Branko Milanoviç Dünya Bankası’nın eski baş ekonomistidir. Yaptığı titiz araştırmalarla küresel eşitsizlikler konusunda otorite haline gelmiştir. Milanoviç’e göre Sanayi Devrimi’nden başlayarak ve yirminci yüzyılın ortasına kadar küresel eşitsizlikler keskin biçimde artar. Kişi başına gelir Avrupa, Kuzey Amerika, sonraları Japonya’da hızla yükselirken Çin, Hindistan, Afrika, Ortadoğu ve Latin Amerika’da duraksar, hatta geriler. Ekonomi tarihçileri bu süreci Büyük Ayrışma olarak nitelendirir.
Gelgelelim son yirmi yılda Çin’in ekonomik yükselişiyle beraber küresel eşitsizlik düşmeye başlar. Büyük ücret uçurumlarının etkisiyle önceki dönemlerde Batılı ülkelerin yoksulları küresel gelir dağılımının üst bantlarında yer alırken, şimdi Çin’in orta sınıfları onların yerini alıyorlar. Milanoviç bu döneme ise Büyük Yaklaşma adını veriyor.
Yanlış anlaşılmasın neredeyse tek tek tüm büyük ülkelerde Çin, Hindistan, Rusya, ABD gelir dağılımı giderek daha da bozuluyor. Bunun istisnalarını kapsamlı bölüşüm programları uygulayan Brezilya, Bolivya ve Meksika gibi Latin Amerika ülkeleri oluşturuyorlar. Aslında küresel gelir dağılımının en üst ve en alt sıralarında önemli bir değişiklik gözlenmiyor. Ancak orta ve üst-orta tabakada ciddi bir altüst yaşanıyor. Dünyanın en yüksek gelirli yüzde 5’lik diliminde hâlâ en fazla ABD yurttaşları yer alıyor. (Branko Milanoviç, The Great Convergence, Foreign Affairs, 14 Haziran 2023).
KÜRESEL SERVET RAPORU
Gelirin yıllar içinde birikmiş hali ise serveti oluşturuyor. Kişilerin net serveti, hisse senedi, tahvil gibi finansal varlıkları ve ev, arsa gibi finansal olmayan varlıkları toplamından borçlarının çıkarılması ile bulunuyor. Küresel servete ilişkin analizler için ise en fazla baş vurulan kaynak ise İsviçreli yatırım bankası Credit Suisse’in (CS) Küresel Servet Raporu’ydu. Bu sene CS, UBS (Union de Banques Suisse) tarafından ele geçirilince periyodik rapor CS ve UBS tarafından birlikte sunuldu. CS yıllardır bu araştırmayı haliyle hayır için değil, ana faaliyet alanının zenginlerin portföylerini yönetmek olması nedeniyle, kimlerde para var bunu bilebilmek amacıyla gerçekleştiriyordu.
Küresel Refah Raporu’na göre, 2022 yılında net özel servet 11.3 trilyon dolar gerileyerek 454.4 trilyon dolar oldu. Yetişkin kişi başına servet ise 3.198 dolar aşağıda, 84.718 dolarda kaldı. Ancak bu düşüş, tüm rakamlar dolar cinsinden ifade edildiği için, çoğu paranın dolara karşı değer yitirmesinin sonucuydu. Nitekim paraları dolara karşı yıl içinde %6 değerlenen Latin Amerika’da servet 2,4 trilyon dolar artış gösterdi.
Daha ayrıntılı bir irdeleme ise; başta emlak gelmek üzere, finansal olmayan varlıkların güçlü kalmaya devam ettiğini, 2022’de borsaların düşüşü ve faiz artışlarını tahvil fiyatlarını aşağı çekmesi nedeniyle finansal varlıkların değer yitirdiğini gösteriyor.
Dünyadaki dolar milyonerlerinin sayısı da 2022’de 3.5 milyon kadar azalıyor. ABD’de 24 milyon 480 bin, Çin’de 6 milyon 231 bin milyoner var. Avrupa’da ise 2 milyon 821 bin ile Fransa başı çekiyor, onu 2 milyon 627 bin ile Almanya izliyor.
Aslında servetin adaletsiz dağılımı konusunda dolar milyonerleri fazla bir fikir vermiyor. Metropol kapitalist ülkelerde iyice bir evi, yazlığı, biraz da hisse senedi, mevduat gibi finansal varlıkları bulunanlar bu eşiği aşıyor. Serveti 500 milyon doları geçenler listesinde tahmin edilebileceği gibi 1.583 kişi ile ABD yer alıyor. Onu biraz şaşırtıcı biçimde 1.268 ultra zengin ile Çin izliyor. Milyoner sayısında yakın seyreden Avrupa ülkeleri burada ayrışıyor. Yarım milyar dolar servet sınırını Almanya’da 315 kişi aşarken bu rakam Fransa’da 82, Birleşik Krallıkta 108’de kalıyor. Sıralamada Rusya 294, Hindistan 229 sayısıyla dikkat çekiyor. Yunanistan’ın 1, Suudi Arabistan’ın 3 kişiyle temsil edildiği listede Türkiye ise 33 ultra zenginle yer alıyor.
Servet dağılımı istatistiklerinde en çarpıcı bulgulara, nüfusun en zengin %1’inin toplam servet içindeki ağırlığına bakınca ulaşıyoruz. Brezilya’da %1 servetin %48.4’üne, Hindistan’da ise %41’ine sahipler. Bu oran ABD’de %34.2, Almanya’da %30, Çin’de %31.1, Japonya’da %18.8. Özetle, servet piramidinin en tepesinde oturan %1’in aldığı aşırı pay ABD, Çin, Hindistan pek fark etmiyor.
TÜRKİYE’DE SERVETİN DAĞILIMI
İsterseniz şimdi Küresel Servet Raporu’nun bulguları eşliğinde Türkiye’de servet uçurumu gerçeğine geçelim, yeri geldiğince fikir vermek açısından diğer bazı ülkelerle karşılaştıralım. Raporun veri tabanında 57 ülkenin istatistiklerine yer verilen bir tablo bizi karşılıyor. 2022’de parası ABD dolarına karşı en fazla değer yitiren ülkeler sıralamasında %46.5 kayıpla sonuncu, borsası en fazla artış gösteren ülkeler sıralamasında %155.5 ile birinci, konut fiyatları reel anlamda en fazla yükselenler sıralamasında %59.6 ile yine zirvede yer kapıyoruz. Diğer bir ifadeyle, 2022’de Türkiye’de doları, borsada yatırımı, ekstra konutu bulunanların yüzü gülerken, nüfusun ezici çoğunluğun canı yanmış.
Türkiye’nin Rapor’da dikkat çeken istatistiklerini incelersek, ülkemizdeki toplam servet 1.041 milyar dolar hesaplanıyor. Buradan yetişkin başına servet 17.578 dolar çıkıyor. Türkiye dünya yetişkin nüfusunun %1.1’ine sahipken, servetten aldığı pay %0.2’de kalıyor.
Türkiye’nin ortanca yani nüfusun tam ortasında yer alanların serveti ise 5488 dolar. Ortalama servetin ortanca servete bölünmesi de servet adaletsizliği hakkında fikir veriyor. Oran ne kadar yüksekse adaletsizlik de o denli derin. Türkiye’de bu oran 3.20, servet dağılımı daha da bozuk ABD’de 5.12, göreceli daha eşitlikçi Japonya’da ise 2,08.
10 bin doların altında serveti bulunanlar yetişkin nüfusun %70.6’sını oluşturuyor.10-100 bin dolar aralığında nüfusun %27.3’ü, 100 bin dolar-1 milyon dolar aralığında %2’si, 1 milyon doların üzerinde ise %0.1’i bulunuyor. Sayı ile, 100 bin doların üzerinde serveti bulunanlar 1 milyon 256 bin, 1 milyon doların üzerinde servet sahipleri ise 61 bin kişi.
Peki dünya nüfusu %10’luk servet dilimleri halinde sıralandığında Türkiye’nin yeri neresi? En yoksul %10’luk dilimin %1.7’si, en zengin %10’un %0.2’si, en zengin %1’in %0.1’i Türkiye vatandaşı. Diğer bir ifadeyle, %1’lik dilimdeki her 1000 kişinin 1’i Türk, 392’si Amerikalı, 104’ü Çinli, 44’ü ise Alman.
Türkiye’de 5-10 milyon dolar serveti bulunan 4.835, 10-50 milyon dolar arası 2.920, 50-100 milyon dolar arası 320, 100-500 milyon dolar arası 124, 500 milyon dolar üzeri servet sahibi 31 kişi var.
%10’luk servet dilimlerinin en altında yer alan grup toplamın -%0.4’üne, ikinci %10’luk grup ise -%0.1’ine sahip. Bu eksiler nasıl oluyor diye sorarsanız, bir kişinin geliri 0’dan başlar ve eksi olamaz. Servete gelince, net rakam ölçüldüğü için borcu varlıklarından fazla olan şahısların servetleri eksi olur. Diğer bir ifadeyle nüfusun %20’si eksi servete sahip, yani borçlarıyla cebelleşiyor. Bu eksi servetliler oranı İsveç ve Güney Afrika’da %30’a kadar tırmanıyor.
Ortalamada bir kişinin 4,187 dolarlık finansal varlığı,14.403dolar reel varlığı bulunurken, borcu da 1,012 dolar.
Buna karşın bizim memlekette tepedeki %10 servetin %69.8’ini, %5 de %59.2’sini elinde tutuyor. %1’lik kaymak tabaka ise %39.5’una sahip. Dünya genelinde %10, %5 ve %1’lükzengin grup sırasıyla küresel servetin %81’ine, %69’2’sine ve %44.5’ine el koymuş durumda.
2023 MİLYARDERLERİ ZARARLARINI KAPATTI
Küresel Refah Raporu’nun bulguları 2022’de servet kaybı yaşandığını gösterse de 2023 ile birlikte dünyanın en zenginleri servetlerine servet kattılar. Bloomberg’in Milyarderler Endeksi yılın ilk 6 ayında 852 milyar dolar servet artışı yaşandığını ortaya koydu. Dünyanın 2.640 dolar milyarderinin yüzü, S and P endeksinin %16, Nasdaq 100’ün %39 yükselişiyle güldü. Dünyanın en zengini Tesla patronu Elon Musk 96 milyar dolar daha zengin hale gelirken, Facebook kurucusu Mark Zuckerberg servetini 59.8 milyar dolar artırdı.
Peki bu durumda “zenginin parası züğürdün çenesini yorar” deyip geçecek miyiz, yoksa bu aşırı gelir ve servet adaletsizliğine nüfusun kahir çoğunluğu cephesinden bir önerimiz olacak mı? Yansıttığımız tüm bu çarpıcı rakamlar,gerek Türkiye’de, gerekse de dünyada bir servet vergisinin acilen uygulanması gereğine işaret ediyor. Dilerseniz servet vergisi konusundaki önerilerimizi de gelecek haftaya bırakalım.