Yoğunlaşan bölgemizdeki sıcak çatışmalar nedeniyle, zaten ilgimiz az olan uluslararası öteki ilişkileri iyice ötelediğimiz gayet normaldır. Oysa dünya dönmeğe devam ediyor. Hala ağızlarda bolca dolaşan AB gerçeğinde de tehlike sinyalleri gelmeğe de devam ediyor. Hele de bu gelen yerlerden biri de AB önemli gücü Almanya olunca, fon çıkarcılık dışında, durup yeniden bazı deyerlendirmeler yapmak önemlidir.
Hafta sonu Almanyanın iki önemli eyaletinde seçimler yapıldı. Hesen ve Bavyeradaki seçim sonuçları, düşündürücüdür. Kayan eksenin dikate alınması önemlidir. Geçen hafta Slovakya seçim sonuçları ile taşların oynama sarsıntısını kısaca özetledim. Bu hafta Alman yerel seçimlerinin sonuçları gerçekten dikate alınmalıdır. Sağa kayışın direk yaşandığı sonuç ortaya serildi. Aşırı sağ dneilip örtülmeğe çalışılan Faşist Alternatif parti ise artık muhalefet ekseninde tartışılmaz dereceği çoktan aştı. Ana muhalefet oynuna doğru gidiyor.
Peki ya sol: özelikle Hükümetde olmasına karşın Sosyaldemokrat ve yeşiler oy kaybına uğradılar. Şimdiden, bu sonuçlarla Sosyal demokrat partinin önümüzdeki genel seçimleri kaybedeceği mesajı veriyor. Kriz ve hakların gerileme düzeyi nedeniyle en azından sosyaldemokratların da oy kaybetme gerçeği, Sol partinin sayısal olarak güçlenmesi gerekirdi. Fakat, Sol parti iyice silikleşmeğe doğru gidiyor. Hesında en azından Y.5 ile barajı açıp federal yerel meclise girerken, bu defa barajı aşamayarak Y.3 cıvarında oy alıp sandalye kazanamadı. Bavyerada ise resmen felaket. Oyların sadece Y.1 aldı. Buda zaten tartışmalar yaşayan Sol partide ayrışmanın da olma olasılığını yeniden gündeme getirdi.
Bu sonuçlar elbet tesadüf deyildir. Üstelik ALmanyada grevlerin de artığı, mali sıkıntı nedeniyle sosyal güvencelerde daralma tehlikesi oluştuğu koşulalrda yaşanıyor. Ama, sol deyil de faşist partide oy artışı olması, Hristiyan Demokratları yeniden birinci sıraya oturtma düzeyi, gelecek Almanyada sağ siyasetin etkin olacağı işaretlerini veriyor. Bavyera ve Hesen önemli eyaletlerdir. Yeşilerin de oy kaybetmesi de durumun kaypaklıkla çözüm olmadığını getirdi.
En başta, bunun nedeni yabancıdüşmanlığı, göçmen gelişine karşı çıkma politikalarının etkili olması gösterilmektedir. Öyle ki ekonomik durumlar ve güvencelerdeki gerilemelere rağmen oylar sola deyil de sağa kaydı. Üstüne sorunları yabancılara ve göçmenlere verilmesi de ırkçı ve tutucu görüşlerin karşılık bulmasına neden oldu. Kualisyondaki aşarısızlık da madalyonun öteki yüzüydü. EK olarak Ukrayna savaşından enerji krizine varan politikalara da duyulan tepkiler de işin tamamlayıcı rengi oldu. Nitekim, en basitiyle, Almanyada yapılan barış ve Ukrayna savaşına karşı olma mitingine Sol ve Sosyaldemokrat partilerinin katılmamaları da başka bir gerçeklik olarak politik arenada yerini aldı. Faşist Alternatif partinin savaşa ve Ukrayna politikasına karşı durması da sol içinde deyişik görüşler kırılmasını yaratı. Krizlerde önemli nokta ya alternati deyişim veya daha otoriter ve gerici taleplerin ikili gerçeği, Almanyda solun tutarsızlığı ile faşist partinin net politik duruşla, kitlesel karşılığı almasıdır.
Almanyayı hiçe saymayalım. Son eyalet seçimlerini de küçümsemeyelim. Oy kayıbı ve nedenleri önemlidir. Önümüzdeki yıl da seçimler olacak. Ozaman zaten krizlerin artışı ve savaş politikaları karşısında kitlesel rızayı artıran algı operasyonları ile seçtirilen yabancı düşmanlığı politik öğe, sağın güçlenmesine yardımcı olunacaktır. Hele de sosyaldemokrat deneyimli bir de hükümet gerçeği pratiği de var olma durumu gibi yaşanan da varken. Onun için Almanyada da gidrek yükselen faşist partinin nerede ise muhalefetin ana eksenine doğru yürümesi, AB içindeki dinamikleri mutlaka etkileyecektir. Bunun son örneği de son Ortadoğu olaylarıdır. Direk israile destek verildi. Filistin sorununun görmezden gelinmesine devam ediliyor. Bahane hep Nazilerin yaptığı soykırım gösterilip, karşıt olarak israile destek verme duruşunun tabulaştırılmasıdır. Anti Seminizim ile Almanyada kolay kolayn İsrail eleştirilmez. Hele de Filistine karşı yaptığı katliyamları hep görmezden gelmenin ötesinde, direk destekliyor. İsrailin günvenlik hakı denilip de savunma argümanı oluşturuyor. Bu karmaşada da Alman faşizmi oluşan boşlukta kendine yabancı düşmanlık ile savaş karşıtlığını koyup, göçmen gelişinin hakları daraltığı sosyal bütçeği boşaltığı propagandasıyla, daha kitlesel yöne doğru yükselmeğe devam ediliyor.
Kısaca, Almanyadaki Bavyera ve Hesen seçimleri, pek de iyi mesaj vermedi. Artık Almanyada da faşizmin kabul noktasında çizgiği aşıp muhaefetin yükselen yerine oturmaya çoktan başladı. Sol ise seçeneksizlik ve sistemle uyuşma noktasına geldikçe, brakın devamını, kendi içinde dahi parçalanmalara yeniden uğrak yol olarak gelemekten kurtulamadı. Bunun geneli de AB içindeki faşizmin yükselmesinin iyice hissedilmesi demektir noktasına geldiğimizi göstermektedir. Solun boşaltıldığı, seçeneksizleşip sisemin bir etiketi olma sonucu, bunun yerini karşıtı faşizmin gelişmesi de gerçekleşiyor. Almanya iki yerel seçimi, bunu yeniden sadece tekrarladı.
