yaklaşımlarÖzkan YıkıcıCuma, mübarek günden - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Cuma, mübarek günden – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Hava hala sıcak. Özellikle öğlenleri, iyice kavuruyor. Denizin havasına oldukça ihtiyacımız var. O ne: denizlerde kirlilik de aldı başını gidiyor. Kar aşkı ve nüfus yığma politikalarının adeta denizler de tutsağı olmaya çoktan başladı. Deniz havasının yumuşak sesiz suyunda olmak, sizi serinleteceği kesin. Nefes aldırtacağı ise kaçınılmazdır. Lefkoşa ortasında denizlerden yoksun, iç iklimin kaynattığı gün olan mübarek Cumada elbet karışık duygular içinde olmak kolaydır. Hele makam bekleyenlerin camilere gidip özellikle de görünme telaşıyla inanç sergilemeleri, o derece normalleşti ki artık konu olmaktan da çıktı. Hele makamdayken “besmele” ile başlayanların, makamcılık vitince, rantın gölgesinde besmeleyi okutmaları da paradoksal olmaktan çoktan çıktı.

Mübarek gün cumadayız. Sıcağa rağmen gelişmeler durmuyor. K. Kıbrıs İslamlaşma ve anti laiklikn hızından bir şey kaybetmiyor. Hat da bunları görmezden gelip makam bekleyenler de yerlerinde yeleri estirip fırsat koluyor. Gün Cuma; mübarek gün. Elbet mübarek gelişmelerle de imajımızı makyajlamak önemlidir. Örneğin, Apostolos Anreyas manastırında mescit yapmak önemlidir. Bir düşünün: caminin içinde benzer Hristiyanlık dini yer yapıldığını… Ozaman “kafirlikten gavurluğa veya onlar zatgenle başlayan k,üfürlerle” demeçler havada uçuşur. Klasik kelimelerle konuyu deşelim: eğer siz sömürgesel gerçeği, fetedilmiş durumu ve yerleşme amacını unutursak, Türkiye gerçeklerini hiç aklılda tutmak istemezseniz, böylesi ters ve tetikleyici tavrı da güç zehirlenmesi ile yaparsınız. Kutsal Ortodoks manastırında mescit yapmanın anlamını da övünçle söylersiniz.

Makamcılar mı: onlar koltukta kalmak ve yağmaya devam etme dışında bir şey yapma niyetleri zaten  çoktan kayboldu. Zaten her gün kuran kursları, tarikatlar bilgileri havada uçarken de sesizdiler. Türkiye rejiminin K. Kıbrıslaşmanın adımlarının sertleşmesinin de mübarek günde yaşamaya devam edeceğiz.

Bir de paradoks çıktı: Nijeryalıların incil kursu nedeniyle tutuklama haberleri geldi. Aslında Nijeryalılar kelimesi artık içimizdeki suçlu bulma ve faşizmin deyişik şekilde açığa vurmasının da kanıtıdır. Örneğin senelerdir ayni ifadeler Kuran kursları için veriliyordu. Camielrden resinler ve çocuk yaştaki yapılanlar ortadayken, etrafta olmlayanlar, iş hrisitiyanlık ve Nijeryalaştırma olunca, banbaşka habercilik oluyor. Konunun faşizmin açığa vurmasının yanarılığın şöyle: suçlar oluyor. Tacizinden uyuşturucuya veya kaçakçılıktan trafik kazalarına dek artık yaşamımızın önemli gerçeğidir. Bu olaylar odenkli günceldir ki ayni zamanda ırkçılığı dabbesliyor. Afrika imajı olunca hemen Nijeryalı yaftası yapıştırılır. Fakat, ayni olay ister uyuşturucu ister saldırganlık ister se taciszlik olsun, bazı kesimlerce gerçekleştirilmesi halinde etnik kimlikleri vurgulanmıyor. Sadece Nijeryalılar deniliyor. Buda ırksal ayrımın adeta kimliksel kulanımla faşizmin normalleşme tutumu haline geliyor. Altı yaşında kıza tecavüz olsa da Afrikalı deyilse, pek de etnik kimliği vurgulanmaz. Buda normelşeşti. Sankileştirip tek tip suçlama ile Nijueryalılar ifadesi konulur. Oysa bu kesim de adaya öğrenci veya çalışan olarak getirilip nasıl cepler doldurulduğu ekonomik ayak ta pek söylenmez.

****

Bugün Cuma: mübarek gün. Camielrde duaların bir başka okunuşu var. İnanan ve fırsatla görünüp çıkar sağlamanın saydamlaştığı anları kolayca yakalarız. Laiklik falan diyenlerin dahi kuran kursundan tarikatn çalışmalarına dek sağırlaşmaları bir başka oluyor. Gerektiğinde en gerici olaya “biz izin verdik” pişkinliği ile de koruma “yasalık” taslamaya başlanır. Laf ola konuşanlar ise zamanında şu tarihi tesbiti de yaptılar: “ha pinpon topu, ha kuran kursu” dediler. Böyle başlayan gericilik yolu, şimdi dip Karpaz manastırında mescit durumuna erişti.

Bu arada hiç Türkiye konuşulmak istenmese de Türkiyeden direk gelen laflar da yutulmaya devam ediliyor. Eskiden “milliyetçi olmayan” vurgu şimdi “dinsizler ve anti lakiklik” cepesini de açtı. Ha: anayasa falan diyenler de mezarına girmiş ölü gibidir. Tüm bunlar yolunda giderken de “gerekirse” başlayan cümlelerle hala avuntulu çözüm arayanların da olması elbet tesadüf deyildir. Doğrusu Tufan da Küliğeğe iyi yakışır!

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin