Şöylesine bir elinizi anlınıza koyun. Ufak ufak gözlerinizin önünden bazı olguları geçirin. K. Kıbrıs veya Türkiyede farketmez. Herhangibir makamcınının oğlu lveya yakını yolsuzluk veya rüşvet teklifine karşılık verdiği için tutuklanacağına ve yargılanacağına inanıyor gibi olurmusunuz? Brakın oğul veya eşi: kendileri dahi sayın deyince, birçok konu sayılıp da nasıl dokunulunmadığı bilgilerini peşpeşe filim şeridi gibi gözlerinizin önünden geçer. Kendisi veya evladı deyil, yakını ve yandaşa nasıl dokunulmadığı örneklerle dolu dolu örnekleri aklınıza getirmeniz güç değildir. Makamcının hem de makamdaki marifetleri peşpeşe sıralanma yarışına girerler. Bunlar normal olur. Daha kötüsü, bu çevrelerin yaptıklarını yazmak konuşmak dahi çoğu zaman risk. Kamuoyu ise alakadar olmaz. İleri gidip özlemlerini de belirtirler. Böyle bir çenberin içinde durup debeleniyoruz.
Neden böyle bir giriş yaptım: adı uyuşturucu, mafyalar, yolsuzluklarla dolu ve militarist yapıda olan bir ülke örneğine gelecem. Elbet başlıktaki gibi de Kolonbiya olacak. Kolonbiyanın devlet yapısı adeta mafya siyaset ve militarislik le özdeşleşti. Geçen yıl ise bunlara karşı olduğunu söyleyen eski solcu gerila Gustavo Petro başkan oldu.Seçimi kazanmasına karşın da öteki devlet kuruluşları onu hep sıkıştırmakla meşkuldu.
Petro, yine de bazı hamleler yaptı. Ülkede sol örgütlerle ateşkes ilanları yapıp anlaşmaya doğru görüşmeleri hızlandırdı. Mafyalarla mücadelelerde ömemlim yol aldı. Sol Latin Amerika çizgisine doğru oturtmaya çalıştı. Fakat, başta ordu ve sermaye, Petrodan rahatsız oluyordu.
Petro, başkanlığını yine de kararlı şekilde sürdürüp, B.M. toplantısında tarihi konuşmalarla sömürğü eşitsizliği direk açıklarken, kendi çizgisinde yol arayışlı yolculuğuna devam ediyordu. Tam da bu işleğiş sürerken, Kolonbiyadan önemli bir haber geldi. Petronun oğlu Mikolas Petro rüşvet almak ve yolsuzluktan dolayı tutuklandı. Bazıları başkan Petroyu bekler hale geldiler. Petro ise yaptığı açıklamada “savcılığın bağımsız olduğunu, kendisine güvendiğini ve yargının doğru işleyeceğine” olan inancını anlatıyordu.
Çok geçmeden olayın da özü ortaya çıktı. Nikolas Petro ülkedeki bazı uyuşturucu kesimlerinden rüşvet alıp, başkan olan babasıyla kendilerinin görüştürülmesini istediler. Petro başkan hiç çekinmeden kurtarma veya şudur budur demeden, olayın yargıda olduğunu belirtip korumaclıık yapmadı. Böyle bir olayın burada olduğunu düşünün: zaten ararsanız evlat deyil kendilerini bulacağınız birçok konuya raslarsınız. Bunlar kapatılır veya izin verilmez kuralıyla örtülür…
Kolonbiyadaki bu durum bana ister istemez birçok ilklerin denediği sol ülke yönetimlerini aklıma getirdi. Örneğin, Güney Korenin ilk solcu başkanı CUNK seçildiği zaman yolsuzlukla mücadeleğe önem verdi. Fırsatı kulanıp da avanta sağlamak isteyen kendi başbakanını dahi hapse gönderdi. En son, oğluna dahi acımadan yolsuzluktan mahkum olmasına engel olmadı.
Yukardaki örnekler ve özellikle son Kolonbiya yaşananı yeniden birçoğuna solun önemli siyasal duruşunu yeniden hatırlatması gerektiği için yazdım. Sol yönetimlerin kazandıkları yerlerde yolsuzlukla çürüyen siteme karşı mücadeleleri var. Kendi yakınları olsa da acımadıkları da örneklerle yaşatıldı. Kolonbiyada eski yönetimlerin nasıl mafyala kucak kucağa olduğu malumumdur. Hat da doksanlarda seçime giren sosyalist adayların kazanma olasılığı nedeniyle uyuşturucu mafyalarca öldürültdükleri deneğimi de vardır. Amerikanın Latin Amerika merkezlerinden olan ve ilk sol adaylı başkanlık deneğimi yaşayan Kolonbiya acı olsa da babanın oğulu koruma yerine savcılığa güvendiği sözleriyle herkese eşit durma tutumuyla yeniden sol siyasal duruşu da bize hatırlatı. Bu tür örneklerin, sevindirici olduğunu da belirtmek gerekir. Tabi bizim gibi neoliberal sömürgecilik sol fırsatı kulanan yapıda beklemek de hayal olacak düzeye dahi gelmediğinin örneklerini de ne yazık yaşadık.