Kıbrıs iktibasUlaş BarışBir yaz daha geçti gitti, barışı ıskalayarak - Ulaş Barış

Bir yaz daha geçti gitti, barışı ıskalayarak – Ulaş Barış

Orjinal yazının kaynağıkibrispostasi.com
diğer yazılar:

Kardeşim, işte gene geldi yaz, yüreğin yazın mektubunu aldı mı,

İşte yaz geldi gene, kardeşim, barışı ne zaman yapacağız…

İçimde çok büyük bir hüzün var, hiç gitmeyen, gitmek bilmeyen…

Bugün 1 Eylül…Dünya Barış Günü…Bir türlü gelmeyen barış, varılamayan çözüm, tükenen hayatım ve azalan umutlarım…

2010 yılında aramızdan ayrılan büyük şair Fikret Demirağ’ın o unutulmaz dizelerini yazdım makalenin başına: Kardeşim barışı ne zaman yapacağız?

Ah Fikret abi, bu sene de yaz geldi ve gitti. Biz yine barışı yapamadık, yine barış buğdayını ekemedik ve yine kendimiz olamadık…Maalesef…

Bilakis, bu yaz düşmanlık tohumlarının yeniden atılması için bayağı verimli geçti. Her fırsatta düşmanlık türküleri okundu, hamaset içine batmış hayatlarımızdan bir yaz daha geçti, gitti, çektiğimiz sıcak bize kaldı…Haksızlık bu…

Çok hüzün var içimde, çok fazla kırgınlık, çok fazla hayal kırıklığı…Her şeye karşı olan bir kırgınlık bu, bir miktarı barışsızlıktan neşet eden…

Kalbimdeki cam kırıklarının arasında, barışa ulaşamama kırgınlığı da var, kendine has ağrısıyla orada duruyor, böyle özel günlerde özellikle nükseden…

Yine geçen bir yaz ve kavrulan umutlarımız kaldı bize, elde sıfır, başta sıfır, yanda sıfır, arkada sıfır…

Sıfırla çarpılan hayatlarımız, sıfırla etkisizleşen irademiz ve bizi sıfıra mahkum eden bir dünya…

Bir şiir değil bu, yazaman zaten, ama şiirsel ruh halleri bulur beni, ismimle müsemma, can sıkıntısı içinde geçen haller…

Ulaşamadık yine barışa Fikret abi, işimiz sonbahara kaldı yine…

Sonbahar da geçer sonra kara kış gelir ardından göstere göstere…

Sonra şair baharı söyler yine, yeniden çiçekler açar gönlümde, bir heyecan, bir heyecan…

Yaz gelecek ardından, biliyorum. Dünyanın kanunu bu…Ve o mektubu bekleriz sessizce…

Hüzün yaprakları dökülür gönlüme, kuru, kupkuru, susuz bir hayat…

Öğretmez mi yazlar bize sevmeyi Fikret abi? Gelmez mi o mektup? Bulunmaz mı o kriterler?

Ve ortak zemin denen bela?

Ah Fikret abi ah…

Sabah sabah kalkıp şiirini okudum yine…Gözlerimde yaşlar…Sel gibi akar gider…

“Kendimiz olmayı, ne zaman öğreneceğiz, örselememeyi hiçbir yüreği…”

Koca bir yaz daha geçti, koca bir hayat geçti gitti buralarda, barışın peşinde tükenen hayatlarımız…

Bir şiir değil bu, belki bir hüzün manzumesi, belki de bir sitem…

Acılar hala daha gündemde Fikret abi, kuyularda insanlar var hala kaybedilmiş, hiç bulunmamış…

Bir yaz, bir yaz daha ve işte sonbahardayız yine…

Bir türlü gelmeyen barış, varılamayan çözüm, tükenen hayatımız ve azalan umutlarımız…

Dediğin gibi ziyan oldu gitti hayatlarımız Fikret abi, sen demiştin bunu, söylemiştin…Öyle oldu…Oluyor…

Belki bir gün…Elbet bir gün uğrayacak o barış güvecini buralara…Ve senin gönderdiğin o mektup, o avuçlara varacak kim bilir?

Bir şiir değil bu, haşa, basit bir hüzün manzumesi…

Bir özlem belki, sevgiliye duyulanla aynı…

Ah Fikret abi ah…

Ah…Yine geçti gitti yaz, barışa susamış hayatlarımızı ıskalayarak…

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin