yaklaşımlarYılmaz ParlanSite başkanı değil garnizon komutanı - Yılmaz Parlan
yazarın tüm yazıları:

Site başkanı değil garnizon komutanı – Yılmaz Parlan

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bir gece yarısı esti gürledi “Ben sizin maaşlı memurunuz değilim, gecemi gündüzüme kattım, kano yapamadım sörf yapamadım” deyip herkesi azarladı, ağladı, sızladı biraz da kendini acındırdı ardından “Kapılar kapanacak” tehdidini salladı ve sabah da sağlık sorununu öne sürerek “Sağlığım cihet etmedi” diyerek gideceğini açıkladı. Çünkü amacına ulaştı almak istediğini aldı artık orada kalmasının bir manası yok ama giderken ortalığı gererek gitmek istemesi bir softa şaşırtmasından başka bir şey değildir!

Size doksana attığı gölün konuşulmasını istemediği için gerilim politikalarına sarıldı ve ağaçları bir kez daha katletti site girişindeki ağaçlar artık yok.

Kuşkusuz ki bir şeyleri saklamak için bu yolu seçtiği açıktır!

Saklamaya çalıştığı şey ise sizin yani siteye ait olan restoranı gözünüzün içine baka baka başkanlık yetkilerini de kötüye kullanarak sizin lehinize sonuçlandırması gereken bir şeyi bariyasıyla birlikte kendi lehine sonuçlandırmasıdır.

Budur işte saklamaya ve gözlerden kaçırmaya çalıştığı!

Görevde olduğu sürede size hep masal anlattı doğruları söylemedi sürekli yalan söyledi bir yalan başka bir yalanı takip etti.

Örneğin “Adli Şubeye danıştım aidatını ödemeyenlere kapıları kapatabilirim” derken de katmerli yalan söylüyordu. Attığı her adımda yalan söylüyordu.

Son numarası görevi bırakırken “Güvenlik” masalı uydurarak gideceği halde uygulanması mümkün olmayan bir uygulama da ısrar etti “Siteye giremeyecekler. Kapıyı kıracak olan olursa Polise giderim” tehdidini de savurdu.

Pe 17 yıldır davet ettiğim halde mahkemeye gelmeyen hukuka kulak tıkayan insan polise gidecekmiş!

Nitekim Polis “Tutuklarız” deyince site de şantajla uygulamaya çalıştığı kapı oyunu bitti hukuk devreye girdi!

Tabi insan sormadan edemiyor. Güvenlik üzerinde bu kadar hassasiyetin varsaydı niye göreve geldiğin ilk gün bunu devreye koymadın da giderken uygulamaya koyuyorsun?

Hem siteye araç girmeyince güvenlik sağlanmış mı oluyor?

Sahil şeridini ne yapmayı düşünüyorsun o zaman?

Kapı kararı için “Yönetim Kurulu böyle bir karar üretti” dedi.

E soralım o zaman kendisine Yönetim Kurulu kararları ne zamandan beri anayasal özgürlüklerin üzerine geçti.

Öyle ya KKTC de herkesin evine gitme özgürlüğü var.

Hem Yönetim kurulu dediği kim biliyor musunuz? Kendisi ve bay Şaban Emre yani iki kişi.

Yani aslında ortada Yönetim Kurulu da yok istifa edenin yerine birini koymamışlar meydan onlara kalmış. İki kafadar sırt sırta vermiş Stalinvari siteyi yönetmeye çalışıyor!

Böyle davranmasının bir nedeni var. Esası saklamak yaptıkları ve yapamadıklarını kendisine sorulmasın istiyorlar!

Çünkü yaptıklarının yanlış olduğunu hukuka uygun olmadığını biliyor.

Site başkanı site için harcadığı zamanın çok kıymetli olduğuna vurgu yaptı.

Soralım kendisine zamanın bu kadar kıymetliydi niye aday oldunuz? Üstelik size site de bu kadar karşı olan insan varken?

