Yarım asır önce, 11 eylül 1973 yılında, tüm dünya Şiliğe yoğunlaştı. Gelen haber her yönüyle epey kesimi ilgilendiriyordu. Şilide askeri darbe gerçekleşti. Alyende, devlet başkanı olarak katledildi. Kendi ordusu, kendi başkanına karşı darbe yapıp öldürüyordu. Gelişme sadece bu haberle sınırlı deyildi. Sosyalizmin barışçıl geçiş denemesi darbeyle engelendi. Bunun arkasında Amerikanın ve öcelikle CİA nin varlığı nerede ise herkes tarafından kabulleniyordu. Tarihi bu gün ayni zamanda sosyalizmin seçimle kazanılıp barışçıl geçişinin de nasıl imkansız olacağının acı örneklemi olarak yaşandı. Sosyalizmin seçim kazansa da onun geçişine izin verilmeyeceği resmen yaşatılarak kanıtlanıyordu.
İkinci ayak ise Kapitalizmin kriz dönemiydi. Artık gelişmiş ülkelerdeki adıyla “refah devleti” klişesi sonlaıyordu. Yerine Neoliberaleşme kurumsalaşmaya geçilme deneyimleri başlıyordu. İlk uygulamaya sokulan ülke de Şili oluyordu. Şili, bir anlamda barışçıl sosyalizme geçişin sonu ile Neoliebraleşme sürecinin ilk deneyimi olarak, yarım asır önce 11 eylülde tarihsel gün olarak kazıldı. Peşinden gelen katliyamlar, askılar ve kayıplar, hepsi sermayenin daha serbes dolaşımı ve kamusal alanların kara dönüşüp özeleştirilme politikasının da girişimi oldu. Alyende ise seçim kazanıp darbeyle devrilen liderin de ötesinde, sosyalizmin barışçıl geçişine izin verilmeyeceği örneğini de hayatıyla ödeyerek acı kanıtla tarihe kazdırtı.***
Darbe üzerinden yarım asır geçti. Şili hala darbenin anayasa ve piyasalaşma kurumsal yapısından kurtulamadı. Öyle ki halk meclisinin hazırladığı en demokratik anaya anlayışlı sözleşmeği, halkın Y.61 cıvarında ret etmesi, Pinoşet darbesinin hala nedenli köklere indiğinin sonucuydu. Daha kötüsü, yeniden kurulan halk kurucu meclisindeki seçimi sistem yanlılarının ağırlıkta olması, ilk sızan bilgilerde de Pinoşet anayasası cıvarında dolaşınıldığı anlaşılmasıyla, yarım asır olsa da hala darbenin sistemsel kitlesel potansiyelinin olduğunu da göstermektedir.
Şilide son seçimleri sol aday Borek kazandı. Fakat, özellikle anayasanın ret edilmesi sonrasında sol kimliği kulanıp sağ vurmaya başladı. Çünkü ret edilen anayasa ile artık hala Pinoşetin etkili olduğunu da yeniden hatırlatıyordu. Böylesi çelişkierle darbenin yarım asrın sonrasında yaşanmaktadır. Daha da önemi, Neoliebral sistem genelde krizden krize geçişler yaparken, tıkandığının net işaretlerini vrirken, yönetememe tutumları etrafta saçılırken dahi Şilide deyişim ve dönüşüm konusunda tereddütler hala yaygın. Sol korkutma ve ülkenin parçalanma paranoyası geçerliğini kültürel olarak da varlığını korumaktadır. Şilideki son dönem gelgitlerde, halk direnmelerine ve iktidarları sağda sarsarken, ayni ivme deyişim ve darbe kurallarının kaldırılmasında gösterilmedi. Halk bir çok başarıyı gerçekleştirdi. İlk gerçeklerle yüzleşme komiteleri kuruldu. Şilinin karanlık dönemi ile alakalı birçok gerçek ortaya çıkarıldı. Fakat, tüm bunlar ballyozla yerleşen diktatörlük ve seres piyasa neoliberal ekonomik yapının etkisizleştirilmesine yetmedi. Bu kırılma anayasa konusunda yaşandı. Halkın seçtiği kurucu halk meclisinin anayasası onları seçen halkın ret etmesiyle paradoks ortaya çıktı. Önümüzdeki yıl yanılmıyorsam seçim var. Bu kırılma ile sağ adayın yeniden kazanma olasılığı da giderek yükseliyor.
Şili halkı epey yorgun düştü. Çelişkili tutum ve tereddüt en kritik noktada hep geri tepmeleri getirdi. Eğer anayasa deyiştirilseydi, Şili anayasası dünyanın en demokratik ve eşitlikli anayasası olacaktı. sSokakta kazanılan bu hak referandumda ret edildi. Yenisinde ise gelen bilgiler pek de olumlu deyildir. Fakat, yine de Şili halkının ne yapacağı sorusu hep ikili olmaya devam ediyor.
Kısaca, şilide yarım asır önce, barışçıl sosyalizme geçiş dönemi darbeyle sert şekilde katledildi. Yerine aşitlikli ve kamusal alanlı deyil, piyasa karına ve dış sermaye çıkarına dayalı Neoliberalizim yapılandırdı. Tüm eşitsizliklere rağmen oluşan dalga ise sonuçta tereddüt ve korku saçılması sonucu tam da darbenin anayasasının deyiştirilecek son hamlesinde, bizat halk tarafından ret edildi. Yarım asrın yükü hala Şiliği kuşatıyor. Demokratik yapılanmada sancılar yaşıyor. Faşist anayasayla yönetilme tercihi devam ediyor. Darbenin yapılma şekli, hem degünümüzdeki sonuçları bize faşizmin nedenli yıkım yaratma potansiyelinin de acı kanıtıdır. Onun için faşizmin yükselmesine, devlet biçimi olmamasına öncelikle engel olma zorunluluğu dersi, yarım asır sonra acıderslerle hatırlatılıyor.