TC’nin işgali altındaki Kıbrıs’ın kuzeyinden BM sorumluluğundaki tampon bölge/yeşil hat üzerinden Pile’ye yol yapmak için TC işgal güçlerinin BM askerlerine saldırması Türk kolonyalizminin yeni evresidir.
Makarios’un zamanında –o günün teknolojisi ve şartlarında- alelacele yaptığı Dağyolu’nu 49 senedir yenilememiş TC işgal rejimi Arsos-Pile yolunu “en acil proje” ilan edip BM askerlerine saldırdı.
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde tek bir tane düzgün yol yokken TC Devleti neden Arsos ile Pile arasındaki yolu yapmaya karar verdi?
Birinci neden işgal rejiminin yerleşimci sömürgeciliği/şenlendirme politikasıdır. Yolu yaptıktan sonra etrafına konut da yaparsınız. Koloni kurarsınız…
İkinci neden mültecilere ve kaçakçılara yol açmaktır.
***
Türk işgal güçleri BM Barış Gücü’ne saldırdığında ilk aklıma 1996’da paramiliterler, yerleşimciler, “KKTC” polisi tarafından öldürülen Tassos Isaak ve KTBK komutanı Hasan Kundakçı’nın emri ile öldürülen Solomos Solomou geldi. Sonra da adı pek anılmayan garavollici Petros Kakoullin geldi… Petros yağmurdan sonra tarlalarda ortaya çıkan garavollileri toplarken Türk askeri tarafından vuruldu, yaralı olarak yerde yatırken de 3 kurşun sıkılarak infaz edildi!
TC Devleti’ne Kıbrıslılara karşı işlediği hiçbir suçun hesabını sormayan BM Barış Gücü besleyip büyüttüğü işgal rejiminin dozerlerinin altında kaldı…
Yarım asır süren “iki bölgeli iki toplumlu federasyon” görüşmeleriyle Birleşmiş Milletler Kıbrıs’taki Türk işgalini meşrulaştırdı. İşgalci TC gasp ettiği %37 toprak üzerinden Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ablukaya aldı. “Kıbrıs Cumhuriyeti’nden çaldığım %37 toprağın yüzde 3’ünü mü vereyim, yüzden 5’ini mi?” diye müzakere eden Türkiye, şimdi Kıbrıs’ın güneyinde kalan topraklara sızmaya çalışıyor…
Özel Harp Dairesi’nin Kıbrıs’ı İstirdat (geri alma) Planı’nın bütün Kıbrıs’ı geri almak için olduğunu hatırlatmama gerek yok herhalde…
Türk işgal güçlerinin BM Barış Gücü’ne saldırarak güneye yayılma amacını ortaya koyması, Kıbrıs’taki statükonun sonsuza dek böyle devam edeceğini zanneden Kıbrıslı Rum siyasi elitleri de güzellik uykularında rahatsız etmiştir umarım!
TC işgal rejiminin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı yeni saldırgan politikası Arsos-Pile yolunda başlamıyor, Derinya’da başlıyor!
Tayyip Erdoğan başkanlık sistemine geçince Kıbrıs’ın işgal bölgesinin tepesine kendi yardımcısı Fuat Oktay’ı “Kıbrıs İşleri Koordinatörü” olarak atadı.
Fuat Oktay’ın sömürge bakanlığı döneminde olanlara bir bakalım:
Oktay, Kıbrıs’ın işgal bölgesini “serhat vatan” ilan etti. “Serhat vatan” nedir? Akınlar yapmak ve ganimet toplamak için nüfusun yerleştirildiği “en uç sınır hattı”.
Temmuz 2019’da Fuat Oktay Kıbrıs’a geldiğinde Tatar’a bir laf ettirdiler: “KKTC artık ‘yavru’ değil ‘Serhat Vatan’dır” diye… “Serhat Vatan” sınır boyu demektir. Osmanlı, zamanında “sınır boyu”na yerleştirdiği “güvenilir” nüfus üzerinden yürüttü yayılmacılığını. Bu nüfus politikasına da “şenlendirme” dedi. Osmanlı’da yerleşimci sömürgeciliği “şenlendirme” olarak tanımlanıyordu.
Osmanlı fethettiği topraklarda “zorunlu göç ve yerleştirme” ile demografi mühendisliği yürüttü, “sınır boyları”na yani “serhat vatan”a da “en güvenilir tebaaları”nı yerleştirdi.
2019’da Kıbrıs’ın işgal bölgesi “serhat vatan” ilan edildi. Kime karşı? Kıbrıs Cumhuriyeti’ne!
2020’de Erdoğan Kapalı Maraş açılımını yaptı…
2023’te Fuat Oktay Derinya’ya –Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’nu ihlal ederek- 1200 konutluk kalıcı yerleşim birimi kuracaklarını açıkladı. Derinya’ya planlanan İsrail modeli yerleşim birimi Kıbrıs’ın güneyi ile Kapalı Maraş arasındaki bütün kara ulaşımını ortadan kaldıracak. Kıbrıslı Rumların Varoşa’ya dönme hayallerini sonsuza dek ortadan kaldıracak…
2020 ve 2021’de Fuat Oktay Beyarmudu’na gitmişti. Türk askeri BM Barış Gücü’ne saldırdığında sanırım TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Beyarmudu’na neden gittiği de anlaşıldı…
Son olarak, Kıbrıs’ın işgal bölgesinden BM denetimindeki yeşil hat üzerinden güneye kontrol noktası/check point olmayan bir yol mülteci güzergâhı olur. Türkiye senelerdir nüfusu hem AB’ye hem Kıbrıs’a karşı bir silah gibi kullanıyor. Bu insan kaçakçılığı yolu da hiç şaşırtıcı olmaz…