Üstelik işini yapan bir adam varken onu ayak oyunlarıyla al aşağı edip üstüne hesaplarını da ibra etmeyerek gönderdiniz!

Sahi yazmışken soralım ne oldu o mesele? Konuyu yargıya taşıdınız mı? Öyle ya adamın hesaplarını ibra etmediniz. Eğer bir uygunsuz durum varsa konuyu yargıya taşımanız ya da bir şey bulamamışsanız adamdan özür dilemeniz gerekmiyor muzdu? Yoksa çamur at izi kalsın diyerek mi hareket ettiniz?

Yaptığınız icraata gelince burada önemli olan faaliyettir yaptığınız icraattır.

Bak sana bir örnekle ne demek istediğimi site sakinleri huzurunda anlatayım.

Örneğin bu sitenin girişte açılan kapanan kapısı var mı? Var. Çalışıyor mu?

Çalışıyor üstelik şimdiki sistemden daha pratik kapıya kadar yürümek zorunda değilsin telefonla çalışıyordu. E çalıştığı halde niye onu çalıştırmıyor da başka bir sisteme geçip para harcıyorsun amacın nedir?

Üstelik de kurmak istediğin sistem pratik de değil güvenli de değil. Örneğin insanların misafiri geldiğinde güneşin yağmurun altında ta kapıya kadar gidip misafirine kapı açacak.

Bu eziyet değil de nedir?

Bu mudur senin pratik iş adamlığın?

Bir diğer örnek sitenin içindeki otantik yürüyüş yoluna boydan boya beton dökmen. O patika yol senin ağaçları katlederken getirdiğin ağır iş araçları yüzünden hasar gördü. 3-4 torba çimentoyla sorunu çözmek varken neden boydan boya tonlarca beton döktünüz ve sitenin zaten kıt olan mali kaynaklarını çarçur ettiniz!

Bu mudur sizin iş adamlığınız?

Yoksa vermiş olduğun hasarın site sakinleri tarafından görülmesini istemedin mi?

Başka durumcuklar mı var bilmediğimiz!

İşte bal Hasan’cığım buna modern dünya da “Yolsuzluk” diyorlar.

Bir de “Cebimizden verdik” masalı var. Geçin bunları siz de cepten verecek göz mü var!

İşte budur asıl olan gerisi hikayedir.

Değerli site sakinleri size sürekli masal anlattılar yalan söylediler. Örneğin “Ağaçları budayacağız” katmerli yalanlardan biriydi çünkü yaptığının budama ile alakası yoktu. Kimsenin site de olmadığı bir ortamda ağaçları ortadan kaldırmak için yaptığı bir hamleydi. O günlerde Kaymakamlık ve Polisin müdahalesi ağaç katliamının daha ileri gitmesini önledi.

Kaldı ki Ağustos sıcağının içerisinde ağaç mı budanırmış? Dahası bu yaptığına budanma denmez çünkü ağaçları gövdesinden kesmekle onu katletmiş oluyorsun.

Belli ki arkadaşların orgazm sorunu iyice tavan yapmış!

Onlar ağaçları oksijen deposu olarak görmüyor bir gelir getirici rant olarak görüyorlar bu yüzden de çok rahatlıkla yalan söyleyebiliyorlar “Ağaçlar sökülmezse evler yıkılacak” masalını yaydılar. Zaten ayine si iştir kişinin lafa bakılmaz.

Ciddi orgazm sorunu yaşayan iki adam her yönetime geldiklerinde ağaçlarımız azaldı.

Kapatılamayan bu duygunun sebebini biz bilemeyiz ama onların bu tatminsizliğinin cezasını ağaçlar çekiyor.

Değerli site sakinleri herkesin cenaze kaldırdığı bir günde onlar ağaçlarınızı ortadan kaldırdılar. Nasıl bir ruhiye halidir ki durup durup hala devam ediyorlar!

Bunlar sabıkalı ağaç katilleridir!

Doğa katilleri katletmeye devam ederken site de yaşayanlar da idarecilerimiz de göremiyor bu durumda n’psın ağaçlar!

Ağaçları ortadan kaldırıp sizi güneşin altında bıraktılar ama akıl edip de 2 şemsiye alıp bir nebze gölge yaratmadılar çünkü amaçları siteye hizmet etmek değildi.

Onlar almak istediklerini aldılar şimdi size nanik yapma zamanı!

“Güvenlik sorunu var” masalına sarılarak yaptıkları vurgunu saklamaya çalışıyorlar halbuki site ışıklarının % 40 yanmıyor o sorunla ilgilenmiyorlar bile karanlıkta 40 yıllık evinizin yolunu bulmakta zorlanıyorsunuz.

Hem sağlığın elvermiyor saydı niye giderken uygulanması mümkün olmayan bir kararı hayata geçirmeye çalışıyorsun?

Niye son günlerde gideceğini söylerken hiçbir yasa kural tanımadan çevreye doğaya ağaçlara saygı göstermeden site girişindeki ve sitenin diğer tarafındaki ağaçları katlettin?

Nedir bu ağaca, yeşile kin ve nefretiniz? Bu bitmeyen kin ve nefret site yaşayanlarına olan hırsınızdan mı?

Gelelim saklamaya çalıştığın ana meseleye. Site sakinlerinin ortak olduğu ya da bize 75 kişinin eşit pay sahibi olduğu projenin yüklenici firması bugün itibarı ile batmış Mesan’ın geçmiş tarih de usulsüz ve hukuksuz olarak sitenin ortak malı olan restoranın Mesan tarafından bankaya ipotek verilmiş olan restoranın verilmesi ve akabinde borçlarını ödeyemeyen Mesan’ın borçlarına karşılık hepimizin ortak olduğu restoranı haciz etmesi ve satışa çıkarılmasından sonra ne acıdır ki ortak sahibi olduğumuz restoranı 140.000 sterline banka tarafından satılmıştır.

Bütün bunlar olurken bugünkü site yönetimi ve başkanı bu satışın gerçekleşmemesi için ve haklarımızı korumak için hiçbir şey yapmadılar.

En ilginç olanın da bankanın ortak sahibi olduğumuz restoranı kimsenin haberi olmadan şimdiki site Yönetim Kurulu başkanı Hasan İnce’ye satmış olmasıdır.

Arkadaşımızın site yönetimine gelirken asıl gerçek amacının da ne olduğunu biraz olsun anlamışsınız herhalde!

Şimdi bütün site sakinlerine soruyorum.

1– Ortak malımızı yangından mal kaçırır gibi bugünkü rayiç bedeli en az 400 bin sterlin ve üzeri olan ortak restoranımızı çalıntı mal gibi 140.00 sterline ya beleş alan Hasan İnce bey soruyorum size; buna ister dolandırıcılık deyin ister hırsızlık deyin ister yasal bir satış deyin ister üç kağıtçılık deyin bunu bize asla açıklayamazsınız!

2- Sitenin ortak malı olan restoranını hile hülle boyutuna varacak bir şekilde bizden habersiz elimizden alan Site yönetim Kurulu Başkanı Hasan İnce nasıl oluyor da bizi çok önemsediğinden mi çok sevdiğinden mi tamamen sitenin güvenliği ve bizi korumak için mi sitenin girişine giderayak yeni güvenlik sistemleri kurmaya çalışıyor?

Yoksa Hasan İnce beyin aklında yeni Ali cengiz oyunlarımı var?

3- Burada kendisine bir soru soracağım bu adada 500 bin kişi yaşarken ve binlerce dışarıdan gelen yatırımcı varken neden bizden herkesten habersiz saklanarak sen aldın? Halbuki nezaketen de olsa yalancıktan da olsa bize sorabilirdin.

