Rusya Türkiye ilişkileri hep karışık şekilde sürdü ve süreceği de belli. Fakat, önemli bir gerçek de sonuçta genelde kaderi çizen ve faydalanıp kazıklayanın Türkiye olması da tesadüfün de ötesine geçti. Özellikle Sovyetlerden başlayan ve Türkiye’yi batıdan koparma veya sorunları değerlendirme ile kriz çıkarma tutumları, bazen işe yarar gibi olsa da genelde Rusların istemediği sonuçlar daha çok yaşandı. Kritik dönemlerdeki zorunlu ihtiyaçla da yaklaşan iki devlet, Türkiye’nin batıcı gerçeği ve Amerikan eksenli oluşu nedense çoğu defa Rusya tarafından karşısına gelecek manevraları da tam kavrayamadığı veya uzun vadeli düşünmediği anlaşılıyor. Son gelişmelerde de her iki ülke çıkarı gibi görülen ilişkilerde, kötü durumuna rağmen faydalanıp ötekine kart olarak kullanan Türkiye’nin olduğu yeniden yaşandı…
Son seçimlerde de yaşandığı gibi, Rusya Erdoğan’ın en net destekleyen ülke oldu. Direk pratik tutumlar sergilendi. Gaz alacağını erteledi, değişik yöntemlerle para akıttı. Fakat, seçim bitince Erdoğan öyle bir manevra yaptı ki adeta Natoculuk ve batı Emperyalist çizgide olduğunu yeniden hatırlattı. Şimdilik Rusya sadece not etmekle yetiniyor. Biraz da zorunlu çaresizliği de vardır.
Peki Erdoğan nasıl hamleler yaptı: Seçimler sonrası Ukrayna’nın artış başkanı Zelenski Türkiyeğe gelir. Fazla beklenti yokken, Erdoğan’ın sözleri ve verilen kıyak ödül, adeta Rusya’yı çıldırtacak derecedeydi. İlk sözü Erdoğan’ın Ukrayna’nın Natoya girmesini söylemek oldu. Oysa Ukrayna’ya Rusya’nın girmesinin önemli bir nedeni de ülkenin NATO’ya alınmamasıydı. Erdoğan batının dahi pek son dönem vurgusunda olmayan konuyu hem de onu seçimde destekleyen ülkeye karşı söylüyordu. Zelenski adeta havaya uçtu. Rusya ise not etmekle yetindi. Başka ülke söylese ayni suskunluk olmayacaktı. Fakat, Türkiye ile olan ilişkiler ve öteki sorunlardaki karşı karşıya olmaları koşullarında sineğe çekmekle yetiniyor gibidir.
Erdoğan’ın başka bir sözü de önemliydi: Ukrayna ile birlikte ortak askeri işbirlikleri imzalıyordu. Özellikle askeri araç yapımında İHA olayı da konunun içinde oluyordu. Oysa sözde Türkiye Ukrayna Rusya arasında denge politikası izliyordu.
Bunlar sözlerle ifade bulurken, esas çıldırtıcı hamle pratikte yapıldı. Rusya Ukrayna ve Türkiye arasında esir takası nedeniyle yapılan bir anlaşma vardı. Beş Ukraynalı Azap taburu faşist komutan Ukrayna’ya verilmeyip, savaş sonrasına dek Türkiye’de gözetim altında olacaklardı.. Erdoğan bunu resmen yırtarak komutanları Zelenskinin uçağına bindirip Kiyefe gönderdi. Hem anlaşma ihlali hem de faşist komutan verişle Ukrayna’daki faşist yapılara iyi bir ödül vermiş olacaktı. Öyle de oldu. Bunun anlamı çok. Fakat, ne Türkiye kamuoyu gerektiği gibi konuştu nede alınacak derslerle dolu olması sonucu Kıbrıs’ta şöylesine bir yorumlama dahi yapılmadı..
****
Gerçekten Rusya Türkiye ilişkileri bıçak sırtından ip üstünde cambazlıklarla dolu günlerden geçeceği ve çoğunun sessizlikle ötelenme olasılıklarıyla da daha bir anlaşılmaz öngörülere düşeceği gibi görünüyor. Bu arada Kafkaslardaki kaşıma ve değişik diplomatik oyunlar,, Suriye’de beklenti ile donukluk arasında gidip gelmeler, yeni sorun ve diplomasi ikilemleri yeniden ısıtmaya adaydır. Rusya böylesi geniş alan yıkını nasıl idare edeceği ise merak konusu. Buna bir de yaklaşan ABD seçimleri ve AB krizindeki düşman ihtiyacı da eklenirse, siyasal geniş alandaki Rusya oldukça önemli diplomatik deneyimine ihtiyaç duyacaktır. Yine de geneldeki Rusya hamleleri meyve verirken, bölgesel düzeyde sıkışması da öteki olumsuz çelişkili koşulların yeşermesine neden olmaktadır. Belli olan başta Avrupa’da Rusya karşıtlığı tutuyor. Üstelik Faşizmin de yükselmesiyle ırkçılık iyice prim yapıyor. Bunu Finlandiya ve İsveç ekseninde yaşadık. Düne dek bağımsız kalmakla övülen iki ülke faşizmin de güçlenmesiyle birden NATO’ya davul zurnayla teslim oldular. Hollanda seçime dek durumu idare etme adına Rusya karşıtlığını kullanıyor. İngiliz’in ise oyunları hiç bitmeyecek derecededir. Yine de karşılarında bunları yaşayarak ayakta duran Rusya var. Bu savaşın da köprüsü Ukrayna
Bir ironiyle veya paradoksla bitirelim: Kırım konusu var ya, Rusya öncesi Ukrayna’da Tatarların hiçbir hakkı yoktu. Dil dahil. Rusya’nın yeniden eline geçen Kırımda Tatarlara hakları geri verildi. Ama Türkiye kendi çıkarı nedeniyle ülkedeki diaspora tatarlarını da kullanıp Kırımın Ukrayna’ya verilmesini istiyor. Acayip değil mi ama konuşulan ülkeleri de doğru okursak hiç acayip değildir.