Andonis Andoniu, 1974 öncesinde Kıbrıslı Türk öğrencilerle birlikte eğitim gördüğü İngiliz Okulundan mezun oldu. Kapıların açılmasıyla Kıbrıslı Türk öğrencilerin de yeniden devam edebilme fırsatı yakaladığı bu okulda, 2003-2105 yılları arasında öğretmenlik, müdür muavinliği ve idarecilik yaptı. Okul müdüründen okul idaresine, okul aile birliği üyelerinden yönetim kuruluna, okuldaki Grek ve Türkleri yakınlaştırmak için kurulan “Aynı Gökyüzü Altında” isimli kulübün çalışmalarından, dönemin gazetelerinde okulla ilgili çıkan haber ve makalelere, her şeyi not aldı. Grek Türk İngiliz Okulu öğrencileri, pek çok veli ve okul öğretmeniyle röportajlar yaptı. Düşüncesi İngiliz Okulunun Elen karakterinin, çok kültürlü bir okula dönüşmesine katkıda bulunmaktı. Bu nedenle okuldaki fanatik Elen Milliyetçi ve Ortodokslar veliler tarafından “Türk öğrencileri kayırdığı” suçlamasıyla hedef tahtası seçildi. Kitapta, Kıbrıslı Türk öğrencilerin varlığından rahatsız olan azınlık bir grup ırkçı düşünceleri ağır basan Elen veli grubu ile “Türk düşmanı, Elen Milliyetçi ve anti-komünist” EFEN örgütünün etkisindeki Grek öğrencilerin yeni gelen Türk öğrencilere karşı düşmanca davranışlarına, okuldaki olaylar ve gerçekleştirdiği röportajlarda verdiği somut örneklerle açıklamış yazar. Kıbrıslı Türk öğrencilerle arkadaşlık kurmaya çalışan Kıbrıslı Grekler’in bile, okulda yaratılan Türk karşıtı bu havadan etkilendiğini, öyle ki ders aralarında sınıfından bir Türk arkadaşıyla konuşan bir Grek öğrencinin milliyetçi-EFEN-APOEL taraftarı öğrenciler tarafından görülmekten çekindiğini yazmış. Görüldükleri anda sanki konuşan kendileri değilmiş gibi Türk arkadaşını orada yalnız bırakıp hemen ayrılanlar olduğunu belirtmiş. O yıllarda İngiliz Okuluna devam eden oğlumun da birkaç kez başından böyle olay geçtiğini “b.k gibi ortada kaldığını” duymuş ama nedense üzerinde durmamıştım. Şimdi oğlumu yeterince dinlememekle hata ettiğimi düşünüyorum. Irkçı-Ortodoks kaynaklı dıştalama, okula Kıbrıslı Rum arkadaş edine heyecanıyla gelen pek çok Kıbrıslı Türk öğrencinin hayal kırıklığına uğramasına ve okulda yalnızlaşmalarına yol açar. Bu arada müdürün, okul idaresinin, öğretmenlerin, özellikle öne çıkan ırkçı-ayrımcı-nefret söylemi içeren olayları halı altına süpürme çabaları, örneğin sınıftaki Türk öğrencinin çantasına Yunan Bayrağı çizilmesinin yahut da defterine “İYİ TÜRK ÖLÜ TÜRKTÜR” diye yazılmasını önemsemez halleri, Kıbrıslı Türk öğrencilerin okul yönetimine olan güvenlerini sarsar. Buna Türk öğrencilerin okulda sayıca azınlıkta olması eklenince, dıştalanmalarını sineye çekmeye, böylece okuldaki ırkçılığın ve ayrımcılığın normalleşmesine katkıda bulunmalarına yol açar. Okulun kısa tarihinin anlatıldığı kitapta, yazar Kıbrıslı Grek ailelerin büyük bir bölümünün, Kıbrıslı Türklerin 1964-74 yılları arasında köylerinden evlerinden edildiğinden, 10 yıl getto yaşamına zorlanmış olmalarından habersiz olduklarına da yer vermiş. Dahası İngiliz Okulundaki Kıbrıslı Türk öğrencilerin Kıbrıs’ta doğmayıp Türkiye’den adaya taşındıkları yalanına inandırılan Kıbrıslı Grek öğrencilerin varlığından bahsetmiş. Kitabın her paragrafında günümüz Kıbrıs Sorununun siyasi çıkmazlarını işarete eden bir öğrencinin anısı, bir velinin önyargısı, okulda ayrımcılığa davetiye çıkaran pek çok olaya birinci elden tanıklarla konuşarak yer vermiş yazar. Neden Kıbrıslı Grek ve Türk gençlerin yakınlaşmalarını sağlaması gereken İNGİLİZ OKULU, iki toplumun barış kültürüne değil de, çatışma kültürüne örnek teşkil etmekten kendini kurtaramamış? Neden aralarında benim de oğlumun bulunduğu ve bugün iş yaşamına atılmış pek çok İngiliz Okulu mezunu Kıbrıslı Türk genç, geriye dönüp de o yıllara bakınca, ilk hatırlarına gelen kendilerine uygulanan ırkçılık, ayrımcılık ve nefret söylemleri oluyor. Andonis bunu kitabının kapağına yerleştirdiği okulun duvarına yazılmış, “E.S (English School) is Greek” ve İSTAVROZ amblemi ile anlatmaya çalışmış. Yukarıda İngiliz Okulu ile ilgili bu yazdıklarımın, Türk milliyetçilerinin ekmeğine yağ sürebileceği beni rahatsız etmiyor değil! Ama bu kitabı okuduktan ve aralarında oğlumun yer aldığı pek çok Kıbrıslı Türk öğrencinin o yıllarda okulda uğradıkları saldırı ve düşmanlaştırmayı halı altına süpürmemi de gerektirmez. Oğlumun bu okulda 7 yıl boyunca neden bir tek Kıbrıslı Grek öğrenciyle bile hatırda kalacak kalıcı bir ilişki kuramamış olmasını, Kıbrıslı Türk öğrencilerin genelde haksızlığa, okulda aşağılanmaya, ırkçılığa hatta tehdide uğradıklarında onları okulun koruyacak kurumsal bir yapının olmayışını bu kitabı okuyunca fark ettiğimi yazmalıyım. Biz ailece bu adada çözümden ve barıştan yana olmayı eylem ve söylemleriyle öne çıkaran sol düşünceye dahil kişileriz. Ve hala adamızda ve dünyada ırk-dil-din-kültür üzerinden yapılan çatışmalarda değil de… Kendimizi bunların üzerinde insan olarak konumlandırdığımız içindir ki, siyasi tahayyülümüzde tüm Kıbrıslıların ayrı coğrafya ve mekanlarda değil ama bir gün iç içe yaşayabileceğine inananlardanız. Rivayet olunur ki Denktaş, kapıların açılmasıyla kendisinin de mezun olduğu İngiliz Okuluna Kıbrıslı Türk öğrencilerin gitmesine önce karşı çıkmış. Sonra da “bırakın gitsinler, Grek milliyetçiliğinin hışmına uğrayınca belki milliyetçiliğe dönerler” demiş. Kitabın yazarı Andonis Andoniuya gelince. Bugün Kıbrıs’ta çözüm ve barışı inşa etmek için, Grek Türk fark etmez, kendi toplumları tarafından dışlanmayı göze almış, yalnızca Kıbrıslı bir yurtsever olarak değil ama insan merkezli, evrensel ve ufku geniş “cesur yüreklere” her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Andonis gibi…
Kitabın Adı: “2003-2015 yılları tanıklığında İNGİLİZ OKULU
Yazarı: Andonis Andoniu
Şadi Kültür ve Sanat Yayınları.