Akademisyen Tevfik Yoldaş, Yeniçağ Web TV’de Murat Kanatlı’nın hazırladığı “Yeniçağ Güncel” programında Avrupa Birliği tarafından hazırlanan “Türkiye İlerleme Raporu” ve diğer gelişmeleri değerlendirdi. Yoldaş, raporun yayınlanmasının üzerinden yaklaşık 15 gün geçmesine karşın nerdeyse hiç tartışılmamasını ilginç bulduğuna değinerek, “Bu raporlar Türkiye’ye yönelik hazırlansa da Kıbrıs bağlamında bizi de yakından ilgilendirir” dedi. Tevfik Yoldaş, raporun toplumda tartışılmamasını “kasıtlı” diye nitelendirerek, “Türkiye’deki iktidar ve buradaki yandaşları raporu yok hükmünde saydılar ancak sanki onlar yok hükmünde sayınca yok olacakmış gibi bir durum ortaya çıkarmış gibi davranıyorlar böyle bir şey yok” şeklinde konuştu. Yoldaş, Türkiye ilerleme raporlarının 2016 yılından itibaren Türkiye’nin AB’ye üyelik yolundan hızla uzaklaştığını ortaya koyduğunu kaydetti. Yoldaş, geçmişteki raporlarda da Kıbrıs’a atıfta bulunulduğunu anımsatarak, “bu son raporda da benim gördüğüm kadarıyla özellikle Pile olaylarına atıf var” dedi. Raporda Pile olaylarının belirgin bir şekilde kınandığına dikkat çeken Tevfik Yoldaş, “Rapor oradaki işgal kuvvetlerinin provokasyonunu kınıyoruz ve bir an önce bu gibi faaliyetlere son verin diyor” şeklinde konuştu. Yoldaş, raporda Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere yönelik baskılarına da dikkat çekildiğini anlatarak, “Rapor, Türkiye’ye Kıbrıslı Türkler tanınan varlıktır ve onların iradelerine baskı yapmaktan vazgeç diyor” ifadelerini kullandı. Yoldaş, raporda Kıbrıslı Türklerin iradelerini ortaya koymalarının Türkiye tarafından engellendiği tespitinin de son derece önemli olduğunu vurguladı. Raporun önemli çağrılarından birinin de Türkiye’ye Kıbrıslı Türk gazeteci, aydın ve ilerici insanlara yönelik baskı ve tacizde bulunmasından vazgeçmesi çağrısı olduğunu kaydetti. Tevfik Yoldaş, parlamento raporlarının bağlayıcılığı bulunmamasına karşın, raporun kamuoyu oluşturması ve komisyon üzerinde bir baskı unsuru oluşturma noktasında değerli olduğunu söyledi. Tevfik Yoldaş, son raporda kullanılan terminolojinin da değiştiğini ve Kuzey Kıbrıs için “Yasa dışı ayrılıkçı bir entite” ifadelerine yer verildiğinin anımsatılması üzerine ise Yoldaş, raporda Kıbrıs’ta çözüm modelinin altı çizildiğini ve bunun da BM Güvenlik Konseyi kararlarında yer aldığının hatırlatıldığını belirtti. Tevfik Yoldaş, “Aslında Türkiye ve Kıbrıs Türk yöneticilerin gelin adayı taksim edelim şeklindeki 2 ayrı devlet formülünün kabul edilmeyeceği raporda bir kez daha vurgulanmıştır dedi. Yoldaş, sürdürülen tavırlar sonucu Kıbrıslı Türklere yönelik büyük katkılar barındıran Yeşil Hat Tüzüğünün de tehlikeye girebileceği hatırlatmasına yönelik de verdiği yanıtta, “Böyle bir risk var” dedi. Yoldaş bu tehlikeler ortada dururken kendini “barışçı” diye ifade eden partilerin de statükoya entegre olmasının üzücü olduğunu vurguladı. Yoldaş, bütün tespit ve saptamalara karşın Türkiye’ye biçilen jandarma rolü nedeniyle bu ülkeye bir yaptırım kararı çıkmamasının da düşündürücü olduğunu belirtti. Tevfik Yoldaş, raporda Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik de çağrılar olduğunu dile getirerek, Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından hazırlandığı belirtilen pakete yönelik de saptamalarda bulundu. Yoldaş, “Paketin açıklanması için doğru zaman beklendiği söyleniyor, umarım Kıbrıs Cumhuriyeti bu paketi pazarlık konusuna dönüştürmez” dedi. Yoldaş, gerçekten bu açılımlar Kıbrıslı Türklerin günlük hayatında iyileştirme yapacağı gibi, Kıbrıs Cumhuriyeti ve AB’ye yakınlaşmalarını sağlayacağını dile getirdi. Tevfik Yoldaş, son New York zirvesinde de çok önemli gelişmeler yaşandığını dile getirerek, “Birtakım oyunlar oynanıyor, Tatar’ın zaten kebapçı ziyaretlerinden öte diplomatik temaslar yapmasını beklemiyorduk, buna karşın Erdoğan’ın BM’de bizim adımıza çözüm modeli ilan etmesi de yeterince tartışılmadı Erdoğan’a bizim adımıza sen ne konuşun diyen olmadı bu da üzücü” şeklinde konuştu.
Yoldaş: AP Raporuyla işgal bir kez daha tescillendi
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin