yazılarKıbrıs iktibasBen seçimleri niye “boykot” ediyorum (3) – Hayati Yaşamsal

Ben seçimleri niye “boykot” ediyorum (3) – Hayati Yaşamsal

diğer yazılar:
YERLEŞİMCİ KOLONİZE REJİM KKtC’DE SEÇİM- SİYASET-İKTİDAR-MENFAAT SANATI’NIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
Seçimsiz-Seçim’e dayalı Emperyal Otoriter İşgal Rejimi.
Seçimsiz-Seçim’e dayalı siyasal süreçte, siyasi ve sivil aktörlerin Makyavelist; İktidar-Hükümet olma arzusu, Mevki ve Statü Hırsı.
Oy, Çıkar, Fayda ve Rant Maksimizasyonu Sendromu.
“İktidar, tüm ihtirasların en aşikâr olanıdır. İktidara susamışlık, insanın aklını başından alan bir ihtirastır. Zihindeki duyguların en ateşlisi iktidar hırsı ve hükmetme arzusudur.” Tacitus, Annales
Antik Yunan’ın büyük filozoflarından Aristo “Politika” adlı eseri ile her ne kadar siyaset biliminin babası unvanı ile anılsa da aslında modern siyaset biliminin öncüsü İtalyan düşünür Niccolò Machiavelli’dir.
Machiavelli bir siyasi kişi ve örgütün iktidara tırmanmak ve orada kalmak istiyorsa yeri ve zamanı geldiğinde her türlü politik manipülasyonlara başvurmaktan ve politik manevralara girişmekten kaçınmamasını tavsiye eder.
Machiavelli’ye göre tek gaye iktidara ulaşma ve bunun devamını sağlamadır. Bu temel gayeye yönelik her türlü aracı kullanma meşrudur ve mübahtır.
Machiavelli neden siyaseti “Yönetme Sanatı” değil de “ Yozlaştırma Sanatı” olarak ele almış ve yorumlamıştır.? Bunun tek bir mantıklı açıklaması vardır: Siyasette oyunun kuralları bellidir.
Siyaset “menfaat” üzerine kuruludur ve amaç yukarıda da ifade edildiği üzere iktidarı ele geçirmek ve devamını sağlamaktır.
Machiavelli’nin siyaset bilimine kazandırdığı şey aslında siyasetin bilinen kirli yüzünün dürüstlükle ifşa edilmesinden başka bir şey değildir.
1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’ta oluşturulan Yerleşimci Kolonize Rejim –KKtc’deki pratik siyaset Aristo’nun ya da Machiavelli’nin yaşadığı dönemlerdekinden çok daha farklı değildir. Parmakla sayılacak kadar azınlıkta kalan kişi’lerin yürüttüğü mücadele dışında kalan Siyasette değişmeyen tek kural vardır: “Siyaset eşittir menfaat”.
Bu yalın gerçek bize pratik siyasetin var olduğu ve yaşandığı her yerde olduğu gibi 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’ta siyasal aktörlerin her zaman gayriahlaki davranış ve eylemlere yönelebileceklerini açık biçimde göstermiştir.
Seçime dayalı Emperyal Ankara Otoritesi Rejimi “Yerleşimci Kolonize KKtc”de Seçim’e dayalı Emperyal Otoriterlik, Seçimler gerektirdiği yönündeki kabul üzerine kuruludur.
Yerleşimci Kolonize Rejim KKtc’de Demokrasi Hayal’leri Emperyal Ankara Otoritesi’nin Seçimlerde gerçekleştirdiği Otoriter Politik Manipülasyonları’nın Tarihini unutma tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Başka bir deyişle, tarihsel olarak KKtc’deki seçimler, Emperyal Ankara Otoritesi’nin kontrolünde Seçimsiz-Seçim’lerin bir aracı olmuştur.
1974 De-facto Taksim’in ilk günlerinden beri, askeri işgal ile kontrol altına alınmış Kuzey Kıbrıs’ta ve buraya toplantırılan Adalı Kıbrıslı Türk Toplumu üzerinde Seçimler düzenleyen ve bir miktar çoğulculuğa ve partiler arası rekabete müsamaha gösteren Emperyal Ankara Otoritesi, ancak aynı zamanda asgari demokratik normları o kadar ciddi ve sistematik bir şekilde ihlal eden bir Meclis-Anayasa, kurum ve Kuruluşlar ürettiler ki, ne kadar nitelikli olursa olsun, onları Seçimli ve Demokratik olarak sınıflandırmak anlamsız hale geldi.
Kolonize Rejim KKtc’de bu Seçimsiz seçim rejimi, sınırlı, eksik veya çarpık demokrasi biçimlerini dahi temsil etmiyor.
Bu Seçimsiz Seçim’ler Emperyal Ankara Otoriter Yerleşimci Kolonize Yönetimini Meşrulaştırma aracıdır.
Yerlesimci Kolonize Rejim KKtc’de Emperyal Ankara Otoritesi’ne sorgusuz Biat’la kodlanmıs “Kolonize Rejime Hizmetkar İktidar”a ulaşabilmek ve kalabilmek için her yolu meşru ve mübah gören Ankara Çekilişli Milli Piyango kazanımcısı “Atanmış Memur”lar, sadece onlar değil, Makyavelizm felsefesi ve bu siyaseti benimseyen “Konformist Sol ve Demokrat” kişi ve örgütler de “Kolonize Rejime Hizmetkar İktidar”a ulaşabilmek ve kalabilmek için Makyavelist “Politik Manipülasyon Sanatı”nı icra etmektedirler.
Makyavelist Politik Manipülasyon sanatı, Kendi Kendini inkarla, Yalanla, Dezenformasyonla, İftira ve Karalamayla, Algı Operasyonlarıyla, Hitabetle, Hamasetle, Seçim Vaatleriyle, Seçim Rüşvetleriyle, İttifakla, Pazarlıkla, Kuralların Deformasyonuyla, Kurumların Ele Geçirilmesiyle… muhtelif politik manipülasyonlardan yararlanarak iktidarı kazanma ve iktidarda kalma stratejileri yürürlüğe koyması demektir.
Bir siyasi liderin ve siyasal partisi’nin iktidar hırsı onu ve partisini muhtelif Politik Manipülasyonlar uygulamaya sevk eder.
“Yalan-Kandırma”, “Millete Övgü”, “Retorik, Oy ticaret”i, “Oy Satın Alma”, “Hizmet Kayırmacılığ”ı, “Gündem Kontrolü” ve saire başlıca politik manipülasyon yöntemleridir.
Hem “Atanmış Memur”, hem de “Konformist Sol ve Demokrat” siyasal aktörlerin davranış ve tutumlarının gerisinde yatan temel saik, “Kamu Tercihi” adı verilen araştırma programının kanıtladığı “Çıkar Maksimizasyonu”dur.
1974 işgalinin yarattığı Etnik Temizlik’in acıları, yaraları ve hak ihlelleri üzerine inşaa edilmiş, “Kıbrıslı Türk Toplumu”nun 1960 Anayasal kimliğini, Statüsünü ve Demografik yapısını yok etmiş Yerleşimci Kolonize Rejim Anayasası’na ve Rejim yapısına bağlı kalacağına “Namusu ve Şerefi” üzerine yemin etmiş siyasal aktörlerin, gerek siyasal talep ve gerekse siyasal arz yönünden tamamının siyaseti, kendi “Oligarşik Menfaatler”ini ve “Bireysel İkbal”lerini garantileyen “Çıkar Maksimizasyonu” peşinde koşmaktır.
Siysal aktörlerde temel gaye, bireysel “Çıkar Maksimizayonu’nunun kapılarını açan, bağlı oldukları Siyasal Parti’nin seçimlerde aldığı toplam oyların içinde, kendi “Oy Maksimizasyonu”nunu sağlamaktır.
1974 sonrası İşgal edidlmiş Kuzey Kıbrıs’a toplantırılan her gün biraz daha kalabalıklaşan Seçmenler içinse temel gaye “Fayda Maksimizasyonu”dur;
Seçmenlerin bir araya gelerek seslerini daha fazla duyurma maksadıyla oluşturdukları Çıkar ve Baskı grupları (Ögütler, Birlikler ve Sendikalar) ise “Rant Maksimizasyonu” peşinde koşmaktadır.
Emperyal Ankara Otoritesi’nın Silihtar Memuru ve Hüküm-et’indeki Siyasal aktörler, Dianellos Bataklığı’nın mikrofon-kahramanları, Yerleşimci Kolonize Rejim’in fiili yönetim organı “Koordinasyon Kurulu”nun atadıkları ve iş başına getirdikleri bürokratlar, hepsi “İkbal Maksimizasyonu” için gayret sarf ettikleri “Biat ve Hizmerkarlık” ölçüsünde makamlarını muhafaza etmektedirler.
Konformist İktidar-Hükümet olma arzusu, Mevki ve Statü Hırsı, Oy, Çıkar, Fayda ve Rant Maksimizasyonu Sendromu hakimiyeti devam ettiği sürece;
Emperyal Ankara Otoritesi, De-facto Taksim sürecini rahatlıkla De-jure İlhak’a dönüştürme sürecinde, güçlenmiş Erdoğan’nın yeni döneminde hiç bir sorun yaşamayacaktır.
Bence bu olasılık ÇOK YAKINDIR
TÜM BU GERÇEKLER ORTA İKEN İŞGALCİ EMPERYAL ANKARA OTORİTESİ’NİN SEÇİMSİZ-SEÇİMLERİ’Nİ “BOYKOT” ETMEK VİCDANİ RED-SİVİL İTİATSİZLİK”TİR.
GELECEĞİMİZİ GÖMDÜĞÜMÜZ KIRAĞI ÇALMIŞ KARANLIK GECEMİZ’DEN ÇIKIŞA YOL GÖSTEREN İLK ÇAREDİR,
  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
359AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin