AVRUPA NÜFUS KOMİTESİ (CAHP), 2003 AKPA MECLİSİ KARARINA GÖRE TÜM ADANIN NÜFUSUNU KAPSAYAN BİR NÜFUS SAYIMI YAPMASI GEREKİYORDU.
ÜZERİNDEN TAM YİRMİ YIL GEÇMESİNE RAĞMEN EMPERYAL ANKARA OTORİTESİ “YERLEŞİMLERİ”Nİ VE “YERLEŞİMCİ”LERİNİ ARTIRARAK “DE-FACTO (FİİLİ) İLHAK SÜRECİNDE YAPILANMASINA DEVAM EDİYOR
AKPA meclisi’nin “Kıbrıs’ın İşgal Edilen Bölgesindeki Türk Yerleşimciler Tarafından Sömürgeleştirmesi” raporundan
Avrupa Konseyi Parlamenterler (AKPA) Meclisi’nin “Göç, Mülteciler ve Demografi Komitesi” Raporu*- Doc. 9799- 2 Mayıs 2003
Raportör : Jaakko Laakso , Finlandiya, Birleşik Sol Grubu
Fiilen bölünmesi (De-Facto Taksim) den bu yana, Kıbrıs Türk yönetiminin bilinçli politikaları sonucunda adanın demografik yapısı sürekli olarak değiştirilmiştir. Kesin rakamlar üzerinde fikir birliği olmamasına rağmen ilgili tüm taraflar, Türk vatandaşlarının sistematik olarak adanın kuzey kısmına geldiğini kabul ediyor. Aynı zamanda, yerli Kıbrıslı Türk nüfusunun kuzey kesimden sürekli çıkışı gözlemlenebilir. Sonuç olarak, yerleşimcilerin sayısı yerli Kıbrıslı Türk nüfusunu geride bıraktı.
Kıbrıs Türk yönetiminin uyguladığı “vatandaşlığa kabul” politikası, yeni gelenleri teşvik ederek, tüm adanın demografik yapısının değişmesine neden olan gizli sömürgeleştirme sürecini teşvik etmekte ve yerli halk arasında gerilim ve memnuniyetsizlik kaynağı oluşturmaktadır.
Raportör, uluslararası toplumun da katkısıyla, Türk yerleşimcilerin Türkiye’ye olası gönüllü dönüşlerinin finansmanını sağlayacak bir Fon oluşturulması fikrini desteklemektedir.
Taslak öneriler
1. COE Parlamenter Asamblesi, Kıbrıs sorununa işlevsel ve uygulanabilir bir çözüm bulmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler himayesindeki müzakerelerin başarısız olmasından duyduğu derin hayal kırıklığını ifade eder. Bununla birlikte, kalıcı bir çözüm bulunana kadar çabaların sürdürüleceğini ve sürdürüleceğini umuyor
Kıbrıs Türk yönetiminin ve Türkiye’nin bilinçli politikaları sonucunda adanın demografik yapısının 1974 yılında fiili olarak bölünmesinden bu yana sürekli olarak değiştiği bilinen bir gerçektir. Kesin rakamlar üzerinde fikir birliği olmamasına rağmen ilgili tüm taraflar, Türk vatandaşlarının sistematik olarak adanın kuzey kısmına geldiğini kabul ediyor. Güvenilir tahminlere göre sayıları şu anda 115 000’dir.
3. Yerleşimciler ağırlıklı olarak Türkiye’nin az gelişmiş bölgelerinden biri olan Anadolu bölgesinden gelmektedir. Gelenek ve görenekleri Kıbrıs’takilerden önemli ölçüde farklıdır. Bu farklılıklar, kendilerini yabancı bir unsur olarak görme eğiliminde olan yerli Kıbrıs Türk nüfusunun gerginliklerinin ve memnuniyetsizliklerinin ana nedenidir.
4. Asamble, özellikle yerli Kıbrıslı Türk nüfusun kuzey kesimden sürekli olarak dışarı çıkmasından duyduğu kaygıyı ifade etmektedir. Sayıları 1974’te 118.000’den 2001’de tahminen 87.600’e düştü. Sonuç olarak, yerleşimcilerin sayısı adanın kuzey kesimindeki yerli Kıbrıslı Türk nüfusunu geride bırakıyor.
5. Mevcut bilgiler ışığında Meclis, gelen Türk vatandaşlarının çoğunluğunun mevsimlik işçiler veya adayı 1974’ten önce terk etmiş eski sakinler olduğu yönündeki iddiaları kabul edemez. Bu nedenle, yeni adayları teşvik etmek amacıyla tasarlanan “vatandaşlığa kabul” politikasını kınamaktadır. Kıbrıs Türk yönetimi tarafından Türkiye Hükümeti’nin tam desteğiyle tanıtılmıştır.
6. Meclis, yerleşimcilerin varlığının gizli bir sömürgeleştirme süreci oluşturduğuna ve Kıbrıs sorununun müzakere yoluyla barışçıl çözümüne ek ve önemli bir engel oluşturduğuna inanmaktadır.
7. Bu nedenle Meclis, Bakanlar Komitesine şunları tavsiye etmektedir:
Avrupa Nüfus Komitesi’ne (CAHP), tahminleri güvenilir verilerle değiştirmek amacıyla ilgili makamlarla işbirliği içinde tüm adanın nüfusunu kapsayan bir nüfus sayımı yapması talimatını vermek;
ii. Türk yerleşimcilerin Türkiye’ye olası gönüllü dönüşlerinin finansmanını sağlayacak bir Fonun, uluslararası toplumun katkısıyla oluşturulması fikrini teşvik etmek;
iii. Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası’nın katılımını teşvik edin ve Türkiye ve Kıbrıs hükümetlerini finansman için somut geri dönüş projeleri sunmaya çağırın;
iv. Türkiye’ye ve onun Kuzey Kıbrıs’taki Kıbrıslı Türk yerel yönetimine, Türk yerleşimcilerin sömürgeleştirme sürecini durdurması çağrısında bulunur ve özellikle Kıbrıs Türk yönetimine “göç mevzuatını” ve “politikalarını”, özellikle de “göç mevzuatını” gözden geçirmesi çağrısında bulunur. Bunları revize etmek ve sonuç olarak uluslararası standartlara uygun hale getirmek amacıyla “Vatandaşlığa Kabul Yasası”;
v. Türkiye’yi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mültecilerin Kıbrıs’ın işgal altındaki kısmındaki mülkiyet haklarına ilişkin kararlarına uymaya çağırıyoruz;
vi. Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk toplumlarının sivil toplumları arasındaki temasları ve diyaloğu teşvik etmek.
*Rapor:
https://assembly.coe.int/nw/xml/XRef/X2H-Xref-ViewHTML.asp?FileID=10153&lang=EN
Nüfus sayımı – Hayati Yaşamsal
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin
"Gündem" yayınlarını izleyin