iktibasCeren ErgençBRICS, Türkiye’nin etrafında genişledi - Ceren Ergenç

BRICS, Türkiye’nin etrafında genişledi – Ceren Ergenç

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net
diğer yazılar:

Geçtiğimiz haftalarda BRICS adlı bölgesel örgütün genişleme ihtimalinden, bunun Türkiye’yi nasıl etkileyeceğinden konuşmuştuk. 5 üyeli BRICS, 15. yıllık zirvesi öncesinde 23 ülkeden üyelik başvurusu almıştı. Üyelerden Brezilya, Güney Afrika gibi küçük olanlarının kendi kıtalarının tek temsilcisi olma statüsünü yitirmemek için genişlemeyi istemediğini, daha fazla söz hakkına sahip olan Çin ve Hindistan gibi üyelerin ise bir genişleme durumunda hangi yeni üyelerin kabul edileceği konusunda anlaşamadığını söylemiştik. Geçtiğimiz haftaki BRICS zirvesi, böylesi iç anlaşmazlıklarla dolu bir ortamda parayı verenin düdüğü çaldığını gösterdi. BRICS, Arjantin ve Etiyopya’nın yanı sıra Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İran’a üyelik teklifi götürdü.

Üyeliğiyle Brezilya’yı BRICS’in tek Güney Amerika temsilcisi olmaktan çıkaran Arjantin, özellikle son yıllarda Çin’in bölgedeki sağlam müttefiklerinden biri haline gelmişti. Örneğin, Brezilya’yla beraber ikili ticaret ilişkilerinde Çin yuanı kullanmaya başlamıştı. O yüzden, bu üyelik teklifi şaşırtıcı değil. Etiyopya da Çin’in Afrika’daki en sadık müttefiklerinden biri. İkili ticaret ve yatırım ilişkileri Çin’in Kuşak ve Yol Girişiminin başarılı örneklerinden kabul ediliyor. Etiyopya’nın büyüme hızı Çin modeline benzetiliyor. Bu sıkı müttefik ayrıca Çin’in Küresel Güney’i bir blok olarak örgütlemek için geliştirdiği Küresel Kalkınma Girişiminin önemli sacayaklarından biri olarak gördüğü Afrika Birliğinin merkezine de ev sahipliği yapıyor. Bu bağlamda, Güney Afrika’yı Afrika kıtasının tek temsilcisi olmaktan çıkaran bu üyelik teklifi de şaşırtıcı değil.

BRICS’in genişleme planları açısından beklenmedik, Çin’in bölgesel öncelikleri açısındansa anlaşılır olansa daha önce BRICS’te temsilcisi olmayan Ortadoğu bölgesinden dört ülkeye birden üyelik teklifi götürülmüş olması. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İran’ın üye olmasıyla Ortadoğu BRICS’te en geniş temsiliyete sahip bölge haline gelecek. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır, Çin’in yatırım oranının yüksek olduğu, dolayısıyla yeni sanayi devrimi denen dijital ve yeşil dönüşümlerde pazar payını genişletmesini sağlayan ülkelerden. İran da bölgede hem Suudi Arabistan’ı dengelemek için hem de Çin’in başat petrol sağlayıcılarından olduğu için bu üçlüye eklenmesi gereken bir bölgesel güç.

Gerçekten de Ortadoğu’ya doğru bu genişlemeyle BRICS, dünya petrol üretiminin yarısını barındırır hale geldi. Bunun, BRICS zirvesinin bir diğer gündemi olan dolarsızlaşmayı, yani uluslararası ticarette şimdilik dolardan başka bir para birimine kaymak değilse bile, ikili ülkelerin kendi para birimleriyle iş yapmasına kaymayı da etkileyeceğini öngörebiliriz. Örneğin, Suudi Arabistan, Çin’le yuan ile, Hindistan’la da rupiyle petrol alışverişi yaparsa, sadece bu bile dünyada doların etkisini kırabilir. Ancak, her ne kadar Türkiye’de Avrasyacılar bunu yeni bir dünyanın başlangıcı olarak yorumlasa da bu ihtimal on yıllara yayılacak bir süreç çünkü özellikle Suudi Arabistan, aynı zamanda ABD’yle ittifakını sürdürmekte. BRICS’in akıbetini etkileyecek bir diğer faktör de her ne kadar bölgesel örgütlerde böyle cesur adımlar atmaktaysa da Çin’in kendi ekonomisinde ciddi sorunlar yaşıyor olması. Emlak sektöründeki iflaslar, yatırımlardaki azalma ve işsizlik patlaması, Çin’in Küresel Güney’e önderlik etme sürecini de yavaşlatabilir.

Avrasyacıların aksine, hükümete yakın medya mensupları Türkiye’nin BRICS’in Ortadoğu açılımında yer almamasına karşı karışık mesajlar vermekte. Kimisi, Türkiye’nin yeni BRICS’e girmeyi gündeminde tuttuğunu söylerken diğerleri bu genişlemeyle Türkiye’nin BRICS’e resmi üye olma ihtimalinin kalmadığını iddia etti. Bir önceki yazıda tartıştığımız gibi BRICS, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü kadar gündeminde olan bir bölgesel örgüt değildi. Ancak Çin’in ağırlığını koyduğu anlaşılan Ortadoğu açılımında Türkiye’nin yer almaması, bir kez daha Çin’in bölgesel planlarının dışında kaldığını teyit ediyor.

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin