Hafta sonu gelişmelerinden ikisini izledim. Garip sonuçla karşılaştım. Çelişkiler de olsa garip şekilde herkes memnun gibi davrandı. Böylesi hem farklı hem de ortaklaşma deyerlerin olduğu gelişmelere elbet kısa deyinme ihdiyacı da oluştu.
Türkiyede cumhuriyet ilanının yıl dönümüydü. Konuyla ilgili önce bir sonra peşpeşe iki makale zaten yazdım. Önemli noktaları da açıklamayan uğraştım. Tekrar etmeyecem. Fakat, sonuç üzerinden kaçırdığım önemli konuya dokunacam. Daha önce de anlatığım gibi, cumhuriyet kutlamaları farklılaşsa da garip şekilde sonuçtan hem devlet hem de öteki kesimler memnun kaldı. Kendielrince cumhuriyetin mesajlarını verdikleri inancı hakim oldu. Burada deyinmediğim konu şu: hatırlayanlar olur, eskiden Türkiye milli günlerini bayramda kutlarken, adeta askeri disiplin şeklinde adet yerini bulsun derecesine dek getirildi. Öyle ki hem Türkiyede hem de bizde benimde zaman zaman şu veya bu nedenle katıldığım törenlerin geneleksel tekrarlar dolasıyla sıkıldığım nedeniyle, ilgili kutlamaların biran önce bitmesini istediğimiz çok zaman oldu.
Son dönemde özellikle Türkiyede oluşan rejim deyişim çizgisinin devlet hakimiyeti ile toplumsal muhalefet ikilemi, ilginç yaratıcılık ve moral bulma olgusunu da geliştirdi. Dikat etinizmi bilmem: konserlerden öteki etkinlikler resmen coşkuyla gerçekleştirildi. Katılımda heycan vardı. Hem mesaj verme, hem cumhurieyt Atatürküne hakim çıkma ve önemlisi, halkın sivil örgütler denetiminde olayı yaşatma kitleseliği ile yaşatıldı. Bu onca olumsuzluklar altında, bir öenmli gelişmedir. Ayni şekilde Erdoğan eksenli devlet de rejim olarak ne istediklerini açıkça gösterdi. Öyle ki Vahtetin sarayından denizciler selamlanması gibi önemli tavrı da koyarak. Sanırım bayramlardaki sivileşme ve kitleselleşme konusunda devlete rağmen gerçekleştirme olgusu, Türkiyedeki muhalefetin bizat hayata yansıması olarak algılanmalıdır. Tabi CHP hikayesi bir başka acayiplik.****
Gelelim ülkemize: elbet TC Cumhuriyet bayramı da Türkiyeleşme sonucu burada da adı anıldı. Ama, Türkiye devletsel eksenle yapıldı. Buna sırf uymak için de makamcılarımız dahi demeçler yayınladı. Öyle demeçler ki nedemek istedikleri dahi net deyildi. Hem Türkiye gerçeği korkuları hem de koltuk koruma hırsları sonucu acayip sözleri sıralayıp braktılar..
Neyse, ne ünüversiyeği soyan rektöre, ne şirketini bet ofisli milyonlarca dolandıran makamcıya deyinecem. Torbalarla gelip milyarlar la ifade edilen unutulmuş paralara da dokunmayacam. Bir muhalefet herkesi memnun eden konuya girecem. CTP nitingi..
Cuma günü CTP zamandan sonra bir miting gerçekleştirdi. Öyle bir miting ki herkesi memnun eti. CTP katılımdan başlayan ve eleştiri gelmeyen yönüyle olaydan memnun ayrıldı. Kimseğe dokunmadan, sadece “hükümet veriştirmeleri” ile sorunları sandığa koyan laflarla miting tamamlandı. Herkes memnun. CTP katılan sayısı ile memnun. Ayrıca reklam yapacak figürleri de buldu. Denktaş ve Küçüğün oğlunun eyleme katılması da epey abartı derecesinde vurgulandı. Çünkü miting lafları reklama yetmiyordu. Ayni veriştirme tekniği ile TC ben de varım mesajı gibiydi. Bir anlamda CTP gazını aldı. Kimseğe dokunmadan ama memnun ederek, bazı figürleri de yeniden sahneye koyan gösteri başarıyla tamamlandı.
Elçilik derseniz, çok memnun. Atres olarak hiç dokunulmadı. Hele hüküemti ve sarayı idare edenler çok memnun. İsimleri dahi geçmedi. Hükümet de memnun: çünkü tüm eleştiriler kendilerine gelmesine pek de endişe duymadılar. Nedeolsa Türkiyeğe dokkunulmadığı için de rahat haldedirler. Katılımcı da memnun. Birbirini görüp veriştirme ile de kendini deşarj etme zamanını yaşadı. Sonuç mu: herhalde biz deyil, Türkiyedeki burada bulunan kesimlerin göndereceği mesajlardır. Fakat, öyle bir memnunieyt var ki eleştirilenler dahi konuya dokunmadılar. Herkes memnun. Kimisi muhalefet yaptığı kimisi de tehlikeli gördüğüne dokulunmadığı için ayni memnuniyetin ikili ortaklığı oluştu..
Bu arada: bana birisi sordu: neden savaş alehtarı ve Filistine destek denilmedi”: ben de ona “Erdoğan İstanbul mitingini parşenbe yapsa belki akılarına gelip söylerlerdi. Mehmedali bey de arada ismi geçti. Hani camım; AKP nin Kıbrıs acentası olmaya day olan Mehmedali.
Kısaca, medyalar fazla yer vermese de tatil nefesini almaya devam etikleri günlerde gelişmelerden herkes memnun. Tersten de olsa, banbaşka gözle baksalar da herkesin memnun etmek, öyle kolay deyildir.