yaklaşımlarÖzkan YıkıcıReferandum sonrası kuzey Kıbrıstaki bazı yeni koşullar - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Referandum sonrası kuzey Kıbrıstaki bazı yeni koşullar – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Dünkü yazımda kısaca çok az olsa da Annan planı referandum sürecinden birkaç kelam yaptım. Devamında da bizde fazla sorgulatılmayan alınan sonuç sonrası K. Kıbrısa etkileri üzerine bir takım önemli yeni olguya dokunacam. Elbet, sömürge olsanız da kaçınılmaz olarak şu gerçekleri yaşamayacağınız demek deyildir: her siyasal hamle sonrası mutlaka bazı gelişmeler ve eskiden var olan da yok olmaya doğru gider. Annan planı referandumu da bu içerikleri yaşatı. Üstelik stratejik sömürge olup K. Kıbrısın ilhaklaşma seçeneği de pratikte kurumsallaştırılırken, kaçınılmaz olarak yapılış halinde dahi Kıbrısın genelinde bazı ayarlar oldu. Örneğin, Kıbrıs AB üyesi konumuna sokuldu. Sonuç ne olursa olsun, Kıbrıs AB rüzgarına kaptırıldı. Söylenmeyen en son referandum öncesi yasalaştırılan kriter de şu: K. Kıbrısa taşınan nifusun “yurtaş” edilen kesimine oy kulanma hakı yasalaştırıldı. Bu referandumda oy kulandırılarak gerçekleştirildi. Böylelikle klasik Kıbrıs görüşmelerinde olan yerel kriteri yasal olarak Kuzeyde taşınan nifusa oy kulandırılarak “Kuzey Kıbrıs yurttaşları” kavramı yasalaştırıldı.

Görüldüğü gibi, konuşulmasa da resmen bazı taşlar oynandı. Hem de gözümüzün içine sokularak. Ayrıca, Annan planı sürecinde Kıbrısın siyasal kimlik deyişim süreci de olasılık haline sokuldu. Kıbrıs cumhuriyeti yerine birleşik kIbrıs simgesi de çaktırılmadan normalleştirilebilme kıvamına getirildi. Zaten Akelin ısrarla B.M. güvence istemesi bundandı. Nitekim burada yine Annan planı konusunda düşünmemiz gerektiği sorusunu, verilmeyen Güvenlik konseği güvencesiydi. Çünkü kısa zaman olsa da geçiş dönemiyle birlikte fes edilecek Kıbrıs cumhuriyeti, yasal kuralları da sıfırlanacaktı. Yenisi de kurulmahyınca, işler epey kördüyüm haline gelecekti. Rumlar resmen Kıbrıs cumhurieyti silahlarını kaybedecekti.****

Gelelim Annan planı sonrasına: unutmadan devam edelim: Annan planı sonrası koltukların ağırlıklı görünüm siyasal aktörleri CTP idi. Peki içsel olarak hangi deyişimler hemen başladı. Kuzey Kıbrıs AB içinde ama yasadışı koşulları devam ediyordu. AB muktesabatının askıda olduğu ibaresiyle fiylen ikiye ayrılma coğrafyası AB ilk örnek olarak kaydediliyordu. Ekonomik olarak ikinci ganimet dönemi başladı. Annan planı eveti bahane edilerek, mülkieyt sorunundaki düyüme yeni düyümler eklendi. Yeni bir güçlü işbirlikçi zenginler eliti oluşturulurken, dış gelişlere de hız verildi. Yabancı mülkiyet kazanmalar da hazlatıldı. AKP gerçeği ile ülkekmizde gericilik hortlamayı aşıp içeleşti. Cami yapımları, tarikatların cirit atışı, koltuk kapmak için camilerde namaz kılanlar, ilahiyat koleji ve niceleri yapısal kurumsallaşma ve idolojik aygıtlar olarak yeniden şekillendirildi.

Kumarhane yaygınlaşmasına hız verildi. Mafyaların cirit atmaları artı. Güçlü yerel işbirlikçi mafyalar da güçlendirildi. Kara para akışı daha da kolaylaştırıldı…. Yeni kaçakçılık listesine, insan kaynağı eklendi. Göçmenler ve kaçak mülteci konusu da iyi kazanç durumuna sokuldu…Eldeki yerel yapılar metalaştırıldı… ünüversite adıyla yeni dinamik olarak dıştan gelen öğrenci kitleleri de sosyolojik olguya katıldı…Başta Türkmenistanlılar olmak üzere deyişik alanlarda emek eksenine eklenenler oldu… Bunlar zamanla kendi içlerinde örgütlenerek otonom görünümlü guruplar haline sokuldu… Siyasal olarak AKP işbirliği ile savunulan ezber düşüncelerden de sıyrılınıp gerici savunma eksenine sokuldu.

Siyasal olarak eldeki yetkiler de deyişik isimler ve protokolar sayesinde direk Ankaraya devşirildi. Böylelikle yerel işbirlikçi koltukçular adeta aldıkalrını kendilerine dağıtma ticaretçi işbirlikçi durumuna çektiler. En son ise UBP olayı ile parti liderliğine dahi gerektiğinde müdahale etme sonucu oluştu. Ayrıca, Türkiyeye girişlerde Türkiye tipi poletik tutumla izin vermemeler de normalleştirildi.****

Gelelim birkaç da dış uluslararası gelişmeğe: en önemlisi, K. Kıbrıs yurttaşları Annan planı öncesi direk kolayca AİHM gitme yasalığı vardı. Bunu kaybettik. Artık iç hukuk falan adeta zaman epey uzatıldı… Yine, kurdurtulan Tazmin komisyonu ile Mülkiyet konusunun AİHM yolu epey tıkandı. Öyle tıkandı ki dayatma ve zaman uzatma sonucu adeta rumları mallarını satmaları veya takasa zorlandı. Artık K. Kıbrıs üzerindeki ve geneli Türkiye gerçeği bir anlamda nefes aldı. Türkiye ceza vermekten epey uzaklaşırken, Rumların da malarını alma beklentisine darbe vurduruldu.

K. Kıbrıs AB şu veya bu şekilde girmesi ile yasal dış kaynak alma şansına da ulaştı. Ayrıca açılan kapılar ve yeşil hat tüzüğü ile Kıbrıs iki fiylen ayrılan kesim arasında yeni ilişki ağı da yürürlüğe girdi. Görünürde Kıbrısta duvarlar yıkıldı. Ama, gerçekte duvar yıkılırken yerine gelen barışı daha uzaklara doğru da öteledi. Artık ortak fonluk ve ilişkiler gelişirken, barış ve çözüm sesleri de tam aksine epey cılızlaştı.

Türkiye ise hem nefes alıp bir döenm imaj yeniledi. En önemlisi türkiye için hem mülkiyet konusunda Tazmin komisyonu ile epey rahatladı. Ayrıca Türkiyede AİHM yolu kendi anayasasının da hukuki alt kuruluş olarak sayılması ile AİHM yolu daha da uzağa itildi. Buda AKP yönetimi için ele geçirilen önemli hukuki avantajdı. Üstelik, K. Kıbrıstaki ilhaklaşma politikalarına da dünya sesiz kaldı. Türkiye Kıbrıs yeni bir mafya tipi yapıların da oluştuğu son Falyalı olayı ile adeta haykıran itiraf oldu.

Kısaca, Anan planı adeta bildik eski Kıbrıs denklemini korur gibi olsa da, oynatığı taşlar çok oldu. Hele yeni AB yapılanış ile konulan bazı koşullar, Kıbrısı daha da karmaşılaştırdı. Peki üneymi; onu da ilerde deyinmek umuduyla, şimdilik Annan dosyasını burada sonlandıralım.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin