ANKARA’DA BELİRLENEN POLİTİKALARIN YEREL UYGULAYICISI OLARAK HAREKET EDEN DİANELLOS BATAKLIĞI (KKtc) MECLİSİ’NDE “KIBRIS’TA TÜRKLÜK SÖZLEŞMESİ-İLHAK SÜRECİ”NE İSTENÇLİ-İSTENÇSİZ VE/VEYA GÖNÜLLÜ-GÖNÜLSÜZ KATILIM ZORUNLULUĞU
Emperyal Ankara Otoritesi’nin “Milli Ülkü”sü Misak-ı Milli sınırlarına ulaşma hedefinde Hatay Cumhuriyetinde 1939 ilhak sürecine giderken neler yapmış ise, 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’ta da yaptıkları da bire bir kopyasıdır.
LEVENT DUMAN’nın “VATAN’NIN SON PARÇASI HATAY’DAKİ ULUSLAŞTIRMA POLİTİKALARI” kitabından alıntılarla, Hatay’ın İlhak süreci nasıl yapıldı. Hatay Millet Meclis üyelerinin İstençli-İstensiz ve/veya Gönüllü-Gönülsüz katılım zorunluluğu.
- “2 Eylül 1938’de, Antakya’da Hatay Millet Meclisi’nin (HMM) açılmasıyla, İskenderun Sancagı’nın Türkiye’ye katılması yönünde önemli bir adım atıldı.”
- “Siyasal açıdan yeni bir dönemin başlangıcı olmasının yanı sıra, 2 Eylül’den itibaren Türkiye’ye daha da yakınlaşmak üzere, çeşitli uluslaştırma politikalarının kademeli olarak hayata geçirildiği bir döneme girilmiştir. “
- “Türkiye’nin kontrolü altında hayata geçirilen sosyal, kültürel ve ekonomik politikalarla bölge giderek Suriye’den uzaklaşıp Türkiye’ye yakınlaştı.”
- “Hatay Devleti’nin kurulmasıyla siyasal açıdan Türkiye’ye katılma istikametine net bir biçimde giren İskenderun Sancağı, bu yeni dönemde sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda yoğun “uluslaştırma” politikalarına tabi tutulmuştur.”
- “Bu açıdan, Hatay Devleti dönemi, bölgenin “Türk” kimliğinin sağlamlaştırılması amacıyla yoğun faaliyetlerin gerçekleştirildiği bir dönem olmuştur”
- “İskenderun Sancağı, bölge idaresi için kurulan hükümet ve meclisin aldığı kararlarla siyasal açıdan da Suriye’den uzaklaştı.”
- “Hatay Devleti’nde Türkiye’nin etkisini gösteren bir diğer icraat da Hatay Millet Meclisi’nin 7 Eylül’deki toplantısında, Türkiye’nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı’nın Hatay Devleti’nin de ulusal marşı olarak kabul edilmesidir.
- “Böylece Hatay Devleti, Türkiye ile neredeyse aynı bayrağa ve tamamıyla aynı ulusal marşa sahip “ayrı” bir devlet oldu.”
- “Mekânın uluslaştırılarak bir “Türk vatanına” dönüştürülmesi çabaları çerçevesinde şehir, kasaba, köylerle sınırlı kalmayıp dağ ve nehirlerin de yeniden adlandırılması yönünde sistematik çalışmalar yürütülmüştür.”
- “Hatay Devleti döneminde de Mekânın uluslaştırılması yönünde yapılan ad değişikliklerinde, sürekli olarak Türkiye ve Türklük ile bağlantılı isimlerin tercih edildiği göze çarpmaktadır.”
- “Türkiye’nin ” seçmen” faaliyetleri Sancak seçimlerini kazanabilmek için tüm imkânlarını seferber eden Türk Hükümeti, seçim düzenlemesinde oy kullanma hakkı verilen ve Türkiye’de yaşayan binlerce kişiyi seçmen yazılımı öncesi Sancak’a gönderdi.
- “Bu tarihten sonra seçimlere katılmak amacıyla Türkiye’den kafileler halinde insanlar Sancak’a gitmeye devam etti.”
- “Türk Hükümeti, Sancak’a seçim için giden kamu görevlilerinin 2 yıla kadar izinli sayılmaları, orada bulundukları süre içinde de maaşlarını almaları yönünde kararnameler çıkardı.”
- “Seçim için Türkiye’den Sancak’a gidenler hakkında yerel yetkililerde tereddütler vardı. Bu kişilerin Sancak’la hiçbir bağlantısının olmadığını, bu durumun Türk Hükümeti’nin sağladığı imkânlarla gerçekleştiğini ve sayıca çok fazla olan bu kişilerin bir güvenlik sorunu da yarattığını belirten Delege Garreau’ya göre, Türkiye’den gidenler Sancak sokaklarında kafileler halinde “fethedilmiş bir ülkede olduğu gibi” dolaşıyorlardı”.
- “Hatay Millet Meclisi kararlarında Türkiye’nin belirleyiciliği Sancak’ta yapılan seçimlerde olduğu gibi, , Türkiye’nin süreçteki belirleyici rolü apaçık biçimde ortaya çıkmıştır. Mecliste kimlerin olacağı Ankara tarafından belirlenmişti.”
- “Nitekim, süreç içerisinde bu ara dönem, her açıdan bölgenin Türkiye’ye yakınlaştırılması için oldukça verimli kullanıldı ve en nihayetinde meclis, 29 Haziran 1939’da Türkiye’ye katılma karan aldı.
- “23 Haziran 1939’da Ankara’da belirlenen politikaların yerel uygulayıcısı olarak hareket eden ve 29 Haziran’da Antakya’da toplanan Meclis varlığını sona erdirmiş ve Hatay TC’ye İlhak edilmiştir”.
Aslında Emperyal Ankara Otoritesi “Milli Ülkü”sü Misak-ı Milli sınırlarına ulaşma hedefinde Hatay Cumhuriyetinde 1939 ilhak sürecine giderken neler yapmış ise, 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’ta da bire bir kopyalayarak De-facto İlhak’ın altyapısını inşaa etmeye başlamıştı.
1975 Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) De-facto İlhak Süreci için Siyasal açıdan gerekli yeni bir dönemin başlangıcı olmasının yanı sıra, 15 Kasım 1983 tarihinde, Lefkoşa’da KK-tc’ ilanı ve Meclisi’nin açılmasıyla, işgal edilmiş % 37’lik Kıbrıs Cumhuriyeti toprağının De-facto Taksim ile Türkiye’ye katılması, entegre edilmesi yönünde önemli bir adım atıldı.
15 Kasım 1983 tarihinden itibaren Dianellos Bataklığı (KKtc Meclisi) Türkiye’ye daha da yakınlaştırmak üzere, Adalı Kıbrıslı Türk Toplumunu çeşitli Uluslaştırma-Türkleştirme politikalarının kademeli olarak hayata geçirildiği meşru bir bataklık durumuna girilmişti.
Ben,
İrredentist ayrılıkçı KKtc ilanında “Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi’nin 15 kasım 1983 tarihli KKtc kuruluş kararı ve bağımsızlık bildirisi’ne oybirliğiyle ayakta onaylayan tüm Sol ve Demokrat partilerin ve vekillerinin bir tamam katılım zorunluluğunu unutmadım.
DİANELLOS BATAKLIĞINA KATILMAK, ANKARA MERKEZLİ KARARLARA İSTENÇLİ/İSTENÇSİZ VE/VEYA GÖNÜLLÜ/GÖNÜLSÜZ KATILIM ZORUNLULUĞUNA UYMAKTIR
Not: LEVENT DUMAN’nın “Vatan’nın Son Parçası Hatay’daki Uluslaştırma Politikaları” kitabınının tümünü mutlaka okuyunuz. Hazin geleceğimizin bütün ayrıntıları orada saklıdır…