Otuzbeş gün sonra, Yunanistnda ikinci defa seçime gidildi. Birinci seçimlerinden farkı, birinci sıraya gelip belirli oyu alan partiğe, vekil fazlası eklenmesidir. Bunun sonucu olarak yaklaşık ayni düzeyde oy alan YDP bu defa çoğunluğu sağladı. 158 vekil çıkararak çoğunluğu sağladı. Tek başına hükümeti kurma kolaylığına geldi. Bu ayni zamanda YDP ikinci defa peşpeşe hükümet oluyordu. Muhalefet de ise önemli bazı farklar oldu. Siriza daha bir oy kaybetti. Öyle ki artık ana muhalefet olsa da gençsoru dahi veremeyecek düzeyde oya sahip oluyordu. Elbet sonuç, düşündürücüdür. Öteki partilerden Pasok ve YKP yaklaşık ayni oyları aldı. Fakat, birinci seçimden farklı olrak üç faşist parti hem Y.3 barajını geçiyor hem de oldukça önemli sayıda 37 vekil çıkarıyorlardı. Kapatılan Altın Şafağın da devamı olan parti de barajı aşarak meclise giriyordu. Yunanistan kamuoyunu şaşırtan önemli sonuç bu idi.
Rakamsal olarak sıralanan son Yunanistan seçiminin, başka bir sayısal gerçeği de düşündürücü geliyordu. Seçime katılım Y.52 cıvarında oldu. Rakam, kiminelerine de seçima katılmayanların kazandığı probagandasını da yaratıyordu. Böylesi taploda Yunanistan sağ eksenli ve AB kısgaçlı, seçim sonucuyla karşımıza geldi. Bu geliş birçok düşündürücülüğü de konuşturtması kaçınılmazdır. Özellikle de solda Siriza ve Pasokun oy oranı epey sarsıcı. Faşist partilerin meclislerdeki güç yükselişi Yunanistanda da parçalı şekilde tırmandı. Önemli engel algısı; resmen faşist düşünceli partiler olmalarına karşın, makyaj kavramla bunun gizletilme çabalarıdır. Böylesi faşist partileri, normalleştirme ve kabullendirme adına aşırı sağ denilmesi de siyasal başka bir psikolojik kabullendirme esrumanı olarak çalınmaktadır…
Yunanistnda son seçimlerle en düşündürücü nokta Siriza darbesidir. Daha genişletirsek, geleneksel olarak Psok ve Siriza gibi “merkez sola” çekilen partilerin başarısızlığıdır. Ek olarak. Seçime katılımın da düşük olması eklenmesidir. Öylesi koşullar vardı ki “tele kulak sgandalı, teren faciyası ve en son denizde batan göçmen teknesi” bunlardan birkaçıdır. Üstelik bu olaylar sonrası Yunanistnda protestolar gerçekleşti. Tepkiler kamuoyunda yaşandı. Ama, seçimde iktidar olan YDP hem kazandı hem de oy yükselti. Muhalefet ise Siriza epey geriledi Pasok ise birazcık kıpırdadı. Buda sosyolojik siyasal taplonun düşündürücü yönüdür….
Konuyu yakın dönemle sorgulayacak olursak: bizi ikibindokuz yılındaki ekonomik finans krizine getirir. AB ve özellikle Almanyanın önce uygulanması için dayatıp sonra da iflas kararnamesini getirmesine direnip referanduma sunma çabasındaki Pasokun resmen tutsak halde istifa etmesini getirmesi oldu. Pasok olayın AB eksenli sorgulanmaması sonucu Yunanistanda adeta silinme sürecine sokuldu. Birleşen bazı sol gurupların oluşturduğu Siriza hareketi, bu boşluk ile baskılara karşı direnme umuduyla Yunanistanda Pasok dışında ilk defa, yeni oluşturulan Sirizanın birden seçimi kazanmasına dek getirildi.
Siriza ile AB ve özellikle Almanya epey sorunlar yaşadı. AB ısrarla Yunanistanı sürükletirdiği finansman krizinin çözümü için baskılar yaptı. Kamusal alanların özelleştirilmesini dayatı. Batırılan yerlrin sermaye peşkeşini direti. YYaşanan sorunalr oldu. AB merkez bankasının likilite dahi vermeme baskısı oldu. Siriza bunlarla mücadele yaparken, eşiğe geldi. Önemli bir tehtit kartını oynadı. Referandumla “gerekirse URO dan” çıkma kararı dahi halk izni aldı. Fakat, tüm desteğe karşın, Siriza teslim olup Troykaya teslim oldu. Alman emperyalizmin reçetelerini kabulendi. Çalkantılı bu süreç, sonuçta gerçekleşen seçimlerle Sirizayı iktidardan kopardı. Oy kaybına uğratı. İkinci “ki şimdiki seçim” Siriza adeta oy gerileme patlaması yaşadı. Tüm tepkilere ve sosyal muhalefete karşın artık sol seçmenin bir kısmı sandıktan uzaklaştı. Buda YDP yaradı. Kriz yUnanistan kamu alanlarını daraltılken, solun geleneksel oy orarnlarını da sandıkta gerileti. Son Yunanistan seçimlerini değerlendirirken bu yakın tarih bilgilerini de beyninizin bir yerinde tutun.