Türkiye’deki Erdoğan rejiminin dış dünyada görüntüsü özgür olmayan ülke şeklindedir. Adaletin olmadığı, hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukukunun geçerli olduğu bir düzen yaratıldı. Devlet çağdaş , demokratik ve laik olma iddiasını tamamen yitirdi. BU duruma isteyerek getirildi.
Erdoğan ve AKP’nin muhafazakârlığın ötesinde şeriat devletini hedeflediği açıkça görülmektedir.
Dini düşünceler ve inançları devletin ekseni yaparsanız bilimden uzaklaşmış olursunuz. Bunun en açık öğreğini enflasyon ile mücadelede NAS’ı dikkate alarak Erdoğan’ın kendine ait ekonomi teorisidir. Bildiğiniz gibi Erdoğan teorine göre :” Faiz sebep enflasyon neticedir” Hiçbir ekonomi bilimine uygun olmayan bu teori iflas etmiştir. Erdoğan bunu açıkça söylemese de Mehmet Şimşek’in faizleri yükseltmeye başlaması bunu açıkça gösteriyor.
Ekonomik krizin en açık şekilde hissedildiği bu günlerde büyük bir döviz sıkıntısı yaşanmaktadır. Bu sıkıntıyı kısa vadede aşmanın yolu ülkeye sıcak döviz girişini sağlamaktır.
Erdoğan’ın döviz bulma konusunda tek kapısı orta doğudaki Araplardır. Bu paralar yatırıma değil de günü kurtarma amaçlı kullanıldığında hiçbir fayda sağlamaz.
Geriye AB ve ABD’nin desteği kalır. İşte bu kapları açabilmek için Erdoğan gündem değiştirerek hatta hiç gündemde olmayan konuları gündeme getirmeye başladı. İsveç’in NATO üyeliği konusunu önceleri PKK ile olan ilişkilerini sebep gösteriyordu. Aniden yeni bir sebep ortaya attı. ABD’nin ve NATO’nun Türkiye’nin AB üyeliğinin dondurulan müzakere sürecini başlatma istiyor.
Erdoğan’ın bu isteği kısa sürede yanıt buldu. NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg hemen Türkiye’nin bu isteğine destek beyan etti. Aynı destek ABD’den de gelecek. Böylece İsveç’in NATO üyeliğinin önü açılacak. Dilin Kemiği yok elbette. Uygulanabilirliği imkansız.
Tam bir softa şaşırtması. AKP’nin iktidar olduğu ilk yıllarda Türkiye’nin AB vizyonu daha gerçekçi görünüyordu. Yıllar geçtikçe Erdoğan gerçek düşünceleri ortaya çıktı ve istediği devlet yönetimini elde etti. Böylece AB’nin üyelik standartlarından hızla uzaklaştı. AİHM’nin kararlarını tanımıyor ve ona meydan okuyor. Bugün özgür olmayan ülke konumuna getirdiği Türkiye ile AB’nin üyelik müzakerelerinin başlatılacağını sanmak ahmaklık olur.
Erdoğan, iç politikaya yönelik bir mesaj vermesi gerekirdi. İsveç’in NATO üyeliğinin önünü açınca bunun karşılığında AB üyelik müzakerelerinin yeniden başlatılacağını söyleyecek NATO ve ABD’nin desteğini aldığını söyleyecek.
Benim bildiği AB’nin üyelik müzakerelerinin başlatılması için gerekli koşulların hiçbiri yok. Yine de Erdoğan’ın her söylediğine inanan %52 gibi bir seçmen kitleri buna inanacak.
yazarın tüm yazıları:
Nidai MesutoğluErdoğan İsveç’in NATO üyeliği için şaşırtma yapıyor – Nidai Mesutoğlu
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin
"Gündem" yayınlarını izleyin