Putin dönemi Rus nüfuzunun güçlü olduğu ülkelerden biri Ermenistan’dı. Ancak 2018 yılında Ermenistan liderlik koltuğuna Nikol Paşinyan’ın oturması ve Kafkasya’daki gelişmeler Ermenistan’daki Rus nüfuzunu törpülemeye başladı.
“Rusya’nın onay vermediği bir lider” olarak bilinen Paşinyan’ın Rus yanlısı isimlerin de aralarında olduğu çok sayıda ismi yolsuzluk operasyonları ile hapse atması Rusya-Ermenistan hattında gerilimi başlattı.
Rusya, Paşinyan yönetimindeki Ermenistan’ı Batı yanlısı politikalara ağırlık vermekle suçlarken 2020 yılında Karabağ savaşı patlak verdi. Rusya bu süreçte aktif rol aldı ancak Ermenistan’ın beklediği düzeyde ve tarafta değildi. Rusya’nın ara buluculuğu ile Karabağ savaşı sona erdi hatta Rusya, Laçin Koridoru olarak bilinen bölgeye asker gönderdi. Ayrıca ateşkesin denetlenmesi için Karabağ’a bir barış gücü de konuşlandırdı. Ancak Rusya ile Ermenistan arasındaki makas açılmaya devam etti.
Ermenistan’a göre Rusya, Azerbaycan’ı silahlandırmaya devam ediyordu hatta Azerbaycan silahlarının yüzde 85’i Rus menşeiliydi. Aslında bu iddia uluslararası raporlara da yansıdı.
Rusya Savunma Bakanı Sergei Şoygu’nun Azerbaycan ile imzaladığı güvenlik anlaşması yine Ermenistan açısından kırmızı bayrak sayılan gelişmelerden biri oldu. Buna karşılık Ermenistan da Erivan yakınlarında ABD ile ortak tatbikat yapmaktan geri durmadı.
Ukrayna savaşı ile birlikte Rusya-Ermenistan ilişkilerindeki karşılıklı salvolar art arda gelmeye başladı. Ermenistan First Lady’si Ukrayna’yı ziyaret edip beraberinde insani yardım götürdü.
Son olarak Ermenistan, Rus Lider Putin’in Ermenistan’a girmesi halinde yakalanmasını gerektiren Uluslararası Ceza Mahkemesi kararına katıldığını duyurdu. Bu durumda Putin Ermenistan’a gider mi, giderse ne olur, Rusya bu hamleye nasıl karşılık verir gibi pek çok soru da ortaya çıktı. Ancak her halükarda Rusya açısından çok önemli olan bu gelişmenin bir sonraki adımı Ermenistan’ın Rusya ile yaptığı güvenlik anlaşmalarından çekilmesi olacak gibi görünüyor.
Velhasıl Rusya ile Ermenistan ilişkilerindeki makasın iyice açıldığına dair çok sayıda örnek gelişme sıralanabilir.
Peki Ermenistan Rusya’dan neden kopuyor? Daha da önemlisi Batı’dan ne umuyor, umduğunu bulabilecek mi?
Ermenistan uzun süredir kendisine çıkış arayan bir ülke. Türkiye’nin sınırları kapatmasının ardından Batı ile bağı kalmayan Ermenistan’ın İran dışında komşu müttefiği yok. Ekonomisi oldukça zorda olan, bir taraftan da yolsuzluk gibi sorunlarla boğuşan Ermenistan açısından Türkiye ile ilişkiler hayati önem taşıyor. Ayrıca Batı ülkeleri de yine Ermenistan’ın arzuladığı ilişkinin Türkiye üzerinden sağlanabileceği şeklinde Türkiye’yi işaret eden politikalar yürütüyor. Her ne kadar son olarak Fransa, Ermenistan’a askeri malzeme yardımı yapma kararı almış olsa da sürekli bir ilişkinin tek yolu Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin yoluna sokulması. Bunun için Karabağ meselesinin çözülmesi gerekiyordu ki, Azerbaycan’ın son Karabağ hamlesi bu meselenin çok keskin bir şekilde son bulmasının önünü açtı.
Bundan sonraki süreçte Türkiye-Ermenistan sınırlarının açılması, Türkiye üzerindenNATO ile ilişki kurulması şaşırtıcı olmaz.
Zaten silahlarının ve askeri yapısının tamamı Sovyet-Rus olan Ermenistan’ın Fransa’dan askeri malzeme kabul etmesi Rus ekseninden çıkmasına dair çarpıcı sinyallerden biri.
Peki Rusya-Ermenistan ilişkileri tamamen kopar mı? Kopmaz. İki ülke arasında tarihi, kültürel, dini, dil üzerinden bağlar oldukça kuvvetli ancak Ermenistan’ın Rus ekseninden çıkıp Batı’ya yaklaştığı da bir gerçek.
Diğer taraftan Rusya, Ukrayna işgali başladığından beri Batı yaptırımları altında. Ancak Rus petrolünün, doğal gazının üçüncü ülkeler üzerinden Avrupa’ya satışı devam ediyor. Bunun için Rusya açısından en uygun ülke Azerbaycan. Ayrıca Azerbaycan, Rusya’nın Asya’ya açılan en kestirme güzergahı ve üstüne bir de Batı yanlısı politikaları ile Paşinyan faktörü eklendiğinde Rusya’nın neden Azerbaycan yanlısı bir tutum sergilediği anlaşılabiliyor.
Rusya-Azerbaycan ilişkisi, bir zamanların Rusya-Ermenistan ilişkisi gibi olur mu? Muhtemelen olmaz ve Rusya’nın Azerbaycan ilişkisinden kazanımları olsa da Ermenistan’daki nüfuzunu kaybetmesi Kafkasya’daki varlığını etkileyecek.
Tam da bu sebeplerden dolayı Rusya’nın Orta Doğu’ya ve bölgeye giriş kapısı olarak gördüğü Suriye’ye dört elle sarılması oldukça muhtemel. Orta Doğu ve Körfez ülkeleri Ukrayna krizi ile birlikte bazı bölgelerde zayıflayan Rus nüfuzunun daha da derinleştirilmesi gereksinimini ortaya çıkarabilir.
Velhasıl Rusya’nın Karabağ krizinden sonra Suriye’deki oyuna daha sert müdahil olması şaşırtıcı olmaz.