yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTam, 37 hafta geçti! - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tam, 37 hafta geçti! – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bir durup düşünün: tam 37 hafta hem de hafta sonunu da harcayarak protesto yapmak kolay mı? Daha doğrusu, sık sık ayni konuda, meclisten yasanın geçmesine rağmen, direnmeğe devam etme eyleminiz kalır mı? Bunu K. Kıbrıs’ta düşününce, bir saat dahi eyleme katılmama adına nelerin bahane edildiğini de akla koyun. Üstelik, eğer hafta sonu da olursa, tatil gibi bahanelerle de nasıl ilgisiz ve katılımsız kalındığını da yanına koyun. Gerçekten, bize çok yabancı gelen yaşam gerçeğidir. Ama, İsrail gibi bir devlet altında önemli halk kesimi, tam 37 haftadır tatil günlerinde cumartesi günü tekrarlanmaktadır. Öyle birkaç yüz kişi değil, onbinlarin katılımı ile gerçekleşiyor. Protestolar da güle oynaya deyil, yeri geldiğinde sert şekilde yapılmaktadır. Bu bize rüyanın da gerisinde tahmin edeceğimiz konudur. Çünkü, en önemli konuda dahi birkaç saat dahi eylemde olmaktan sıkılıp katılınmayan yere geldik..

Bu hafta sonu da İsrail’de protesto gerçekleşti. Bu defa salt cumartesi deyil Pazar günü de yapıldı. B.M. toplantısına başbakan giderken de protestolarla uğurlandı. Gösterilen neden ise daha bir düşündürücü gibi gelecek bizlere. Çünkü böylesi deyişimler bizde ve Türkiyede protesto olmayı bir yana koyun, sözlerle dahi sert ifadeler kulanılmaz. İsrail başbakanı Metanyahu, yargılanmaktan kurtulma adına hukukta deyişime girişti. Elbet, ecslis saysı da elinde hazırdı. Umadığı tepki, sokaktan geldi. Hem de İsrail muhalefet partilerinin de beklemediği düzeyde başlatıldı. Öylesine bir dalga estirildi ki tam 37 haftadır bu fırtına esmeğe devam ediyor. Telavivde yüzbini aşan ve öteki kentlerde de katılımcı protestolar her hafta sürdü. Meclisin kabul etmesine karşın, ivme düşmedi.

Konu yargıya gitti. Yargıyı etkilemek için yüksek mahkeme önünde protestolar yapıldı. Yetmedi, devlet içi kurumsal yapılarda da kırılmalar oldu. Özellikle ordu dahi belirli kesimler başbakana yasayı geri çekmesini belirtiler. Sokağa bazı resmi kurumsal kişiler de katıldı. Ama, Metanyahu geri adım atmadı. Çünkü, atacağı adım kendini hapiste bulma olasılığı gerçeği vardı.

Kışın soğuğunda başlandı. İlkbaharı geçti. Yazın da sonuna geldik. Ama hafta sonu sokaklar hiç boş kalmadı. Tepkielr oldu. Epey ısındı. Sert mitinkler yapıldı. Protesto ivmeleri yüksleldikçe, katılım da artı. Devlet yapısında da kırılmalar oldu. Metanyahu ise direniyordu. Faşist yönetim şekline geçişdeki önemli hukuksal yolun taşlarını örüyordu. Kendini ancak kendine güç katarak, yargının yetkilerini alarak ancak iktidar şansı kalıyordu. Bunlar sertleşme ve ayrışmanın da keskinleşmesini hızlandırdı. Protestolar sürüyor. Karşıtlar ise koltukları koruma altında tutuyorlar. Fire verilmeyen nokta, vekielr ve üst kimi birokratlardır. Ordu içinde de rahatsızlıklar arada bir getirildi. Ama, faşist karakterisliğin bakışı yeniden gösteriliyordu. Demokratik kitlesel dirençe rağmen, geri adım atılmıyor. Sanki meclis sayısı donmuş ve demokratikliği unutmuş iktidar blokuna duvar gibi çarpıp geri dönüyordu.

Netanyahu da boş durmadı. Yasayı mecliste sayısal çoğunlukla geçirmekle de yetinmedi. Kendi yandaşlarını sokağa çıkardı. Beklediği net derecede iklem yaratamadığı için devamlılığı sağlayamadı. Filistin katliyamı ve Şam bonbardımanı ile güvenlik ile ırkçılığa oynadı. Buda gereken kırılmayı yaratamadı. Sertleşen politika ile yasayı geçirme eylimi muhalif demokratik kesimi geriletemedi. Hala 37 haftasında protestolar duracak gibi deyildir. Yüksek yargıçların kararı adeta kuşatma altına alındı. Metanyahu iktidar gücüyle son hamleği de kazanmayı beklemektedir. Böylelikle Metanyahu, benzer otoriter faşist liderlerle ayni hukuksal konuma gelecektir. Yolsuzluklardan öteki suçlara dek yapacağı durumlardan korunacaktır. Zaten mahkemesi bitmekte olan böylesi davaları da vardır.

Bir anda israilden çıkalım. Benzer yargı operasyonların birçok ülkede hat da en yakınımızdakinde dahi gerçekleştiği de artık kanıtsanamaz gerçektir. Ayni tepkiği duyduk mu? Ama, israilde oldu. Nitekim, israildeki sokaklar “Erdoğanın” adıyla eleştiri yapıyorlar. Netanyahu ise direnerek bunu sonlandırma peşindedir. Gerçekten karşımızdaki ülkelerden biri olan, gaz hesaplarımızı da ona şekillendirdiğimiz İsrail tam 37 haftadır kaynarken, burada haberi dahi olmuyor. Çünkü İsrail muhalefetini yazmak, neden aynisi burda olmuyor sorusu da mutlaka beraberinde gelecektir. İşin duymama nedenlerinden biri de bu.

Kısaca, İsrail’de muhalefet tarihi yazılıyor. Tam 37 haftadır, aynen er hafta sonu protestolar yapılmaktadır. Sebep yargının kurumsal bağımsızlığını kaybedip hükümetin eline geçmesini engelemektir. Bakalım, İsrail siyasal tarihi bu konuda yeni başarı sayfasını sonlandıracak mı? Bize de düşünmesi elbet gelecektir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
311AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin