçek. Ama, kimi barışçımız hala fon parasının da sıcaklığı ile ingilterenin etkililerinin sözleriyle federashyonun geçerli olduğu sığıntısında oyalanıyorlar. Orada da paradoksu çoktan kaçırdılar. İngilterenin adanın bugüne gelişteki temel rolü hep unutturulma çabasında. Onların toplantısıyla hala arış umanlar da mevcut. Öyle olsun. Deyişmeyen gerçek Fuat beyin son açıkladıklarının gidişatıdır.
Kısaca, gelgitler olacak. Seçim süreci bu hızı artıracak. Baskılar da normal halde yaşanıp, görmezden gelinecek. Akrep ve gaz atan tüfeklerin de bu zamanda gelmesi de iyi mesaj deyildir. Her olasılıkta baskı ve şantajın ağırlığını hissedeceğimiz de kesin. Soru şu nda, bunu yazacak kaç gazetecimiz, haber yapacak kaç muhabirimiz ve karşı duracak ne kadar örgütümüz var?