Halbuki senden önceki yönetim görevde olduğu 4 yıl boyunca kim gelmişse onu kovalamış restoranın satılmaması için her türlü çabayı göstermiş bankaya direnmiş içini de boşaltmamıştı.

4- Katlettiğin ağaçlardan geriye odunları nasıl oluyor da defalarca gece karanlığında hiç tanımadığımız bilmediğimiz birileri gelip hiçbir tartı ve ölçü olmadan kamyonlar dolusu odunlarımızı alıp götürüyorlar?

5- Bir soru da yönetim kurulu üyesi Şaban Emre’ye kendi başkan olduğu dönemde “Aldatıldık” diye feryat – figan eden öncesinde oranın geri alınması için imza dahi veren bir kişi başkan olduğunda mahkemeye gitmek için yol arayan sonrasında çark eden ve hesapları site denetçisi bendenizden kaçıran arkadaş. Ne oldu da vazgeçtin ve şimdi de Hasan İnce’nin restoranımızı aldıktan sonra birbirinizi kutluyorsunuz. Hey yavrum hey! Acaba aldatılmak ve ihanete uğramaktan zevk mi alıyorsunuz yoksa restoranın gizli bilmediğimiz ortağı mısınız ya da duygusal bir durum mu var?

6- Bir soru da site sakinlerine 2000 yılında bütün site sakinlerine eşit pay sahibi olarak satılan veya satın alınan restoranımızın nasıl ve kimin gasp ettiğine bakmadan elimizden alınmasına sessiz mi kalacağız yoksa ortak olduğumuz restoranımızı hukuk yoluyla savaşarak geri mi alacağız?

7- 17 yıl önce sizi mahkemeye davet ettim bunu bir mektupla da tüm site sakinlerine bildirdim yakın tarihte de bunu tekrarladım.

Eski başkan cesaret gösterip bizi dava etti ama onun açtığı davaya icap etmediniz 1 yıl boyunca mahkemenin çağrılarına da yanıt vermediniz. Buyurun gelin çıkın karşıma hakkınızı hukuk yoluyla arayın site de terör estirerek değil.

8- Siteye ait demirbaşları başkanlık yetkilerinizi kötüye kullanarak 1 gecede boşalttınız güneşin yağmurun altında hurdaya çevirdiniz. Halbuki önceki yönetim bankaya da o yeri satın almaya gelenlere de direnmiş boşaltmamıştı.

9- Ya çok koçanlı bir yer için ne kadar aidat ödemeyi düşünüyorsunuz?

Ve şu an oranın elektriğini kim ödüyor?

10-Yol kenarındaki amacı sesi emmek olan zambakları kuşa çevirdiniz yoksa bunu yeni iş yeriniz görülsün diye mi yaptınız?

11- Hızınızı alamadınız ardından site girişindeki ve sitenin diğer tarafta bulunan 23 yılda büyüttüğümüz ağaçlarımıza kıydınız sırf sizi Polis ve Kaymakamlığa şikâyet ettim diye beni tahrik etmek benden intikam almak ve kurmak istediğiniz iş yeri daha iyi gözüksün diye ağaçları ortadan kaldırıp tescilli bir doğa katili olduğunuzu bir daha kanıtladınız.

Halbuki o ağaçların görevi vardı yoldan geçen araçların sesini gürültüyü ve tozu emiyor araç park yerine gölge sağlıyordu ama kindar olduğunuzdan orada da size muhalif olan biri var diye gözünüzü kırpmadan ağaçları ortadan kaldırdınız.

Size tekrar soruyorum bunları iş yapar gibi görünmek için mi yaptınız? Site menfaatine yapmadığınız belli. Keşke kıymetli zamanınızı ağaç katliamı için harcamasaydınız!

Üstelik iklim krizinin yaşandığı bir evreden geçiyoruz her ağacın dalı yaşamsal bir önem arz ederken biz ağacı ortadan kaldırıyoruz. Türkçesi kendi kalemize gol atıyoruz!

Çok açık belli ki bu ikilinin orgazm sorunu zirve yapmış ev de bir hava kesemiyorlar ağaçları katlederek rahatlamaya çalışıyorlar!

Değerli site sakinleri belki bu sözlerimden dolayı beni dava edebilirler ama ben hukuka saygımdan dolayı her sözümün arkasındayım.

Biliyorum soracaksınız hiç mi doğru iş yapmadılar. Bakın size bir şey deyim bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir de bunlar bozuk saat kadar da olamadılar. Siteyi bir tatil beldesi gibi değil de bir garnizon yönetir gibi yönetmeye çalıştılar.

Burasının bir tatil beldesi olduğunu orada yaşayan insanlarla uzlaşma zorunluluğu olduğunu yeşili kesmemeleri gerektiğini unutup bir garnizon komutanı edasında gestapo şefi gibi davrandılar ne polis dinlediler ne Kaymakam ne yasa ne anayasa.

Burada tüm site sakinlerini uyarıyor bu ikilinin gerçek amaçlarını açıkça yazıyorum kapı olayını bilinçli olarak seçtiler bunu size kabul ettirirlerse ikinci adımda aidatları astronomik olarak artıracaklar. İtiraz edeni dışarıda bırakacaklar huzurunuzu bozacaklar ve günün sonunda evinizi satışa çıkarıp gideceksiniz.

Dikkat edin evinizi almak için simsarlar cirit atıyor!

Değerli site sakinleri “Gideceğim” masalına inanmayınız. Sizin hassasiyetlerinizi kullanarak onun etrafında kenetlenmenizi istiyor. Yani size söyletmek istiyor “Gitme başkan, yapma başkan bizi bırakma başkan” kaybedecek bir şeyi yok onun yanın da durursanız devam edecek. Durmazsanız da “N’payım siz bana sahip çıkmadınız ben de bazı şeyleri yapamadım.” masalını okuyacak ve çekip gidecek.

Bu evlerin çoğunu bize aldığın komisyon karşılığı almamıza aracı oldun bizden aldığın komisyonlar yetmemiş olacak ki bizi aidat masalı altında donumuza kadar soymak istiyor akla mantığı aykırı uygulamalar yapıp bizi usandırıp kaçırmaya çalışıyorsun!

Buradan kendisine bir öneride bulunuyorum. Gel satalım sana evimizi (Ama gasp ettiğiniz restoranımız gibi ya beleş değil) madem bu kadar çok istiyorsun ver parasını satalım sana ama ya beleş değil ödeyeceksen al burada ne kurmak istiyorsan kur böyle dolambaçlı yollara sapmaya gerek yok! Ne bizi yor ne de kendini! Zaten site sakinlerinde de huzur kalmadı!

En iyisi mi sen bizim daireleri de satın al da biz de rahatlayalım!

Değerli site sakinleri gördüğünüz üzere site başkanı ağaçları katlederek sadece kendine çalışıyor aldığı tüm kararlar sahsına münhasır sizi zerre düşünmüyor.

O ağaçları bir rant olarak görüyor hayat felsefesi de onun üzerine kurulu “Para, para, para” Görev süresince site de ne kadar güzellik varsa katletti mezarlığa çevirdiği havuzun önüne size bir şemsiye bile almadı siteye güzellik katan ağaçları yasal boşluğu kullanıp ve sizin site de olmadığınız zamanları seçerek katletti aidatları da Genel Kurul kararı olan % 10 dan fazla artırılamaz kararını iptal edip fahiş rakamlara çıkardı buna isyan eden ev sahiplerini de eksik aidat ödüyorsunuz diyerek sitenin kapılarını kapattı.

Tamamen art niyete dayalı bir karar!

“Kano yapamadım. Sörf yapamadım, yaşam kalitem, sıhhatim cihet etmedi” diye sızlanıyorsun da site de herkesle kavga edip yeşil adına ne bulduysan katledebiliyorsun. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!

Sörfle kano ile keyifli zamanlar geçirmek varken üstelik bir de sağlık sorunlarınız nüksetmişken keşke sitenin menfaati için olmadığı belli olan kıymetli zamanınızı ağaç katliamı için boşa harcamasaydınız!

Bir de “Paranı öde ona göre konuş” masalı var!

Bu da doğru değil bu site de paranı ödesen de konuşamıyorsun. Örnek ben site denetçisi iken şu an da yönetim kurulu üyesi olan bay Şaban Emre o dönem başkanken hesapları benden kaçırmış o dönem ben Genel Kurula katılıp bu duruma itiraz ettiğimde bizzat bay Hasan İnce söz alıp “Genel Kurul burada seni şimdi değiştiriyoruz” demişti.

Ona siz beni değiştiremezsiniz ben bir önceki Genel Kurulun adamıyım o dediğinizi ben hesapları denetledikten sonra yapabilirsiniz diye yanıt vermiştim.

Doğru ifade ise şudur önce hizmet vereceksiniz sitenin ortak çıkarlarını koruyacaksınız sonra üyelerden para talep edeceksiniz bayım!

Değerli site sakinleri görüldüğü üzere para ödediğiniz de de denetçi olduğunuzda da sizi her daim birlikte hareket eden bu çete konuşturmuyor sizden sadece para talep ediyorlar onun ötesinde hiçbir şeyle ilgilenmiyor sürekli sizi kaçırmak üzere politikalar uyguluyorlar.

Hukuk yoluna da pek başvurmayıp başka yöntemlere başvurmayı tercih ediyorlar.

Ben şahsım adına söylüyorum bunu hukuka izah etmeye hazırım!

Bir de site çalışanlarını sitenin menfaatleri için değil de size karşı tetikçi gibi kullanıyorlar!

Dahası sitenin WhatsApp gurubunda kendilerine itiraz eden herkesi çıkarıyorlar.

Bu coğrafya da işler böyle dönüyor Ticaret Odası Başkanlığı yapmış bir adam ağaçları gözünü kırpmadan aşağı atıyor ve elde ettiği odunları ranta çeviriyor insanlara da rahatlıkla sırtını dönebiliyor.

Ziyaretçi girişinde araç park yerine gölge olan ağaçları ortadan kaldırmakla kalmadı ana yola direk çıkışı yasak olan yerde de kendine bir çıkış yarattı yarın orada ölümcül kazalar olması da olasıdır!

Kendisi için çok şey yaptı ama sitenin esas girişi olan yer için hiçbir şey yapmadı ne kadar kötü bir girişimiz var farkında mısınız?

Sitenin güzelliklerini yok ederken temel hiçbir soruna eğilmemiş. Havuz başında bir tabela koymuş “Havuza köpek getirmek yasak” diye. Ama kendi köpek beslemiş köpekleri de her sabah havuz da yıkanmış. Hızını almamış zeytinler arasına büyük bir kulübe getirmiş. Gördüğünüz gibi size yasak olan her şey ona mübah!

Bu 10 aylık zaman diliminde sadece kendine çalışmış yazın ortasında bile ağaçları katletmiş ama budaması gereken hiçbir ağacı budamamışlar. Örneğin Hurmalar.

Alacağını almış, yapacağını yapmış zaten size söylemiş “Ben sizin maaşlı memurunuz değilim” Daha ne desin? Adam bir tek kendine çalışmış! Şimdi gitme zamanı!

Bütün bu anlattıklarımın doğrultusunda arkadaşımızın kendine çalışmayı mı siteye çalışmayı mı geldiğini sizin takdirinize bırakıyorum!

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin