yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGündemi kaşımaya başlarsak - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Gündemi kaşımaya başlarsak – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Hafta başı sıcaklıklar iyice yükseldi. Siyaset de deyişik alanlarda ısındı. Beklentiler de yoğunlaşıyordu. Özellikle Ercan ekseninde hem yeni uçuş hikayesi hem de açılımla Erdoğanın adaya gelme prokramı vardı. İlk hayal kırıklığı, konuşturulmasa da Erdoğanın sükse yapacak politik hamlesinin Hhava alanı açılmayacağı tekrarıyla yaşandı. Halbuki, önceki yazılarımda da vurguladığım gibi: belkide Arıklı ilk defa doğru bir karşılık bulacak konu yaşanacaktı. Olmadı. Yine Araıklı yalan düzeyine devam ediyordu. Hem de Erdoğan gelip de açacak gibi önemli denecek politik hamle fırsatçılığı ile..

Ama başka bir hikaye de oldu. Hem yeni alan açılacak hem de ilk yeni şirket uçağı da adaya uçacaktı. Şovun da eksik olmayacak bu hamle de bu defa yaşandı. Ama öyle bir örnekle yaşandı ki demeğin gitsin. Gelecek ilk uçuş için buradan deyişik kesimlerden insanlar toplandı. İstanbula gidip ordan yeni uçakla geleceklerdi. Elbet makamcılarımız da eksik deyildi. Elini taşın altından çeken makamcı dahi verdı. Fakat, iş yeni bir rezaletle başladı. Ulaş Barış isimli gazeteci Türkiyeye sokulmadı. Hem de yeni uçuş reklamına ihtiyaç duyulan bir noktada gerçekleşti. Ulaş geri döndü. Fakat, en azından beraber olduğu gazeteciler onlar da bir protesto hareketi yapmadılar. Soru sormadılar. Arkadaşlarıyla birlikte geri dönüp uçuşa katılmama eylemini dahi düşünmediler. Devamında da yerel medyanın önemli kesimi konuyu haber dahi yapmadı. Biraz zaman dedim. Fakat, konu çoktan unuturuldu. Birkaç protesto demeciyle de geçirildi. Halbuki en azından beraber olduğu meslektaşları konuya müdahil olup onlar da geri dönerek konu hakında kamuoyu oluşturma hamlesi yapma şansları vardı. Olmadı. Demek ki bol demokrasi lafı özgürlük abartısı hepsi kocaman bir yalandır. Örgütlü veya haber konusunda da sınıfta kalma gerçeği oldu. Biz en azından birlikte geri dönme diyorken, ilgili gazetecilerin medyaları dahi konuyu haber etmeyerek adeta anlayana anla diyordu. Makamcılarımızın zaten tavır koymasını beklemiyorduk. Yalakanın ve teslimieytin artık temel kural olduğu ilişki ağında bunu yapmazlardı. Sonra elleri taşın altından kaldırılır veya makam alınıp itibarları yerlebir olurlardı.******

Tam da bu konu işlenip adeta suskunlukla unuturulmaya, yeni bir olana dek de yok sayılmaya paket edilirken, geçen yazdığım Pazarla alakalı rüzgar makalemin de karşılığı ortaya çıktı.  Alışılmamış şekilde CHP vekili Özgür net bir sesle şunu diyordu: “K. Kıbrısta TC elçisi Fevzioğlunun AKP lehine probaganda yaptığını” duyurdu. Özgür konuşunca bazılarına cesaret geldi. Tabi Elçinin yanında da Yüce melclis başkanı da vardı. Bizim bazı muhalifler de hemen Zorluya sordular. Pişkin yalanla itirafı yaptı. Elçiyle birlikte yurttaşların sorunlarını dinliyorlarmış! TC K. Kıbrıs eski elçisi Türkmen de konuya girince, kaçınılmaz olarak olay hem Türkiyede hem de K. Kıbrısta en azından haber oldu. Burada yayınlanan videyo ile Vadilideki konuşma herşeyi açığa çıkardı. Türkiyede karşılık bulunca da bazıları cesaret aldı. Ama AKP suçlama yerine hala hükümet denilip orada brakıldı.

Kısa zaman önce Pazar gün adıyla yayınladığım basit güncel yaşamla bu probaganda ikiliklerin nasıl karşılaştığımı da hatırlatmakta fayda var. Bu arada konu yayılınca, bazıları istemese de konuşmak zorunda kalınca da saçmaladı. Takeci gazeteci gibiler öyle bir korkarak konuştu ki hem haberi verme zorunluluğu hem de konunun özüne girmeme kaçışı adeta davranışla itiraf edildi. Öyle edildi ki CTP CHP yakınlığı laflarını dahi söyledi. Doğrusu Take her zaman ortaya çıkar. Siz kendinizi liderliğe koysanız da demokratik yayın yaptığınızı söyleseniz de bazı kesimlere de izliyici denerek sunsanız da, ne meslektaşınızın Türkiyeye sokulmamasını haber yapama veya zorunlu olunca da saçmalama derecesinde benzetmeyle kendinizi gazeteci satmaya devam edersiniz.******

Bunlar gündeme otururken, yeni sosyal medya videyo yayınında Türkiye konuları havada uçuşurken ister istemez, her zamanki gibi K. Kıbrısı da içermeye gideceği de kesinleşti. Falyalıdan Ercan hikayelerine ve buna bağlı kesimler, birden yeni Sedat Peker mi sorularıyla gündeme oturdu. İzliyici olduğu kesin. K. Kıbrısta direk insanların dinleyip kendilerince yorum yaptıklarına tanık oldum. Muhamet Yakut resmen yeni bir çirkefler akıntılı yayınlarla gündemi yoracağı kesin. Şimdilik TC savcılığı harekete geçmedi. Ama herkes Pekerin sansürü kırıp yayın yapacak mı beklentisinde mrakla ilgilenirken, Muhamet Yakutun piyasaya çıkması ve anlaşıldığı kadar, eskiden bu ağın içinde olduğu konuların da olması. Türkiye seçim sürecinde önemli sarsıntılar yapması adaydır. Ama, etkisi ne olur, oda başka soru.******

Kısaca, güncel gelişmelerden bazılarını şöylesine kaşımaya çalıştım. Kaşıdıkça epey daha mavzeme çıkacağı kesin. Türkiyedeki giriş sorunu bu şekilde kaldıkça devam edeceği kesin. Bazen de geri çevrilenlerin isimleri vermeyip yok saydırtma korkusu da yaşanacaktır. Seçim sürecindeki durum zaten biliniyordu. Müdahale yok dense kimse inanmazdı. Ama hayat devam ediyor. Bakalım Ykut kimlere dokunacak

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
360AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin