Bugün için kafamda karalamak adına çok çok farklı başlıklar vardı ancak sabahın ilk ışıklarında Polis Bülteni telefonuma düşünce güne bambaşka bir ruh haliyle başlamak durumunda kaldım. Trafik terörü bu ada yarısının yıllardır kanayan bir yarası, peki bu durumdan rahatsız olan yetkili var mı? Sonuca ve yan etkenlere bakıldığında cevap koskoca bir HAYIR. Saat sabah 03.45 yol Girne-Değirmenlik anayolu sonuç 4 ölü, 1’i ağır 2 yaralı. Anayol olarak nitelendirilen ancak köy yolu olma özelliğini bile barındırmayan bu yolda bugüne kadar birçok can yitirilmiş. Önlem mi? Güldürmeyin insanı diyeceğim.
*****
Yıllardır Dr. Mehmet Avcı, Hüseyin Sevay hocam ve birçok sivil toplum örgütü yetkilisinin yanında bu uyduruk devlete düzenli vergisini ödeyen aklı başında hemen hemen herkes bu can yakıcı konuda bas bas bağırırken, “Egemen Devletin” mümtaz yetkilileri yapımının birçoğu Türkiye sermayesine teslim edilmiş abuk subuk yollar konusunda sadece “Anavatan Çok Yaşa” edebiyatı yapmaktan öte bir şey söyleyemiyor. Bu hazırcılık ve nemelazımcılığın yanında bir de “Üniversite Adası” adı altında ülkeye resmen kelle hesabıyla atılan 3. Dünya ülkesi vatandaşların kullanamadıkları araçlarla sebep oldukları trafik terörü.
*****
Salt 2-3 Üniversite patronu daha fazla para kazansın, araç kiralama firmaları da gelirine gelir katsın diye, ada yarısında zaten eksik ve hatalı olan altyapı sorunlarına bir de bu gençlerin farklı kültür alışkanlıklarının getirdiği alışkanlıklar (Alkol, Uyuşturucu ve sabahlara kadar sözüm ona eğlence) eklenince eksik ve aksak yollar tam anlamıyla bir ölüm asfaltına dönüşüyor. Polis raporları sadece geçen hafta ülkede 39 kaza ve 1 ölümden söz ediyor, her ne kadar da nüfusumuzu bilmesek de sanırım bu oran 85 Milyonluk Türkiye’deki bir haftalık trafik çarpışmalarıyla kıyaslandığında (Bayram haftasında Türkiye’deki araç çarpışması oranı 18 Bin) çok da azımsanacak bir rakam olmasa gerek.
*****
Söz madem trafik teröründen açıldı “Yüce” devletimizin önlemlerine haksızlık etmek olmaz. Mesela hemen hemen her bölgeye döşenen hız kameralarının bugüne kadar caydırıcılık noktasında ne işe yaradığını lütfen bir yetkili açıklasın ve biz de öğrenmiş olalım. Bunun yanında (Türkiye’de ne varsa burada da olacak) mantığıyla hemen hemen tüm yollara dikilen Mobese kameralarıyla kaç suçlu veya hatalı sürüş yapan bir tek Allah’ın kulu tespit edildi, bunu da bir vatandaş olarak öğrenmek istiyorum. Özetle bu işler “Rum Egemenlik ve eşitliğimizi tanımazsa masaya oturmam, Başbakan radikal önlemler almazsa hükümetten çeker giderim” şeklindeki içi boş ve popülist söylemler ne yolların kana bulanmasını önleyecek ne de yitip giden canları geri getirecek. Bu şekilde devam etmenin mümkün olamayacağı gerçeğinden hareketle o zaman eskilerin tabiriyle “O zaman kapatın dükkanı ve herkes mahalleye”. Dostlukla kalın…