Elşifa bir hastahanenin adı. Gazze bölgesinde bulunmaktadır. Son İsrail saldırılarında günlerdir hedefe konulan yer. Daha önce de İsrail hastahaneleri vurdu. Yüzlerce çocuk öldü. İsrail hep ayni nakaratı probagandalaştırdı: Hamas, bu hastahanelerde karagah kurdu. Yeraltı tüneleriyle ördü. Bunları durmadan dünya kamuoyuna sündü. Peşinden ABD de ayni nakarata sarıldı. Elşifa hastahanesi de Hamasın merkezlerinden biriydir dendi. Yeraltı tünleri ile ördüler. Bunları imha için hastahaneği ele geçireceklerini vurgularlar. Tanklar etrafı sardı. Uçaklar Hastahaneğe füzeler lyayğdırdı. Günlerce dünya meşur “özgür medya” bunu probaganldalaştırdı. Üstüne bir de Hamasın ne kötü örgüt olduğu ve hastahaneleri dahi kulandığı, mahsun çocukları zırh diye kulandıklarını hep anlatılar.
Buna elbet dünyadaki emperyalist kullanımlı akademisyen ve gazetecielr de eklendi. Ta baştan, Hamasın ne kötü örgüt olduğunu anlatıp durdular. Bu defa da Elşifa hastahanesi için dilerindeki kelimeleri yalan zehiri gibi kitlelerin beynine savurdular. Ama, şu tekrar üretilen yalana bakın: sonunda yer hastahane, içinde hastalar ve sığınan insanlar vardı. Bunlar korkuyorlardı. İsrailin Fosfor bonbası dahi olan atılan bonbalardan korunmak amacıyla sığındılar. Ama, hep faşizmin ne olduğunu unutanlara adeta yeniden faşist katliyam yazdırtan İsrail faşist devleti vardı.
Elbet bühük direniş falan da olmayacağı kesindi. İsrail kitabına uydurma adına etrafı saran tanklar insanlara önce dışarı çıkmalarını söyledi. Özellikle hasta falan demeden, tüm onsekiz yaş üstündeki erkeklerin hastahane önündeki yerde toplanıp eleri havada teslim olmuş gibi durmalarını vurguladı. Öyle bir faşist uygulama ki sonunda dışarı çıkan ve diyalizden dahi gelen insanlar esir askerler gibi eleri havada yerini aldı.
Onca bonbalama sonrası ve nice kadın çocuk hasta katlinden sonra, “muzafer
, en büyük teknoloji sahibi” İsrail ordusu Elşifa hastahanesini fetti. Bu önemli başarıydı. Hamasın kendilerince önemli merkezlerinden birine el koyuyordu. Fakat, etrafta direnerek ölen Hamaslı falan yoktu. Bol silahlar falan da kırıntısı bulunmuyordu. Sergiledikleri bazı askeri mavzemenin de Hamasta olmadığı anlaşıldı. Uzun fetih nutukları ve katliyam sonrasında yeniden kocaman yalanla işler adeta darmadağın oldu. Fakat, batılı kolektif emperyalist devletleri yine de Elşifa fethi ile övgülere düşmelerini de sağladı.
İsrail onca probaganda ve katliyamları yine gerçekte yansıtamadı. Kocaman algı operasyonu ile yeni Göbels örneği olarak tarihe yazdırdı. Yas bizimkilerin de “barış beklediği baydın”: oda adeta yeniden yalan söylemenin gerçeğinden kurtulamadı: basın toplantısında israilin Elşifa başarısını överken, Hamasın merkezi olduğunu vurgularken, bir ABD gazetecisi çıkıp hemen”bize kanıtları gösterin” dedi. Baydın yine tuzağa kendini düşürtü: söyleyemem diyordu. Bu sistemin nedenli yalanlarla iş yaptığının öteki ek gelişmesi idi. Fakat, yine de İsrail bombalıyor. Gazle içinde durmadan yeni bildirilerle sürgüne göndertiği Filistinlileri yine kaçmalarını istiyordu. Bu makine işlerken de başka gerçekler de ortaya çıkma gibi acı sonuç da Metanyahu ile Baydını vuruyordu.
Aslında olay ta baştan nerede ise tüm İsrail probagandaları peşpeşe yalanlanıyordu. Tek olmayan, israilin kanlı saldırıları ile soykırımdan etnik temizliği içeren planıdır. Tabi bizim medya çoğuna dokunmuyor. Üstelik ekrana çıkanlar da belli ki her konuda olduğu gibi çizilen çizginin dışına çıkmıyorlar. Birkaç olayı yeniden hatırlatalım. Göreceksiniz ki hala ayni yalanlar devamlı tekrarlanıyor.
Daha ilk baştan İsrail propagandasıyla Hamasın kırk kişinin ve çocukların olduğu kesimin kafalarını kestiği veya boğazladığı görseli pazarlandı. Yalan çıktı. Öyle bir yalan ki öylesi yerleşim dahi olmadığı geniş çerçeveye yayılan zehirli mermi gibiydi. İkincisi daha da tehlikeli: olayda Hamasın saldırılarıyla yapılan festivale saldırıldığı ve gelişi güzel ateş edilip katliyam gerçekleştirildiği probagandasıydı.
Sonradan ortaya çıkan görüntülerde festival müzik yerine İsrail helikopterlerin gelişi güzel ateş etiği askerlerin de şaşkınlıkla rasgele sağa sola mermi ve top yağdırtığı anlaşıldı. Buda pek haber eksenimize gelmedi. Bu nedenle adına “uzman ortadoğucu” diyen kıpır kıpır kişiler hala Hamasın adıyla İsrail probagandalı atışlar yapmaya devam etmektedirler. Öyle ki konuşmalarıyla hala İsrail Hamas dengeli güç savaşı gibi anlatıyla isfailin faşist devlet veya kolektif batı emperyalist gerçeklerini örtmeye ve aklamaya çalışıyorlar.
Eklemeden olmaz: İsrail gazetelerinden bazıları da Elşifa hastahanesi konusuyla dalga geçtiler. Denilen, Hamasın merkezi, tünelerle örülü ile bol silah anlatıların nerede olduğunu soruyoarlar. Metanyahuya yalan söylemekle suçluyorlar. Dahası, Telavivden Kudüse ateşkes ve esirlerin kurtarılması için yürüyüş yaptılar. Bunlar bize çok yabancı işler. Parayla askerlik yapmama ama vijdani retin suç olduğu dönemi ne yazık K. Kıbrısta ayni anda yaşıyoruz.
Savaşın gerçeği yeniden yaşandı. İki mekanizma ile savaşlar, gerçekleri önce öldürüyor. Yalan söyleyerek ve bunu medyada kulanarak gerçekleri katlediyorlar. Savaşta güç kulanıp etnik temizlik, katliyam yaparak da insanlık gerçeklerini katlederek yok ediyorlar. Savaş işte böle bir şey. Bizimkilerin yardım beklediği hem de adına Demokrat Baydın dedikleri ABD başkanı ise Elşifa hastahane katliyamı sonucunu zafer ilan ederken, sorulan Hamas tüneleri ve silahları, karagah olduğu belgeleri konusunda da “onlar önemli sır” deyip konuşamıyor.
Sıkı durun: Ukrayna konusunda da yarın duyacaklarınız da ezberinizi bozmaya adaydır.
Tam bunlar olurken Türkiyeden gelen haber ise adeta zamanında öğrenip de seminerlerini de veren benim için yeniden birikimime önem vermenin rahatlığını getirdi. Frank Deenk katili Ogun Samas hem de yargının kararıyla erken tahliye edildi. Suç uydurulup veya Gülten Kışanak gibi yargılanmadan yedi yıl hapiste olunan yerde bir katil DEEnk katili Samas serbes brakıldı. Dİkat edin buraya da gelmesi sürpriz olmaz. Çakıcıyı hatırlarsanız, nedemek istediğimi de anlarsınız. Peki bu haberi hala yerel basının işlememesi de başka gerçek kaçışı deyil mi?
Kısaca, Elşifa operasyonu, onca yıkım ile probaganda sonrası, akıtılan kan dışında ne dendiyse yalan çıktı. Ama, emperyalist sistem ve faşist devlet kuramlarını unutursak, anlamsız olduğunu söyledikçe, olayların gerçekleştirenlerin adını dahi koymadan, kendimize de umut çıkararak vunma paranoyasına takılıp kalırız. Elşifa bir hastahane ve hastahene vurmak suç Cenevre anlaşması da var. Kim takar.
yazarın tüm yazıları:
Özkan YıkıcıEl Şifa operasyonu! – Özkan Yıkıcı
"Bu Memleket Bizim" yayınlarını izleyin
"Gündem" yayınlarını izleyin
"Yeniçağ Güncel" yayınlarını izleyin