Bir ben miyim, bu dört yanı suyla değil tellerle tuzaklarla çevrelenmiş mandrada şaşkın dolanan? Bir ben miyim, geleceğimizi ipotek altında tutan fetihçi aklın bizi geçmişte olduğu gibi kan revan içinde bırakma potansiyeli taşıdığını anlayan?
Hayır! Herkes şaşkın, herkes anlıyor…
Herkes biliyor benim bildiklerimi, herkesin bildiğini bilmediğini söyleyenler bile biliyor.
Bir ben miyim, Türk barikatında bir kimlik, Rum barikatında başka kimlik gösterip güneye geçerken canı sıkılan, oflayan puflayan? Bir ben miyim, güneyden kuzeye dönerken yüreğini doğduğu köyün dağlarında unutan ölmüş babasının ruhuyla konuşan? İnsanın kendi ülkesinde bir yerden bir yere gitmesinin angaryaya dönüşmesine isyan eden ve her geçişte yeter artık Kıbrıs, al da kıçına sok bana bahşettiğin bütün kimlik kartlarını diye içinden küfreden bir ben miyim? Hayır, bir ben değilim elbette…
Bir ben değilim gören kuzeydeki Kıbrıs’ın öldüğünü ve böyle olunca da güneydeki Kıbrıs’ın bütün bir Kıbrıs edemeyeceğini, Kıbrıs’ın hep
yarım hep yarıbuçuk kalmaya mahkûm olduğunu herkes görüyor, Kudret Özersay da görüyor olmalı ki “Kıbrıs’ın yarısının yarısı yabancılara satıldı” diyor.
Astromerit’te bardağını her seferinde barışa ve dostluğa kaldıran Christoforo da biliyor zarların hileli olduğunu, Lefkoşa’da bardağını her seferinde bizi ve gemilerimizi yakanlara küfrederek barışa ve dostluğa kaldıran Acar Akalın da biliyor, siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum.
Barışa evet demenin, sıcak savaş yokken ateş-kes hali içinde “Kıbrıs’ta barış engellenemez” diye bağırmanın kolay, Yeşil Hat’tan savaş ihtimali eşgerdiğinde savaşa hayır demenin zor olduğunu herkes biliyor…
Önce Apostolos Andreas Manastırı’nın içinden cep telefonuyla canlı yayın yaparak Papazın etrafında dönen ve kelime-i şehadet getiren bir dangalak çıktı karşımıza sosyal medyada…
Papaz şaşkın biz şaşkın, Kıbrıslılar sanal dünyada kahraman, sokakta suskun, biz hangi ara böyle olduk diye homurdandık birkaç saat, hepsi bu…
Manastırda yaşanan olay sıradan bir olay değildi, kendi akıldışı hassasiyetleri sözkonusu olduğunda kafa kesmeye hazır olan fanatik sünni İslamcılar bir dangalak maganda üzerinden Ortodoksların hassasiyetlerini kaşıyorlar Kıbrıs’ın inceldiği ama kopamadığı yerde…
Ardından Pile’de başka bir provokasyon, videoyu izliyoruz, dozerler dikenli teller toz duman, sivil olan olmayan Türk polisler, BM askerleri yerinden kayan dikenli telleri yerleştirmeye çalışıyor, kimisi cep telefonuyla çekim yapıyor, bir kepçe BM aracını sürüklüyor, görüntüler sanki Batı Şeria’dan, Türkiye İsrail ise Filistin kim oluyor bu toprak tırtıklama operasyonunda? Biz ne oluyoruz bu arada, neciyiz biz bu topraklarda?
Hiç iyiye işaret değil bu kaşımalar kaşınmalar, bunlar hep bilinçli hamleler, bilinçli hallenmeler…
Nerdesiniz ey barışı sevenler!