yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTuhaflık, yok! - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tuhaflık, yok! – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

İlgisiz kalınmıyorsa, konularla bütünseleşme sağlanırsa, bilgileri yanyana koyma zahmetine koyarsak: son yaşananlarda tuhaflık falan yok. Son olarak Koral Aşamın Türkiyeye sokulmamasıyla bilinen onikinci kişi olması ve sesizlik derecesinde oluşu, kimseğe tuhaf olarak gelmedi Aksine, kimisi de bahaneler bulma yarışına girdi. “Herlalde birşeyler yaptı da sokulmadı” diyen kişilere dahi raslarız. Ama, resmi çevrelerde hiç ses yok. Oysa dünyanın hangi ülkesi olursa olsun, kendi vatandaşının başka ülke tarafından girişine engel olunmasına tepki kor. En azından nedenini sorar. İlgili  ülke de neden sokmadığını açıklar. Hat da sömürge ülke yönetimleri dahi sömüren yönetime kendi yurttaşını ülkeğe sokmamasını soruyor. İlgili ülke de açıklama yapıp liste yayınlar. Fakat, konu Türkiye. Öyle bir Türkiye ki Koral Türkiyeğe sokulmazken, ayni dönemde tutuklu olan İsrail uyuşturucu baronunu israilin başbakanının isteği üzerine serbes brakır. Hem de hapis cezası almasına rağmen. Fakat, ayni dönemde resmen sendikal kongreğe katılmak için giden sendika federasyon başkanı Koral Aşam ülkeğe sokulmuyor. Grekçe ise soyut. Dileyen bu gerekçeyle de “terörist ve tehlikeli kişi” diye yorum yapmaya da hazır  haldedir.

Tekrar edelim: yaşanan ilk deyil. Açıkklanan rakamlarla oniki kişi. Fakat, söylentilere göre başka kişilerin de olup, onların açııklama yapmadığı konuşanları da var. Ancak, böylesi önemli konuda kendilerine resmi yönetici diyenler ses çıkarmadı. Kamuoyu da tepki koymadı. Klasik K. Kıbrıs gerçeği vardır. Üstelik beraberinde deyişik olaylar daha gelişirken: okul kitaplarında yapılan deyişiklikler, din işler yönetimlerinin yaptıkları, özellikle kadına yönelik açıklamalar, tarikatların normalleşmesi, kuran kurslarındaki gelişmeler hepsi birer uyarı işaretidir. Nereye sorusunun yanıt bulunacak siyasal hamleleriydi. Fakat, nasıl ki Türkiye gerçeklerini konuşmama direnci varken, öte yandan da burada olanları da görmezden gelme lüksü de normalleşti. Kendine en çok okunan diyen gazeteler Koralın Türkiyeğe sokulmamasını haber dahi yapmadı..

Hep ayni hastalığın kronikleşme siyasal versyonunu yaşıyoruz. Türkiyenin K. Kıbrıs politikası net iken, bunu gidrek Türkiyeleştirerek yaşatırken, burada görmeme oyunuyla çıkar sağlama işbirlikle karşılama hahvasında oynanma dansını yapıyoruz. Halbuki “yolundayız, şükran ve orda ne varsa burada da olacak” net siyasal düşünceler tekrarlanırken, Türkiyede olanları hiç konuşma zahmeti de yok. Tabi tam aksi algılarla da hamasileşme havalanması da işin cababasıdır. Örneğin, Türkiyedeki kadına yönelik yasal zorlamalar, işki yasaklamları, son infaz yaasası uygulamaları, tarikatların normalin de ötesinde siyasal güç haline gelmesi, tacizlerin ve cinayetlerin artışı, çocuklara karşı istismarın tarikatlar alanında artışı, yasaklar, ekranda bazı kelimelerin dahi konuşulma korkusuna varan yasaklar, dış politikada “özellikle K. Suriye, ırak, Libyadakki” gelişmeler hepsi bir mesaj vermesi gerekirdi. Aynen buraya da geliyor. Gelişi güzel tutuklamalardan karma eğitimin kırılma hamleleri ise buraya da ders kitaplarından Türkiyeğe sokulmama sonuçları da sürece katıldı. Peki: tuhaf mı size geliyor?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin